Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Gölcük'te düzenlenen 'Piri Reis Denizaltısı Havuza Çekiş ve Seydi Ali Reis Denizaltısı İlk Kaynak Töreni’nde konuştu.

“Belirsizlik, risk ve tehditlerle dolu bir dönemden geçiyoruz” diyen Akar, toplumun huzuru ve refahı için sadede bugünün değil, geleceğin teknolojilerinin takip edilerek gerekli hazırlıkların yapıldığını aktardı.

Akar konuşmasında Türk savunma sanayinin geldiği noktadaki başarıya dikkati çekti:

Jeostratejik önemi son derece yüksek olan coğrafyamızda yerli ve milli savunma sanayii ürünleriyle, teçhiz edilmiş, etkin, caydırıcı, saygın bir orduya sahip olmak bizler için artık bir tercih değil mecburiyettir, zorunluluktur. Nitekim yurtiçinde ve sınır ötesinde başarıyla yürütülen terörle mücadele operasyonlarında yerli ve milli savunma sanayiimizin ürünlerinin ne kadar önemli olduğu görülmüştür. Bu operasyonlarda yerli ve milli sanayii ürünlerinin kahraman ve fedakar personelimize kazandırdığı hareket kabiliyeti, özgüven, moral ve motivasyon çok önemlidir ve asla göz ardı edilmemelidir. Sayın Cumhurbaşkanım, Türkiye artık enerjisini, birikimini ve kaynaklarını boşa harcayan bir ülke değil. Çok şükür, o günler geride kaldı. Yerli ve milli imkanlarla üretilen MİLGEM korveti, lojistik destek gemisi, çok maksatlı anfibi hücum gemisi, ALTAY tankı, atak taruz helikopeteri, silahlı ve silahsız insansız hava araçları, HÜRKUŞ eğitim uçağı, GÖKTÜRK 1 gözetleme uydusu, yeni tip karakol botları, süratli müdahale botları, milli piyade tüfeği, mayına karşı korumalı araçlar, hava savunma ve füze sistemleri başta olmak üzere birçok sistem sanayiinde geldiğimiz noktayı en açık şekilde göstermektedir. Artık kendi firmaları, kendi insan kaynağı ve kendi imkanlarıyla üreten ve ürettiğini ihraç edebilen bir ülke konumundayız. Bu doğrultuda dost ve kardeş ülke Pakistan’a MİLGEM’lerin henüz bir başlangıç olduğuna inanıyoruz.”

"Suriye’de olduğu gibi Libya’da da barış, huzur ve güvenlik sağlanana kadar Libyalı kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz"

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar konuşmasında Libya ile varılan mutabakat muhtıralarına da değindi.

Libya ile yapılan "Deniz yetki alanlarının sınırlandırılması" ile "Güvenlik ve askeri iş birliği" mutabakat muhtıralarını, "hak ve menfaatlerin korunması yönünde atılan stratejik öneme sahip adımlar" olarak nitelendiren Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

 Köklü tarihi, kültürel, ekonomik bağlarımız olan Libya ile güvenlik ve askeri iş birliği kapsamındaki faaliyetlerimize de devam edeceğiz. Yedi iklim üç kıtaya barışı, huzuru ve adaleti götüren atalarımızdan aldığımız ilhamla ve milli, manevi değerlerimiz doğrultusunda bugüne kadar mazlum ve mağdurların yanında olduk. Aynı şekilde bugün Suriye’de olduğu gibi Libya’da da barış, huzur ve güvenlik sağlanana kadar Libyalı kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Türkiye, savunma sanayisindeki stratejik ihtiyaçlarını kendisi tasarlayabilir, geliştirebilir, üretebilir ve bunların ihracatını yapabilir hale gelinceye kadar durmayacağız, dinlenmeyeceğiz, gece-gündüz çalışacağız. Yapabildiğimizi, üretebildiğimizi gördük, bundan sonra da üretmeye devam edeceğiz.

Independent Türkçe, AA