Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Millî Savunma Üniversitesi (MSÜ) Kara Harp Okulu Diploma ve Sancak Devir Teslim Töreni gerçekleştirildi.
Törende mezun olan teğmenlere hitap eden, şu ifadeleri kullandı:
Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Bugünkü törenimizde subaylarımız ve aileleri ile bir aradayız. Yarın da deniz ve hava harp okulu törenlerinde heyecanınıza ortak olacağız. 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı tebrik ediyorum. Şehitlerimizi rahmetle yad ediyor gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını da minnetle anıyorum. Büyük zaferle milletimizin bağımsızlık iradesi tescil edilmiştir. Bu zafer milletimizle birlikte onun bağrından çıkan kahraman ordumuzun bayramıdır.
Her bir üyesi milletimizin öz evladı olan ordumuzun kahramanları ile iftihar ettik, ediyoruz. Bu akşamki özel programla zaferin 102. yıl dönümü heyecanını birlikte yaşayacağız.
Rabbim ordumuzu ve tüm güvenlik güçlerimizi muzaffer eylesin. 1834'te kurulan Kara Harp Okulu ordumuzun göz bebeğidir. Askeri kimliği başarılar dolu kahraman subaylar yetiştirmiştir. Nice mümtaz şahsiyetler bu çatı altında eğitim görmüştür. Bu gelenek güçlenerek devam ediyor. Bugün de nice vatan evlatları terörle mücadeleden sınır ötesi operasyonlara kadar nice başarılara imza atıyor.
"FETÖ'nün açtığı tahribatı kısa sürede telafi ettik"
Kahraman ordumuzun saflarına yeni çelikten bilekler ekliyoruz. Toplam 989 öğrencimiz mezun oluyor. Diplomalarını alarak ordumuzun saflarına katılan teğmenlerimizi tebrik ediyor tek tek alınlarından öpüyorum. Mezunlarımızı yetiştiren hocalarımızı ve komutanlarımızı da tebrik ediyorum. 15 Temmuz'dan sonra yeniden yapılandırdığımızı okullarımızın başarı grafiği sürekli yükseliyor. Bu dönemde 9 bin 909 kardeşimiz Kara Harp Okulundan mezun oldu. 15 Temmuz ihaneti gibi bir devletin başına gelebilecek felaketi en az hasarla atlattık. Tahribatı kısa sürede telafi ettik. Personel, eğitim, imkan ve yetenekler bakımından eksikleri giderdik.
Hayata geçirdiğimizi reformlarla ordumuza yük olan sıkıntılı durumlara son verdik. Yeni eğitim öğretim sistemi ile milli iradeye bağlı, sadece milletine hizmet eden bir Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sahip olduk. Bu adımların bırakın zayıflatmayı odumuzun üçüne nasıl güç kattığını sahada elde edilen başarılarda görüyoruz. Suriye'den Libya'ya ordumuz görevini alnının akı ile yerine getiriyor. Başarı grafiği ile eski Türkiye artıklarının hazımsızlığı da artmakta. Buna imkan vermeyeceğiz. Onları rahatsız etmeyi sürdüreceğiz.
“Askerlik, din, devlet ve vatan için namus borcudur”
Tarihimiz boyunca devlet komutan millet de asker olmuştur. Her Türk asker doğar... Bu sözü milletimizin bu topraklarda yürüttüğü varlık yokluk mücadelesi ile eşleşmiştir. Askerlik meslekten ziyade din için, devlet ve vatan için namus borcu görülmüştür. TSK'nın kodlarında bu anlayış hakimdir. Milletin kendisi olan TSK, bağımsızlığımızın, bölünmez bütünlüğün, milli birliğimizin güvencesidir.
Türkiye coğrafya olarak bir köprü, kültürel olarak bir merkezdir. Böyle bir coğrafyada başı dik yaşamak öyle bir babayiğidin harcı değildir. En basit zafiyet milletimizi çok büyük tehditlerle karşı karşıya bırakır. Eğer bugün Gabar'da, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde bu teröristleri gömdüysek bundan sonra da aynı kararlılıkla, aynı imanla gömmeye devam edeceğiz. Anadolu'yu vatan yapmak kadar muhafaza etmek de zordur. Burası tembelliği, rehaveti, boş vermişliği kaldırmaz. neme lazımcılığı asla kaldırmaz. Her kim Türkiye'nin ufkunu 782 bin kilometrekareye hapsetmeye çalışıyorsa, gafil değilse bu toprakların yabancısıdır.
Bizi sığ sulara hapsetmeye çalışanlara prim vermedik, vermeyeceğiz. Türkiye merkezli düşünecek ama vizyonumuzu dünyayı içine alacak şekilde geniş tutacağız.
"Filistinli kardeşlerimiz ile aramıza kim duvar örebilir"
Azerbaycan ile nasıl birsek Türk devletlerindeki kardeşlerimiz ile kalplerimiz bir atmaktadır. Kudüs'e biz sırtımızı nasıl dönebiliriz. İstanbul ile Kudüs-ü Şerif'i kim ayırabilir, Gazze'yi Gaziantep'ten kim ayırabilir. Kim Kudüs'ten bize ne diyorsa bu milletin tarihini bilmiyor demektir. Yan yana şehit olduğumuz kardeşlerimizle aramıza kim duvar örebilir. Ecdadın dört asır boyunca barış, huzur ve esenlik içerisinde yönettiği Kudüs'e biz sırtımızı nasıl dönebiliriz. Gazi Mustafa Kemal'in, düşman postalı değdirmemek için mücadele ettiği Filistin topraklarına biz gözlerimizi nasıl kapatabiliriz. Gazi, niçin Bingazi'deydi, oraya niye gitmişti, mücadele etmişti? İşte bu vatan aşkı ile bu ruhun adımıydı.
Independent Türkçe