Sadr Hareketi destekçileri, 11 aylık bir aradan sonra Bağdat'ta ve Güney Irak'ın şehirlerinde Koordinasyon Çerçevesi partilerinin bürolarını bir kez daha ateşe vermeye başladı.
Bu eylem, bu kez Davet Partisi'nin karargahına, Ashab-ül Ehlül Hak karargahına ve milletvekillerine ve Bağdat'taki Bedir Örgütü'nün bazı karargahlarına kadar uzandı.
Sadrcılar, bu kez saldırılarını, Muhammed el-Sadr ve mevcut hareketin lideri Mukteda el-Sadr'ın şahsiyetler, medya kuruluşları ve Koordinasyon Çerçevesi içerisindeki partilere ait web siteleri tarafından suiistimal edilmesine cevaben gerçekleştirdiklerini açıkladı.
Söz konusu bu taraflar, Sadr ve hareketini İsrail ile normalleşme projesinin parçası olmakla, babasını ise Saddam Hüseyin rejimine ve kapatılan Baas Partisi'ne yakın olmakla suçluyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İsrail ile normalleşme
Koordinasyon Çerçevesi'ne yakın aktivistler, medya kuruluşları ve medya şahsiyetleri, Tel Aviv'in İsrailli araştırmacı Elizabeth Tsurkov'un geçen mart ayında Bağdat'ta kaybolduğunu ilan etmesinin ardından Sadr hareketini İsrail ile normalleşmenin yolunu açmakla suçladılar.
Öyle ki bu taraflar, araştırmacının Sadr Hareketi liderleriyle yaptıkları toplantılarda çekildiği fotoğrafları yayımladı.
Ayrıca araştırmacının hareketlerinin İsrail ile normalleşmeyi hızlandırmak amacıyla Sadr Hareketi tarafından desteklendiğini öne sürdüler.
Duygusal hareket
Sadr'ın Bakanı, Sadr adına konuşan bir sayfada yaptığı açıklamada, ofislerin yakılması ve hedef alınması noktasında yaşananların, Kuran'ı savunan ve ahlaksızlığı reddeden alimlere yönelik saldırıyı durdurmak için spontane ve devrimci bir duygusal hareket olduğunu söyledi.
Bakan, açıklamada Davet Partisi'ne sadık kalanlara ve onlarla ittifak halinde olan, din ve mezhebi sevdiklerini iddia edenlere ve Sadr ailesinin şehitlerine fırsat tanımasını umut ettiğini dile getirdi.
Din adamlarını eleştirmek suç sayılıyor
Son olaylar, Mukteda el-Sadr'ın destekçilerini Koordinasyon Çerçevesi'nin ofislerine ve karargahlarına yönelik şiddeti durdurmaya çağıran bir tweet atmasına neden oldu.
Herhangi bir Şii- Şii çatışmasını reddettiğini söyleyen Sadr, kanlı olacağı için bu çatışmanın içine çekilmeme konusunda uyarı yaptı ve bu nedenle çatışmanın ideolojik ve dini olarak yasak olduğunu vurguladı.
Mukteda es-Sadr, Şii yetkililere de ülkedeki durumun istikrarı için gerekli olduğundan, alimlere haksız yere hakaret etmeyi suç sayan bir yasa çıkarma çağrısında bulundu.
İsyanı etkisiz hale getirecek yasanın çıkarılması için ana güçlerin meclis kubbesi altında toplanması gerektiğini söylerken, aksi takdirde durumun iki ucu keskin bir bıçağa dönüşeceğini dile getirdi.
Maliki şaşkın
Davet Partisi lideri Nuei el-Maliki, partisinin Bağdat ve güneydeki karargahlarına düzenlenen saldırıların gerekçeleri karşısında şaşkınlık yaşadığını ifade etti.
Partisinin, Sadr ailesinin mücadelesinin ve mirasının bir parçası olduğunu vurgulayan Maliki, meydana gelen saldırıların düşmanları sevindirdiğini, haklı olmadığını, çünkü gerçek olmayan nedenlerle geldiğini vurguladı.
Nuri el-Maliki ayrıca, din alimlerine karşı işlenen suçları suç sayan bir yasanın çıkarılmasını desteklediğini de ifade etti.
Tepki
Mustansiriyah Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan İssam el-Fili, Sadr'ın destekçilerinin yaptıklarının, bazı internet sitelerinde Muhammed Sadık el-Sadr'a karşı bulunulan hakaretlere bir tepki olduğunu söyledi ve Sadr'ın tweetinin sorunu bitirdiğine dikkat çekti.
Fili, "Sadr destekçilerinin yaptığı, Sadr Hareketi ile Koordinasyon Çerçevesi arasında bir boşluk yaratmaya çalışan bazı internet sitelerine bir tepkiydi. Davet Partisi tarafından resmi bir açıklama yapılmadı" diye konuştu.
Bu sitelerin, Muhammed Sadık el-Sadr'ı, ilkelerin doğasına aykırı Baas otoritesine yakın olmakla suçlayarak, ona saldırmaya başladığını belirtirken, "Muhammed el-Sadr'ın bir önceki rejim tarafından öldürüldüğünü hepimiz biliyoruz" dedi.
İssam el-Fili, bu sitelerin Muhammed Sadık el-Sadr'a hakaret etmesinin sorun yarattığını, çünkü Sadr hareketinin, ideolojik, popülist, sembolizminin kendisi için kutsal olduğu ve kitlelerinin ideolojik duygularının peşinden gittiği gerçeğinden hareket eden bir hareket olduğunu dile getirdi.
Bu konunun, bu kitleleri Davet Partisi'nin Sadr'ın şehri, Bağdat'taki eş-Şuala ve ez-Zafraniya ve bazı vilayetlerdeki birkaç karargahını ateş açmaya sevk ettiğine işaret etti.
İssam el-Fili, Mukteda es-Sadr'ın gerginliği azaltmak istediğini ve daha fazla gerginlik istemediğini söylerken, bunu bakanı Muhammed Salih el-Iraki aracılığıyla değil, tweetiyle ortaya koyduğunu dile getirdi.
Fili, diğer tarafları bu konuyu dikkate almaya ve sosyal medya aracılığıyla tırmandırmamaya çağırdı.
Yasa önemlidir
Irak Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Gazi Faysal, ötekini tahrik etme kültürüne son vermek için dini sembollere hakaret etmeyi suç sayan bir yasanın çıkarılması fikrine destek verdiğini söyledi.
Faysal, "Sadr Hareketi ile Davet Partisi arasındaki siyasi pozisyonlardaki teorik farklılıklar ve tutarsızlıklar, ulusal bir hükümet oluşturmak için üçlü ittifakın kota sisteminden ve Koordinasyon Çerçevesi partileri, özellikle Davet Partisi tarafından benimsenen politikalardan uzak olması nedeniyle mevcuttur" dedi.
Sadr'ın tüm bu politikalara tamamen karşı olduğunu ve bunları idari ve mali yolsuzluğun sürdürülmesinin ve milyarlarca doların israf edilmesinin ana nedeni olarak gördüğünü belirten Gazi Faysal, Koordinasyon Çerçevesi'nin yaklaşımı ile Davet Partisi ve Sadr Hareketi'nin yaklaşımı arasındaki temel bir tutarsızlıkta değişim çağrısında bulundu.
Sadr, sakinlik için çabalıyor
Faysal, dini sembollere yönelik önyargıların yanı sıra, Sadr Hareketi ile Davet Partisi ve genel olarak Koordinasyon Çerçevesi arasında temel farklılıkların devam ettiğini dile getirdi.
Özellikle Mukteda es-Sadr'ın babası Muhammed Sadık el-Sadr'ın Davet Partisi'ne bağlı bazı taraflarca hedef alınmasının Sadr Hareketi yanlılarını kızdırdığını söyleyen Faysal, bu durumun kendilerini Davet Partisi'nin genel merkezini kapatmaya sevk ettiğine dikkati çekti.
Gazi Faysal, "Bu nedenle Sadr, dini sembollere hakareti suç sayan ve başkalarına provokasyon teşkil eden bu kültüre son veren bir yasanın çıkarılması çağrısında bulunarak olumlu bir tutum sergiliyor" dedi.
Temel farklılıklar
Irak Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü, "Bu çelişki, siyasete karışmayan ve toplumsal bir misyona sahip olan Necef dini otoritesi ile İran Velayet-i Fakih anayasasına göre kendisini dünya üzerinde genel bir yetkiye sahip gören Kum dini otoritesi arasında da mevcuttur" dedi.
Taraflar arasında temel farklılıklar olduğuna vurgu yapan Faysal, "Herhangi bir çekişme ve çatışma olmaması için, farklı mezhepler ve müctehidler için iç barışı garanti edecek şekilde, dini sembollere ve dini içtihatlara dokunulmamalıdır" ifadelerini kullandı.
Independent Arabia