ABD'nin Ukrayna'ya yönelik politikası, ulusal güvenlik uzmanlarının analitik düşüncesi ile politikacıları etkileyen Amerikan halkının duygularının karışımından doğuyor.
Analitik açıdan uzmanlar ve yetkililer arasında, Soğuk Savaş'tan sonra NATO'nun Polonya, Bulgaristan ve Romanya gibi eski komünist ülkeleri kapsayacak şekilde genişlemesinin Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini tetikleyip tetiklemediği tartışması vardı.
Şimdi Washington'da bu tartışma sonuçlandı. Kazanan taraf, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in eski Rus İmparatorluğu'nu veya Sovyetler Birliği'ni canlandırmak isteyen bir diktatör olduğuna kesinlikle inanıyor.
Dünya Putin'i şimdi durdurmazsa, başka bir ülkeye, örneğin Baltık ülkelerine saldırarak daha da büyük bir savaşa neden olacağı konusunda uyarıyor. Bu yüzden Biden Avrupa'ya daha fazla asker gönderdi.
Geçen yıl 65 bin olan NATO ülkelerinde konuşlandırılan Amerikan askerlerinin sayısı şimdi 90 binin üzerine çıktı. Bu daha geniş çaplı konuşlandırma kapsamında Washington, Polonya'daki Amerikan kuvvetlerinin sayısını iki katına yani 9 bine, Romanya'da ise 2 bine çıkardı.
Bu ülkelerin Ukrayna ile sınırlarında Rus kuvvetlerinin yakınlarındaki ABD askeri güçlerinin sayısının arttığı da tartışmasız.
Hiçbir Amerikalı politikacı, Ruslarla savaşmak için Amerikan güçlerinin Ukrayna'ya girmesi çağrısında bulunmadı, çünkü herkes nükleer savaşın tehlikeli sonuçlarının farkında.
Ayrıca, Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak'ın yanı sıra İran ve Suriye deneyiminden edinilmiş analitik bir algı da var; yaptırımlar, hatta en şiddetli olanları dahi despotların üzerinde yalnızca sınırlı bir etkiye sahiptir.
İşte burada ABD'nin duygusal yönü devreye giriyor. Gerçek şu ki, televizyonda ve sosyal medyada, kendilerinden daha büyük bir düşmana karşı umutsuz bir savaş veren Ukraynalı sivillere ve askerlere dair yayımlanan görüntüler, herhangi bir savaşta daha zayıf tarafa duyulan geleneksel Amerikan sempatisini uyandırıyor.
İlave olarak, New York ve Chicago gibi bazı Amerikan şehirlerinde büyük Ukraynalı-Amerikalı topluluklar var. Birçok şehirde kiliseler özellikle Ukrayna için ayinler düzenliyorlar.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu duygusal iklimde, Amerikan halkının Ukrayna'ya duyduğu sempati ve Moskova'ya duyulan öfke, Washington'un daha fazla icraatta bulunması yönünde talepler yaratıyor. En büyük baskı, daha fazla yaptırım kararı alınması yönünde olacak.
Avrupa Birliği, Başkan Putin ve Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un kişisel varlıklarına yaptırım uyguladı. ABD Başkanı Joe Biden yönetimi benzer bir karar almakta tereddüt etti, ancak Avrupa'daki bu hareketlenme Biden'ı aynı şeyi yapmaya, dahası başka yaptırımlar uygulamaya zorlayabilir.
ABD'nin analitik ve duygusal yanları, Washington'un üçüncü dünya savaşını başlatmaması, ancak Rusya'yı cezalandırmak ve Ukrayna'ya yardım etmek için daha fazlasını yapması gerektiği sonucuna vardı.
Amerikan siyasetinin iyi bir siyasi gözlemcisi, Cumhuriyetçi Parti'nin Rusya ile ilgili konumunun geçen hafta geçirdiği evrime özel bir ilgi gösterecektir.
6 Ocak'ta Capitol Hill'e (Kongre binası) yapılan saldırıya destek veren, önde gelen Cumhuriyetçi Senatör Josh Hawley, bu yılın başlarında Washington'un Ukrayna'nın NATO'ya katılımını reddetmesi gerektiğini söylemişti.
Ocak ayında, büyük siyasi emelleri olan eski dışişleri bakanı Mike Pompeo, Putin'e büyük saygı duyduğunu ifade etmiş ve onu yetenekli bir devlet adamı olarak nitelemişti.
Geçen hafta salı ve çarşamba günleri, eski başkan Donald Trump, Putin'i överek onu güçlü bir lider olarak niteledi, onun bir dahi olduğunu söyledi.
İstila başladıktan ve kamuoyundaki duyarlılık seviyesi yükseldikten sonra, Trump soyutlanmış hale geldi. Cumhuriyetçi Parti'nin genel duruşu şimdi, Biden'ı zayıflığı nedeniyle eleştirmeye ve Rusya'ya karşı daha büyük bir tepki göstermesini talep etmeye doğru çark ediyor.
Pompeo, kamuoyundaki duygusal iklimi göz önüne alarak, geçen perşembe söylemini değiştirdi ve Washington'ın, Rusya'yı daha fazla saldırganlıktan caydırmak için Putin'e daha fazla maliyet yüklemesi gerektiğini söyledi.
Josh Hawley de şimdi Biden'a, Rus enerji sektörü dahil olmak üzere Rusya'ya daha fazla yaptırım uygulama çağırısı yapıyor.
Biden yönetimi, enerji fiyatlarının yükselmesiyle ilgili endişeler nedeniyle şimdiye kadar Rusya'nın enerji ihracatına yaptırım uygulamaktan kaçındı.
İş sektörü şu ana kadar, ABD kaya petrolü üretiminde artış beklemiyor, bu nedenle şirketler enerji fiyatlarının yüksek kalacağını tahmin ediyorlar.
Biden, perşembe günü ilk kez Amerikalı sürücüler için benzin fiyatlarının artacağını itiraf etti. Ukrayna krizi ayrıca Ukrayna ve Rusya'nın bazı tahıl ürünlerinde ihracatlarını kesintiye uğratacağından küresel gıda fiyatlarını da yükseltecek.
Kaldı ki daha Ukrayna krizinden önce ABD ekonomisinde enflasyon son 40 yılın en yüksek seviyesindeydi. Yükselen enflasyonla ilgili endişeler ABD borsasında da görülüyor.
Kırk yıl önce FED, enflasyona karşısında faiz oranlarını o kadar yüksek bir seviyeye (yüzde 21'e) çıkardı ki, korkunç bir durgunluğa neden oldu (o dönem üniversiteden yeni mezun olmuştum ve iş bulmak çok zordu).
Bu, başkan Carter'ın yeniden seçilmek amacıyla yürüttüğü kampanya için kötü bir zamanlamaydı. Şimdi faiz oranlarının yüzde 20'ye ulaşacağından şüpheliyim, ancak önemli Kongre ara seçimlerinden 8 ay önce Demokrat Parti için zamanlama yine kötü görünüyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil