Türk edebiyatının ilk kadın romancısı olarak tanınan Fatma Aliye’nin “Levâyih-i Hayat - Hayattan Sahneler” adlı eseri Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Türk Edebiyatı Klasikleri Dizisi’nde yerini aldı.
Fatma Aliye’nin yazarı olduğu Hanımlara Mahsus Gazete’de tefrika edilip kitaplaşan mektup roman, Osmanlı kadınlarının gözünden aşk ve evlilik sorunsalına ışık tutuyor.
Fatma Aliye, farklı kadınlıkları ve erkeklikleri ele alarak evlilik kurumunu, aile içi şiddeti sorguluyor, kadınların insanca yaşamalarının yolunun ekonomik özgürlük ve eğitimden geçtiğine vurgu yaparken aşk üzerine de felsefi bir tartışma yürütüyor.
Fatma Aliye’nin romanı “Levâyih-i Hayat - Hayattan Sahneler” günümüz Türkçesine Senem Timuroğlu tarafından uyarlandı.
Fatma Aliye (Topuz) (1867-1945)
1889’da “Bir Kadın” imzasıyla çevirdiği, George Ohnet’den Meram romanıyla edebiyat dünyasına ilk adımını attı. 1891’de yayımlanan ikinci yapıtı Hayal ve Hakikat’i Ahmet Mithat’la yazdı. Çok geçmeden sırasıyla Muhadarat, Refet, Levayih-i Hayat, Udi ve Enin romanları kendi adıyla yayımlandı.
Refet ve Udi Türk edebiyatının çalışıp ayakları üzerinde duran ilk kadın karakterlerini anlatır. Romanlarındaki başkarakterlerin hepsi mücadeleci ve güçlü kadınlardır.
Yapıtları yurt dışında ilgi gördü. Udi romanı 1899’da Gustave Seon tarafından Fransızca’ya çevrildi.
Ev ziyaretleri yapan Avrupalı kadın gezginlerin Osmanlı kadını hakkındaki yanlış izlenimlerini değiştirmek için kaleme aldığı Nisvan-ı İslam 1894’te Rus şarkiyatçısı Olga de Lebedef ve Nazime Roukie tarafından Fransızca’ya ve Beyrut’ta tefrika edilmek üzere Arapça’ya çevrildi.
1893 Chicago Kitap Fuarı için hazırlanan The Woman’s Library of The World’s Fair kataloğunda Fatma Aliye’nin biyografisi ve kitapları yer alıyor.
Filozofların biyografilerinden oluşan Teracim-i Ahval-i Felasife adlı yapıtı ve felsefi bir deneme Tedkik-i Ecsam Türkiye’de bir kadın kaleminden çıkan ilk felsefe yapıtları.
Kosova Zaferi ve Ankara Hezimeti ile yarım kalan Ahmet Cevdet Paşa ve Zamanı bir kadın yazara ait ilk tarih yapıtları.
İslam’ın ilk zamanlarında yaşamış kadınların biyografilerini yazdığı Nâmdârân-ı Zenân-ı İslâmiyân çalışmasıysa bugün yeni yeni oluşmaya başlayan feminist tarih bilincinin erken örneği olarak biliniyor.
Kadınlara ait en uzun süreli yayın olan Hanımlara Mahsus Gazete’nin ilk günden itibaren etkin bir kalemi olan Fatma Aliye, makalelerinde İslam’ı ataerkil yorumlarından sıyırarak yorumlamayı önerdi ve çokeşliliği, evlilik ve örtünmeyi bu yaklaşımla ele aldı.
Döneminde büyük bir cesaret ve direniş sergileyerek kalemi elinden bırakmayan Aliye kendinden sonra gelen kadın edebiyatçıları da yazılarıyla destekledi.
© The Independentturkish