İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından (İBB) iki sosyal medya kullanıcısının otobüslerin doluluk oranlarına ilişkin paylaşımlarıyla "halkı kin ve düşmanlığa tahrik", "iftira" ve "hakaret" suçlarını işledikleri gerekçesiyle yapılan suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturmada, takipsizlik kararı verildi.
Koronavirüs salgını nedeniyle toplu taşıma kullanımının düşmesinin ardından, Boğazköy-Bakırköy hattındaki kalabalık bir otobüsün fotoğrafının sosyal medyada paylaşılmış olay günlerce siyasiler tarafından tartışılmıştı.
İBB, Mehmet Önder ile Mücahit Birinci hakkında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik", "iftira" ve "hakaret" suçlarını işledikleri gerekçesiyle suç duyurusu yapmıştı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Suç duyurusu ile ilgili soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu paylaşımlarla "halkı kin ve düşmanlığa tahrik", "iftira" ve "hakaret" suçlarının yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiye takipsizlik kararı verdi.
Takipsizlik kararında yer verilen İBB'nin suç duyurusu dilekçesinde, doluluğun olduğu iddia edilen toplu taşıma hatlarından biri olan 30 duraklı Kağıthane-Kabataş hattına 15 Mart Pazar günü 41 yolcu, 22 Mart Pazar günü 1 yolcu, 29 Mart Pazar günü 71 yolcunun bindiği, 29 Mart'ta 06.00 da "Fazilet" durağından şoförün uyarısına rağmen araca bir anda 47 yolcunun bindiği kaydedildi. 72 duraklı Boğazköy-Bakırköy hattında ise 15 Mart'ta 51 yolcu, 22 Mart'ta 31 yolcu, 29 Mart'ta 65 yolcunun bindiği, 29 Mart'ta 06.15'te sadece iki duraktan 41 kişinin otobüs şoförünün arkadan boş araç geleceği ve sosyal mesafe kuralına uyulma zorunluluğu uyarılarına rağmen zorla otobüse bindikleri aktarılan dilekçede, fotoğraf ve video kaydı çekilerek bunların sosyal medyada paylaşıldığı anlatıldı.
"Basın açıklamaları gerçeği yansıtmıyor"
Takipsizlik kararında, "Her iki otobüse ait olay gün ve saatine ilişkin incelenen kamera görüntüleri, İBB'nin yazı ekleri, olay gün ve saatinde her iki hatta çalışan otobüslere binen yolcuların alınan ifadeleri ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, gerek İBB Başkanlığı Hukuk Müşavirliği aracılığıyla yapılan şikayetin gerek İBB'nin internet sitesinde yapılan basın açıklamasının gerekse İBB Başkanlığının ulusal basında yer alan açıklamalarının gerçeği yansıtmadığı ve atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmıştır" denildi.
İBB Hukuk Müşavirliğince gönderilen son tabloya göre, Fazilet durağında olay gün ve saatinde herhangi bir yolcunun binmediğinin anlaşıldığı kaydedilen kararda, İBB'den temin edilen araç içi kamera görüntülerinde Boğazköy-Bakırköy hattında 2 durakta 41 kişinin bindiğine ilişkin kayıt bulunmadığı aktarıldı.
Takipsizlik kararında, 3 aylık veriler incelendiğinde, pazar günleri aynı saatlerde 29 Aralık 2019'da 75 yolcu, 19 Ocak'ta 70 yolcu, 26 Ocak'ta 76 yolcu, 9 Şubat'ta 68 yolcu, 16 Şubat'ta 69 yolcunun taşındığı, 29 Mart'ta taşındığı belirtilen yolcu sayısının hatta taşınan rutin yolcu sayısına uygun olduğu, o gün için özellikle yoğunluk yaratılmaya çalışıldığına ilişkin sayısal bir verinin bulunmadığı kaydedildi.
Bu hattı kullanan yolcuların ifadelerinin alındığı belirtilen kararda, bu kişilerin ikametgah ve iş yeri bilgilerinin bindikleri duraklarla uyumlu olduğu ve birbirleriyle irtibatlı olduklarına veya organize şekilde hareket ettiklerine dair herhangi bir veriye rastlanmadığı vurgulandı.
Her iki hatta da 29 Mart Pazar günü yaşandığı iddia edilen yoğunluğun yolcular veya 3. kişiler tarafından organize ve bilinçli bir şekilde oluşturulduğuna ilişkin herhangi bir veri elde edilemediği belirtilen kararda, pandemi nedeniyle gerekli tedbirleri alma yükümlülüğünün bu işle ilgilenen yöneticilere ait olduğu, toplu taşım araçlarında yoğunluk yaşanmışsa vatandaşların söz konusu yoğunluğu sosyal medya veya diğer yayın organlarında paylaşım konusu yapmalarının demokratik bir toplumda beklenen bir davranış olduğu, yöneticilerin de bu tür paylaşımlara veya yayınlara katlanma ve imkanları ölçüsünde gerekli tedbirleri alma yükümlülüklerinin bulunduğu anlatıldı.
"İfade özgürlüğü" vurgusu
Takipsizlik kararında, "iftira" suçunun da yasal unsurlarının oluşmadığı belirtilerek, kamuoyunda "birinci yargı paketi" olarak bilinen 7188 sayılı Kanun'un 13. maddesi ile getirilen düzenlemede, Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesinin son fıkrasındaki "Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz" şeklindeki düzenleme ile ifade özgürlüğünün öneminin ayrıca vurgulandığı hatırlatıldı.
Kararda, "Şu halde, siyasetçi sıfatına sahip olan mağdur Ekrem İmamoğlu hakkındaki paylaşımların, yapılan eleştirilerin ağır ve incitici de olsa normal vatandaşlara göre daha dar kapsamlı yorumlanması gerektiği ve @Onderim2 isimli Twitter kullanıcısının yaptığı paylaşımların ağır ve kaba eleştiri kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği düşünülmekle 'hakaret' suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır" ifadelerine yer verildi.
Independent Türkçe, AA