İYİ Partili Vural: Bırakın güzel adaylar çıksın, biz de her yerde adaylarımızı çıkaracağız

İYİ Parti son günlerde parti içi gerilim ve rant iddialarıyla gündemde. Independent Türkçe İYİ Parti'nin ağabeylerinden Oktay Vural ile konuştu. Vural iddialara "Mesnetsiz" dedi, İstanbul ve Ankara'da kendi adaylarını çıkaracaklarının sinyalini verdi

İYİ Parti'de bir süredir işler karışık görünüyor.

Kayıt dışı para ve usulsüzlük iddiaları, partide peş peşe gelen önemli isimlerin istifası, İYİ Parti lideri Meral Akşener'in son dönemdeki sert açıklamaları üzerine herkesin üzerinde birleştiği soru "İYİ Parti'de ne oluyor?" yönünde.

Tüm bunlara ilaveten 2023 seçimlerinden yine yenilgiyle çıkan muhalefet artık tamamen dağınık bir görünümde 2024'teki yerel seçimlere doğru ilerliyor. 

Seçim sonrası herkesin bildiği ancak gerçek anlamda açığa çıkan Akşener-Kılıçdaroğlu gerilimi sonrası İYİ Parti yerel seçimlerde rotasını tek başına çizeceğinin mesajını verse de, CHP'de Özgür Özel ile birlikte başlayan değişimin özellikle Ankara-İstanbul özelinde sınırlı bir ittifaka dönüşüp dönüşmeyeceği sorusu da gündemin bir köşesinde öylece duruyor. 

İYİ Parti'nin adaylarını Aralık ayı içinde duyuracağı söyleniyor. 

Independent Türkçe, siyasette tansiyonun yüksek olduğu bir dönemde İYİ Parti Genel Merkezi'ndeydi. 

Partinin ağabeylerinden ancak yeni üyelerinden Oktay Vural ile gündemdeki gelişmeler ve iddialar üzerine 
konuştu. 

Röportajın tamamı için buraya tıklayabilirsiniz.

Vural: Dikbayır'ın iddiaları soyut, mesnetsiz, belgesiz

Seçimler öncesi İYİ Parti'ye katılmayan ancak bir ay sonra düzenlenen 24 Haziran'daki İYİ Parti Kurultayı'nda Siyasi İşler Başkanı olarak görevine başlayan Vural, peş peşe gelen istifa haberleriyle ilgili olarak partide siyasal bir değişiklik olmadığını, istifaların kişisel tercih tercihlerle bağlı olduğunu söylüyor.

İYİ Parti Sakarya milletvekili Ümit Dikbayır'ın usülsüzlük iddialarıyla ilgili "Partide kasa boşatılması gibi bir şeyi tartışmak bile son derece açıkçası absürt. Siyasî partilerin mali denetimi Anayasa Mahkemesi tarafından yerine getirilir. Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine getirirken Sayıştay’dan yardım sağlar. Böyle bir şey olması dahi mümkün dahi değildir" diyor Vural, hedefte ise İYİ Parti lideri Akşener'in olduğunu söylüyor:

Soyut, mesnetsiz, belgesiz iddiaları, zanları, duyumları bir değerlendirmeye de gerek görmüyorum. Rantı partide değil başka yerde aramak lazım. Yalanlar… Yalanların bedeli ne olur biliyor musunuz? Yalanlara inanırsanız doğruyu aramazsanız. İYİ Parti’nin siyasal tutumundan rahatsız olanlar var. Dolayısıyla bu tür konular bir algı, bir dedikodu olarak kullanılıyor.  Kaldı ki; şahsi iddialar hukuka intikal etmişse, soruşturma istenmişse, disiplin kuruluna intikal etmişse bu süreç işliyor demektir"

Yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara sinyali

Merak edilen sorulardan biri de İYİ Parti'nin yerel seçimlerde ne yapacağı.

Aslında İYİ Parti lideri Akşener, partisinin 6. yıl konuşmasında seçimlere müstakil girecekleri ifade etmişti. 

Ancak Demirel'in "Dün dündür, bugün bugündür" sözü her dönem hafızalarda.

Üstelik muhalefetin seçim yenilgisi sonrası CHP'de liderlik de değişti. 

Vural, olası Akşener-Özel görüşmesiyle ilgili yorum yapmıyor ancak CHP kurultayında sağ seçmenin düşmanlaştırıldığını söylüyor.

İYİ Parti'nin fedakarlıklar yaptığını ancak Türkiye’de değişimin sağlanamadığını ifade eden Vural, "Kutuplaşmış siyasette İYİ Parti farklı bir alternatif yol" mesajıyla partisinin edilgen değil etken olmak istediğini belirtiyor:

İYİ Parti başkasına kazandırma ya da kaybettirmenin bir aparatı olarak görülmek istemiyor. Halkın eğilimini, teşkilat eğilimini ölçüyoruz. Zamanı geldiğinde, vakti geldiğinde bunlar da açıklanacak. Mecburiyet ve mahkûmiyet ilişkisi içerisinde seçmenlerin hür tercihlerini yerine korkutarak bir siyaset anlayışı yerine biz hür tercihlerle, vatandaşın özgür düşüncesiyle kendimizin sunduğu adaylarla önlerine bir alternatif koyacağız. Dolayısıyla partilerin adayları olacaktır, onu tercih eder-bunu tercih eder."

İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı Oktay Vural'a 2019'daki yerel seçimlerdeki ittifakın iktidara Ankara ve İstanbul'u yıllar sonra kaybettirdiğini hatırlatıp, 2024'te durumun tam tersine dönüp dönmeyeceğini, İYİ Parti'nin bu iki kentte kendi adaylarını açıklaması halinde muhalif seçmende bir endişe oluşup oluşmayacağını soruyum. 

"Bu iki kentte kendi adayınız olacak mı?" sorusunu ilave edip, İYİ Parti'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için ilk aday adaylığı açıklamasının Suat Sarı'dan geldiğini anımsatarak.

Vural, CHP ile işbirliğinin geçtiğimiz seçimlerde ortaya koyduğu sonuçla ile ilgili "Türkiye'de değişimi sağlamamışsa acaba aynısıyla, yani deneme-yanılma metoduyla aynı şeyi mi tekrar edersiniz? Başarısızlığı deneyerek mi başarıya ulaşmak isterseniz yoksa başarıyı deneyerek mi başarıya ulaşabilirsiniz?" diye soruya soruyla karşılık veriyor.

Ardından, partisinin İstanbul ve Ankara'da müstakil hareket edebileceğinin sinyalini veriyor:

Başkalarının hayallerini gerçekleştirmenin aparatı değiliz. Ya da başka kişilerin iktidarını devam ettirmenin aparatı da değiliz.  Biz bir başkasının başkalarıyla yaptığı ilişkinin hesabının bizim üzerinden sorulmasını istemiyoruz. Kendimizi ne AKP’ye ne CHP’ye göre tanımlıyoruz. Türkiye'nin geleceğini muhafazakâr devrimci ya da kültürel Marksistlerin arayışlarına göre şekillendirmeyi düşünmüyoruz. Açıkçası milli siyaset anlayışıyla, Türkiye'nin yeni bir siyaset anlayışına ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bırakın da güzel adaylar çıksın. Bırakın da toplumun hür tercihleri olsun. Dolayısıyla biz aday çıkartacağız. Halk bizim adayımızı da tercih edebilir, başka bir adayı da... Demokrasi zoraki rızaya dayanmaz. Demokrasi korkutmaya dayanmaz. Sonuçta adaylarımızı çıkartacağız, onlar da çıkartacaklar..."

Akşener masadan kalkmasaydı ne olurdu?

Aslında 2023'teki yenilginin ardından bu yana en sık dillendirilen sorulardan biri de yukarıdaki.

Oktay Vural, burada sözü Millet İttifakı'nın adayı ve eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na getirip "Kılıçdaroğlu'nun aday olması mı yoksa Kılıçdaroğlu'nu aday olarak ileri sürenleri ve süreçleri mi konuşmalı? Bunu iyi görmek lazım" diyor. 

İYİ Parti lideri Akşener'in masadan kalkmasıyla ilgili tartışmalara ilişkin ise şu yorumu yapıyor: 

Doğrusu hayretler içerisindeyim. '3’ünde Akşener masadan ayrılıp 6’sında geri geldi, o yüzden kaybedildi' önermesine karşılık '3’ünde oy verecek olanlar 6’sında neden oy vermekten vazgeçsinler ki?' diye soruyorum. Yani pek bir anlamı yok. Kemal Bey yine aday. Üstelik Ekrem Bey ile Mansur Bey de geldi. Eğer “Ekrem Bey ile Mansur Bey'in sürece dahil edilmesinden dolayı oy vermekten imtina ettiler” deniyorsa bu da bir çelişki olur. Dolayısıyla bu da yanlış."

Vural muhalefetin cumhurbaşkanı aday belirlemesi sürecinde Türkiye'nin değil parti siyasal çıkarının gözetildiğini söylüyor:

Akşener masadan kalkmadı, masa '5’li devam edelim' diyerek bir karar aldı. Ondan sonraki süreç içerisinde bu 5’li karar almayla İYİ Parti’siz bir seçimi nasıl kazanmayı düşünüyorlardı? Acaba muhtemel bir sonuç bekleniyordu da, bir sorumluluk yüklenmesi için mi bu hamle yapıldı?"

50+1 ve AYM-Yargıtay tartışmaları

Türkiye siyasetinde gündemdeki diğer konular ise 50+1 seçim sistemi ile hukuksal kriz.

Oktay Vural'a göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erodğan'ın gündeme bir kez daha getirdiği 50+1 tartışması gündem saptırmadan ibaret.

Vural, meselenin yüzde 50+1 değil, sistem bütünlüğü olduğu kanaatinde.

Meşruiyeti sağlayan hususun ise eşitlik kapasitesi, demokrasi, denge-denetim ve katılımcılık olduğunu düşünüyor. 

AYM ile Yargıtay arasında krizi oluşturabilecek hiçbir gerekçe olmadığını ifade eden Vural, "Bir görev uyuşmazlığı olduğu halde AYM kararları üstün. Kural bu. Bitti, bu kadar!" diyor. 

Türkiye'de kurumlarını birbirine düşman kılınmasının doğru olmadığını ifade eden Vural, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Uçum'un 10 Kasım'da gündeme getirdiği "Milli Yargı" meselesi ile ilgili ise şu yorumu yapıyor: 

Bu 1930’ların Almanya'sındaki Carl Schmitt dönemindeki muhafazakâr devrimci diye adlandıran akımların arkasındaki siyasal zihniyetlerin günümüze yansımasıdır. Ki; bu siyasal zihniyet ne Türk devlet geleneğine ne kadim düşüncelerimize ne de cumhuriyetimizin kazanımlarına uygundur. Anayasa Mahkemesi’nin kararını beğenirseniz-beğenmezsiniz... Bunlar eleştirebilecek konulardır. Ama bu konunun bir çatışma haline gelip üstelik suçla ilişkilendirmek, suçlu gibi göstermek, doğrudan doğruya yargıyı ve anayasal düzeni de toplumun inancını ve güvenini zedelemiş olursunuz. 

AK Parti'nin anayasa değişikliği önerisi

Anayasa değişikliği paketi gündemde. 

AK Parti'nin özellikle İYİ Parti ile uzlaşma yolu arayacağı dillendiriliyor. 

"Nasıl bir yol izleyeceksiniz?" sorusunu yönelttiğim Vural, "Türkiye’de bir seçim döneminde anayasayla ilgili bir gündemin oluşturulması seçmen tercihlerini yönlendirmektir" yanıtı veriyor. 

Şu anda toplumun böyle bir gerçeği olmadığını ifade eden Vural, "Toplumun gerçeği enflasyondur. Toplumun gerçeği adaletsizliktir, hukuksuzluktur, eşitsizliktir. Doğrudan doğruya emeği aşı çalınan insanlardır" diyerek İYİ Parti'nin bu eksende bir anayasa değişikliği tartışmasını uygun bulmadığını sözlerine ekliyor.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU