Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ülkedeki yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan tedbirler ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın açıklamaları üzerine başlayan tartışmalara ilişkin yazılı açıklamada bulundu.
Bahçeli açıklamada, Kovid-19 salgını nedeniyle çok sayıda ülkenin zaaf ve zayıflıklarının ortaya çıktığını, Türkiye’nin ise aldığı önlemlerle sergilediği direnişin iftihar edilecek bir durum olduğunu ifade etti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Türkiye’nin salgına karşı başarısı CHP’yi rahatsız ediyor”
Türkiye’nin zor durumda olan ülkelere sağlık malzemesi yapıldığını anımsatan Bahçeli, “Sağlık alt yapımızın güçlü, bu alandaki yönetim anlayışının güven verici olması bazı gafilleri rahatsızlığa ve huzursuzluğa sevk etmektedir” dedi.
Bahçeli, Cumhuriyet Halk Partisi’ni (CHP) kastederek, “Tahakkuku asla mümkün olmayan bir hayalin peşinde koşan müflis ve münafık siyaset temsilcileri, köhneliklerine aldırmadan Türkiye’yi kötü göstermenin derdindedir” ifadelerini kullandı.
Bahçeli şöyle devam etti:
Cumhuriyet Halk Partisi’yle birlikte siyasi ve ideolojik akraba grupları böylesi bir çarpıklığın pençesindedir. KOVİD-19 salgınının ateşi düşürülmesi ve hayatın normalleşmesi için sokağa çıkma sınırlandırmasından, diğer zecri önlemlere kadar yapılan ve yapılması planlanan her siyasi girişim değerli ve dengelidir. CHP zihniyeti yapılanı yıkmak, hakikati çiğnemek, var olanı yok etmek üzerine kurduğu muhalefet anlayışıyla tam bir garabet ve hezimete dümen kırmıştır. Aziz Atatürk’ün partisi Türkiye’ye diş bileyen, Türk milletine dirsek çeviren ayıplı ve ahlaksız bir siyasetin uçurum dibine yuvarlanmıştır.
CHP’nin Aleviliği istismar etti ve din gibi göstermeye çalıştığını öne süren Bahçeli, “Bu şekilde takdim ve tarife kalkışan ucuz CHP zihniyeti milletimizin sinir uçlarıyla, inançlarımızın hassasiyetleriyle oynayacak kadar şuur kaybına uğramıştır” dedi.
“Hiç kimse Müslüman mahallesinde salyangoz satmasın”
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın geçen haftaki cuma hutbesinde söylediklerine gelen tepkilerin insafsızca olduğunu dile getiren Bahçeli, bu durumun hayasızlığın siyaset ve hukuk kılıfına bürünmesi olduğunu ifade etti.
Bu durumun bir İslamofibi olduğunu vurgulayan Bahçeli şunları kaydetti:
Hiç kimse de Müslüman mahallesinde salyangoz satma küstahlığına, bunu da aklama ve haklı çıkarma kütüklüğüne heves etmemelidir. Ankara Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanı’nı hedef alarak, “Sesi çağlar öncesinden gelen şahıs” olarak itham etmesi, nefret dilinden bahsetmesi, İzmir Barosu’nun aynı tıynetin yörüngesine girmesi Yüce Allah’ın kelamıyla birlikte Efendimize ve dinimize vahim bir saldırıdır. Asıl nefret dili, asıl ilkel ve çağın gerisinde kalmış üslup aynısıyla sözü edilen baroların ruhuna yuvalanmıştır. Kimin hangi hayatı benimsediği, nasıl bir saplantı ve hastalıklı tercihe saplandığı bizi meselemiz ve merakımız değildir. Ancak hiçbir hadsiz Türk milletinin manevi değerlerini, milli emanetlerini sorgulayamaz, tartışmaların içine çekemez” ifadelerini kullandı.
Bahçeli ayrıca, “Hayat tarzına hürmet bahanesiyle, milli ve manevi bünyemize enjekte edilmek istenen sapıklıklara göz yumulmasını beklemek beyhude bir çabadır” ifadelerini kullandı.
Independent Türkçe