Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi) Genel Başkan Yardımcısı ve Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, 'Avukatla hükümlü arasında cezaevinde yapılacak görüşmelerin kayda alınması, belge ve dosyaların aranarak el konulmasına olanak tanıdığı' iddia edilen Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik'e ilişkin açıklamada bulundu.
Yeneroğlu, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Yönetmeliklerinde gerçekleştirilen düzenlemeye tepki gösterdi.
"29 Mart 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan1 Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik’in 72. maddesinin 2-d ve 2-e bentlerindeki düzenlemeler, savunma hakkını açıkça ihlal etmekte olduğu gibi normlar hiyerarşisine de ters düşmektedir” diyen Yeneroğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Avukatla hükümlü arasında cezaevinde yapılacak görüşmelerin kayda alınması, belge ve dosyaların aranarak el konulmasına olanak tanıyan "Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik'e İlişkin Açıklamamız: https://t.co/MTaEYsXInZ pic.twitter.com/7JQmvuGkr2
— Mustafa Yeneroğlu (@myeneroglu) April 1, 2020
Gerek açık hukuka aykırılık hali gerekse de hukuk hiyerarşisine aykırılık nedenleriyle söz konusu yönetmelik hükümleri ilgili İnfaz Yasası'na, Anayasa‘ya ve AİHS’ne aykırı olduğundan iptal edilmesi gereken düzenlemeler olarak karşımıza çıkmaktadır.Hükümlüler ile avukatları arasında cezaevlerinde yapılacak olan görüşmelerin çerçevesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun (CGTİHK) 59. maddesinde2 ayrıntısı ile düzenlenmektedir.
İnfaz Yasası‘nın 59. maddesi kapsamında, hükümlü ile avukat arasında “Görüşme sırasında; hükümlünün avukatına veya avukatın hükümlüye verdiği belge veya belge örnekleri, dosyalar ve aralarındaki konuşmaya ilişkin olarak kendilerinin tuttukları kayıtlar incelenemez; hükümlünün avukatı ile yaptığı görüşme dinlenemez ve kayda alınamaz“ hükmü açıkça düzenlenmiştir.
Yukarıda belirtilen söz konusu yönetmelikte ise tamamen bu hükme aykırı olacak şekilde düzenlemeler yer almakta, avukatın yanında getirdiği belgelerin savunmaya yönelik olup olmadığına ilişkin yazılı beyanı alınmak istenmekte, aynı zamanda bu belgelerin de fiziki olarak aranması kabul edilmekte, bir kısım belgelere de el konulabileceği yönetmelik ile açıkça yasaya aykırı olacak şekilde düzenlenmektedir.
“Yönetmelik ile kendisinden daha üst norm olan yasa hükümleri değiştirilemez”
Yönetmelik ile getirilen bu kısıtlamalar, en kutsal hak olan ‘Savunma Hakkı‘ başta olmak üzere, İnfaz Yasası'nın 59. maddesine, Anayasamızın 36. maddesinde belirtilen ‘Hak Arama Hürriyetine‘, AİHS‘nin 6. maddesinin 3 b, c bentlerinde ifadesini bulan ‘Dürüst Yargılanma Hakkına‘ açıkça aykırıdır.
Temel haklar kategorisinde yer alan Savunma Hakkının, yönetmelik hükmü ile kısıtlanması kabul edilemez. Savunmanın en önemli temsilcisi olan avukatların savunmaya yönelik hakları da bu kapsamda kısıtlanamaz. Yönetmelik ile kendisinden daha üst norm olan yasa hükümleri değiştirilemez. Dolayısı ile savunmaya yönelik olarak yönetmelik hükmü ile getirilen bu düzenlemeler, hukuka aykırı olduğu gibi iptali de gereken maddeler şeklinde tezahür etmiştir.
Yukarıda izah edilen bu hususlar çerçevesinde, herkesin savunma hazırlamak için gerekli kolaylıklara sahip olması ve bir avukatın yardımından faydalanması hususları da birlikte değerlendirildiğinde, savunma hakkının ihlalini içeren düzenlemelerin bir an evvel düzeltilmesi gerekmektedir. Herkesin hukukun verdiği imkanlar ölçüsünde ve hiçbir kısıtlamaya maruz kalmadan yargı mercileri önünde hakkını araması ve savunması sağlanmalı ve bu hakların önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
Independent Türkçe