Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık dönemindeki danışmanlarından Karar yazarı Akif Beki, İdlib’de Suriye ordusunun Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) yönelik saldırısını yazdı.
Beki, “Suriye’nin toprak bütünlüğünden ne anlamıştık ki?” başlıklı köşe yazısında şunları yazdı:
NATO’yu sıkıştırırken, ABD ile bozuşurken Ankara’nın tek güvendiği Astana sözleriydiyse eğer...Yandı gülüm keten helva. O sözler havada, o ortaklık ortada kaldı. İlk gerçek sınamada hem de. Meğer yanlış anlaşılmadan kaynaklanmış. Rusların, Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumaktan kastı Esad’ın toprak bütünlüğünü korumakmış. Bu iletişim kazası yüzünden Ankara’nın Suriye politikası, şimdiye dek Rusya’ya kazandırmış, Esad’a yaramış oldu.
ABD’yi Suriye’den çıkmaya Ankara’nın zorladığını söyleyen Beki, saldırıda en az 8 TSK mensubunun yaşamını yitirdiğini hatırlatarak şöyle devam etti:
Moskova, Ankara’nın ‘misilleme yaptık, jetlerimiz havalandı, Şam kuvvetlerini vurduk, ağır kayıp verdirdik’ şeklindeki beyanlarını yalanlamakla...’Habersiz yer değiştirme’ ve ‘teröristlere müdahale’ gibi Esad’ı haklı çıkaracak gerekçeler öne sürmekle meşgul. Şaşılacak yanı var mı peki, hayır. Kremlin Sözcüsü Peskov, İdlib’i es geçip böyle bir günde bile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kırım’la ilgili açıklamalarına katılmadıklarını söylemeyi öne çekebiliyor. Nal diyor da mıh demiyor hala.
“Rusya’nın tavrında ‘başka ne bekliyordunuz ki, Esad’a İdlib’i aldırmadan Suriye’nin toprak bütünlüğünü nasıl sağlayacaktık’ tepkisi seziliyor” diyen Beki, şu görüşlerini de dile getirdi:
Gelin görün ki Suriye’de, ABD’ye kaybettirmek bize de kazandırmadı. Günün sonunda aleyhimize döneceği baştan kestirilmeyecek gibi miydi, yine hayır.
Rusya’yla ilişkileri normalleştirmek ve iyi geçinmek tabii ki gerekliydi.
Fakat ABD ile kötüleşme pahasına olursa, Washington’u Moskova ile dengelerken Moskova’yı dengelemek için elde bir kart kalmayacağı hesap edilemez miydi?
A planı çökmüştü, B planı da gitti. Dileyelim de hazırda alternatif bir C planımız mevcut olsun.
Karar