Abdullahiyan’dan Körfez ülkelerine ziyaret

İranlı milletvekilleri, doğrudan müzakerelerin Washington’ın ‘iyi niyetine’ ve nükleer anlaşmanın etkinliğine bağlı olduğunu bildirdi

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan. Fotoğraf: İran Cumhurbaşkanlığı

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tahran’ın dondurulmuş varlıklarının bir kısmını Doha ve Maskat’tan geçen finansal kanallar aracılığıyla geri sağlayacak bir İran-ABD anlaşmasına ulaşmayı beklerken, Umman, Katar ve Kuveyt’i kapsayan Körfez turuna başladı.

İran Dışişleri Bakanlığı yaptığı kısa açıklamada, Abdullahiyan’ın ilk durağının neresi olduğunu açıklamadan ziyaretlerinin bugün  başladığını duyurdu.

İran Dışişleri Bakanı, bu haftanın başlarında Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan’ı ağırlamış ve burada ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve iş birliği alanları hakkında görüş alışverişinde bulunmuştu.

İran Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama, Devrim Muhafızları’na bağlı Telegram kanallarının pazartesi günü erken saatlerde Abdullahiyan’ın Umman Sultanı Sultan Heysem bin Yusuf’un üç hafta önce Tahran’a ilettiği ABD’nin mesajına karşılık, İran’dan bir yanıt taşıdığını bildirmesinin ardından geldi.

Umman Dışişleri Bakanı Seyid Bedr el-Busaidi çarşamba günü yaptığı basın açıklamasında Washington ve Tahran’ın tutuklu ABD’lileri serbest bırakacak bir anlaşma üzerinde son rötuşları yapmak üzere olduklarını vurguladı. Bakanın bu açıklaması, İran Dışişleri Bakanlığı’nın yakında Umman arabuluculuğuyla anlaşma ile sonuçlanacağını belirtmesinden sonra geldi.

ABD’li ve İranlı yetkililer geçen hafta, başta yurt dışındaki İran varlıklarının dondurulmasının kaldırılması karşılığında ABD’li tutukluların serbest bırakılması olmak üzere, Washington’ın Tahran’la karşılıklı adımlarını içeren bir anlaşma sağlamak için görüşmelerde bulunduğunu kaydetti. Bu anlaşma, İran’ın uranyum zenginleştirme programını nükleer bombaya yakın seviyelerde sınırlanmasını içerebilir.

Batılı bir yetkili Reuters haber ajansına, iki tarafın ‘gerginliği azaltma anlayışı’ üzerine çalıştığını aktardı. Umman Sultanlığı’nda ABD Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilisi Brett McGurk ile Tahran’ın nükleer enerji baş müzakerecisi Ali Bakıri Kani arasında birden fazla dolaylı görüşme olduğuna dikkat çekti. Aynı şekilde ABD’nin özel İran temsilcisi Rob Malley de aylarca doğrudan iletişime geçmeyi reddettikten sonra İran’ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi ile görüştü.

ABD’nin Irak’taki 2,7 milyar dolarlık dondurulmuş İran varlığını serbest bırakmasının ardından, geçen hafta, İran ile Katar arasında bankacılık iş birliğini güçlendirmeye yönelik müzakereler başladı.

Arabuluculuk ve doğrudan müzakere

İran Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Konseyi Üyesi Şehriyar Haydari, Did Ban İran sitesine yaptığı açıklamalarda, ABD ile doğrudan müzakere olasılığı hakkında yaptığı değerlendirmede “ABD iyi niyet gösteriyorsa ve rejime ve halka karşı önceki eylemlerinden dolayı pişmanlık duyuyorsa, bu durumda ABD ile doğrudan müzakereye girebiliriz” dedi.

Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Konseyi Sözcüsü Mahmut Abbaszade Meşkini de yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

ABD ile doğrudan müzakereleri iki kez denedik. İlk müzakereler (1981’deki rehin alma krizini sona erdiren) Cezayir Anlaşması ile, ikinci müzakereler de dışişleri bakanları düzeyinde gerçekleşen nükleer anlaşma ile sona erdi. ABD ile doğrudan müzakere halindeydik ama görüşmelerden çekildiler. ABD’liler, İran’ı küçük düşürmek için doğrudan müzakere peşindeler. Bir yandan İran'daki siyasi sistemi devirmek için para sağlarken, diğer yandan doğrudan müzakere mesajı veriyorlar. ABD ile arabulucular aracılığıyla müzakere etmeyi tercih ediyoruz. Zira tanıklar ve belgeler olurken, bir yandan da Batılıların müzakerelere uymadıklarını, anlaşmalara taraf olmadıklarını arabuluculara ispatlanıyor. Söz konusu dolaylı müzakereler, anlaşmaya varmayı garanti edecek doğrudan müzakerelerin başlangıcı olabilir. Garantiler sağlanırsa, anlaşma pratik bir şekilde sağlanabilir, dolayısıyla doğrudan müzakere ile ilgili bir sorunumuz yok.

Meşkini açıklamasının devamında mevcut yolun sonuçlarıyla ilgili karamsarlığını dile getirdi:

Batılıların şu anki durumunu İran’a taviz verecek yönde görmüyorum. Batılılar bir ileri iki geri gidiyorlar, bizi kısıtlamak istiyorlar. İmtiyaz peşindeler. Planları ve deneyimleri olduğu gibi baskı araçları da var ancak gerçek şu ki İslam Cumhuriyeti de ayrıcalıklar sunma konusunda zayıf bir konumda değil. İmtiyazlara ulaşmaya çalışıyoruz. Onlara ulaşamıyorsak, kendimiz sağlamalıyız.

Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Üyesi Hüseyin Feda Maliki bir hafta önce, ABD ve İran tarafları arasında gerekli olması halinde kullanılabilecek iletişim için bir telefon hattı olduğunu söyledi. Devlet televizyonuna verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı:

ABD ile arabuluculuk olmadan müzakerelerimiz var ama bunlar resmi değil. Bu müzakereler, ABD’lilerin donmuş varlıklarımızı serbest bırakması içindi. Müzakerelerde tutuklular hakkında konuşuldu ve İran bu konularda anlaşma sağladı.

İran Devrim Muhafızları'na bağlı Tasnim haber ajansına göre, parlamentonun, yeni Genel Sekreter Ali Ekber Ahmediyan başkanlığındaki İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi üyeleri ve parlamento Ulusal Güvenlik Komitesi üyeleri arasında nükleer müzakerelerdeki gelişmelerin yanı sıra yerel ve bölgesel konuları görüşmek üzere ortak bir toplantıya ev sahipliği yapması planlanıyor.

Batılı bir yetkili Reuters haber ajansına, ABD’nin herkes için kabul edilebilir bir statüko yaratmaya, İran’ın genellikle bir silah olarak görülen uranyumu yüzde 90 saflığa kadar zenginleştirmeye yönelik Batı kırmızı çizgisini aşmasını engellemeye, hatta İran’ı yüzde 60’ta zenginleştirmeyi ‘durdurmaya’ ikna etmeye çalıştığını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İran Dini Lideri Ali Hamaney geçen hafta, İran programının altyapısına zarar gelmeksizin, ülkesinin nükleer faaliyetleri konusunda anlaşmaya varmanın mümkün olduğunu söyledi. Nükleer programda yer alan yetkililer, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın abartılı ve yanlış taleplerine boyun eğmeme çağrısında bulundu. Bu bağlamda, garantiler anlaşması kapsamında Birleşmiş Milletler ajansı ile iş birliğine dikkat çekti.

İsrail’in endişesi

İsrail, ‘mini’ anlaşma fikrine veya ABD’nin İran’ın nükleer programını sınırlamayı planladığı şeklindeki sınırlı anlayışlara karşı çıktı. Netanyahu pazar günü İsrail’in İran ile nükleer anlaşma yapılmasına karşı olduğunu söyledi. Bunun sadece Tahran’ın nükleer bombaya sahip olmasının ve ona yüz milyarlarca dolar sağlamasının önünü açacağını vurguladı.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant dün İran’ın ‘vekaleten terör faaliyetlerine’ girişerek İsrail’e karşı bir yıpratma savaşı yürüttüğünü söyledi.

Gallant, ‘İran’ın nükleer askeri imkanlar edinmeye her zamankinden daha yakın olduğu’ konusunda uyardı. El-Alem el-Arabi haber ajansının İsrail gazetesi The Jerusalem Post’dan aktardığına göre, Gallant gelişmiş İsrail teknolojisinin, ‘İran’dan ve İsrail düşmanlarından gelen tehditlere’ karşı en iyi savunma aracı olduğuna dikkat çekti.

Gallant, ülkesinin ‘mevcut tüm kaynakları kullanarak İran’ın nükleer bir güç olmasını engellemek için çalıştığını’ belirtti. Ayrıca “İsrail’in hem savunma hem de saldırı yeteneklerinde rakiplerinden üstün olduğunu güvenle iddia edebilirim” ifadelerini de sözlerine ekledi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU