ABD Dışişleri Bakanlığı, 2020 yılı terör raporunu açıkladı. Her bir ülkeye ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı raporda, Türkiye'nin uluslararası terörle mücadele platformlarına aktif katkı sağladığı belirtilirken, Suriye ve Irak'taki yabancı terör savaşçıları için kaynak ve transit ülke konumunda olduğu da kaydedildi. Raporda, PKK saldırılarına, terör bağlantısı gerekçesiyle tutuklamalar ve görevden ihraçlara da yer verildi.
Raporda Türkiye'nin Küresel Terörle Mücadele Forumu (GCTF) ve IŞİD'e Karşı Mücadele Koalisyonu dahil uluslararası terörle mücadele platformlarına aktif katkı sağladığı yer aldı.
"Yabancı terör savaşçıları için kaynak ve transit ülke"
Raporda ayrıca "Türkiye, Suriye ve Irak'ta savaşan IŞİD ve diğer terör örgütlerine katılmak isteyenlerin yanısıra Suriye ve Irak'tan ayrılmak isteyen yabancı terör savaşçıları için kaynak ve transit ülke. Türkiye, IŞİD'e Karşı Mücadele Koalisyonu'nun Yabancı Terör Savaşçıları Çalışma Grubu'nun eş başkanlığını yapıyor ve IŞİD'e karşı Irak ve Suriye'de yürütülen terörle mücadele operasyonları için hava sahası ve tesislerine erişim izni tanımaya devam ediyor" ifadeleri kullanıldı.
ABD Dışişleri Bakanlığı terör raporunda, 2020 yılında Türkiye'de siyasi güdümlü gözaltılar ve tutuklamaların devam ettiği iddia edildi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu kişiler arasında PKK'ya destek ya da yardım sağlamakla suçlanan politikacılar, gazeteciler, insan hakları aktivistleri ve avukatların bulunduğu belirtildi.
"Siyasi güdümlü tutuklamalar devam etti" iddiası
Raporda 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki dönemde hükümetin uygulamaları da yer aldı.
Raporda şu ifadeler kullanıldı:
2016 darbe girişiminin ertesinde hükümet, gönüllü sürgün olan din adamı ve siyasi şahıs Fethullah Gülen'in hareketini Fethullah Terör Örgütü (FETÖ) olarak tanımladı. Türk hükümeti, çoğu zaman yetersiz deliller temelinde ve asgari yargı süreciyle, FETÖ ya da terörle alakalı bağlantılar iddiasıyla, ABD'nin Türkiye'deki diplomatik misyonlarının yerel çalışanları dahil Türkiye'de ikamet eden yabancı vatandaşlar ve Türk vatandaşlarını gözaltına almaya ve tutuklamaya devam etti. Hükümet ayrıca, 2020 yılı boyunca ordu, güvenlik ve sivil makamlarda görev yapan çalışanlar ve memurları işlerinden ihraç etmeyi sürdürdü.
Raporda, 2016 yılındaki darbe girişiminden bu yana hükümetin, FETÖ bağlantıları iddiasıyla, 125 binin üzerinde sivil memuru kamu görevlerinden ihraç ettiği ya da askıya aldığı, 96 binin üzerinde Türk vatandaşını tutukladığı ve 1500 sivil toplum kuruluşunu kapattığı da kaydedildi.
"Türkiye'de terör tanımı çok geniş"
Raporun "Yasama, Kanunların Uygulanması ve Sınır Güvenliği" başlığında, Türkiye'nin, anayasal düzene, devletin iç ve dış güvenliğine karşı suçları da içeren geniş bir terör tanımının olduğu değerlendirmesi yapılırken, hükümetin de bu düzenlemeleri ifade ve toplanma özgürlüğünün uygulanmasını suç kapsamına almak için düzenli olarak kullandığı belirtildi.
İçişleri Bakanlığı'na göre yılın ilk 7 ayında 14 bin 186 sosyal medya hesabının incelendiği ve 6 bin 743'ün üzerinde sosyal medya kullanıcısına karşı yasal eyleme başvurulduğu bilgisi aktarıldı. Bu kişilerin terör propagandası yapmak, terör örgütlerini desteklemek, kişileri düşmanlığa tahrik ya da devlet kurumlarına hakaretle suçlandığı kaydedildi. Suçlananlara karşı icra edilen yasal işlemlerin, terörle bağlantılı ya da Türk yasalarına göre suç kapsamına giren diğer bazı eylemlerle ilgili suçlamaları içerdiği belirtildi.
Türkiye'nin terörle mücadele konusunda güvenlik unsurlarının kapasitelerini geliştirdiği ve kurumlar arası bilgi paylaşımını düzene koyma çabalarını da sürdürdüğü tespiti de raporda dile getirildi.
Türkiye'den tepki
Türkiye'den rapora tepki geldi. Dışişleri Bakanı Sözcüsü Tanju Bilgiç "ABD Dışişleri Bakanlığının 2020 Yılı Terörizm Ülke Raporunda Türkiye'nin PKK, DHKP-C, DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı mücadelesinin ve bu alanda uluslararası çabalara etkin katkılarının hakkaniyetle değerlendirilmediği; raporun bu konuda eksik ve ön yargılı bir yaklaşımı yansıttığı görülmektedir" ifadelerini kullandı.
Sözkonusu raporda Türkiye'nin FETÖ terör örgütüyle mücadelesine ilişkin kısımlara da değinen Bilgiç, Türkiye'nin FETÖ'ye karşı haklı ve meşru mücadelesinin, bu sinsi örgütün giriştiği kanlı darbe girişimi ve örgütlü suç faaliyetleri dikkate alınmadan ön yargıyla değerlendirildiğini belirtti.
Bilgiç, şunları kaydetti:
FETÖ'nün acımasız bir terör örgütü ve suç şebekesi olduğu somut delillerle ve yargı kararlarıyla ortaya koyulmuştur. FETÖ, sadece ülkemiz bakımından değil, faal olduğu her ülkenin güvenlik ve istikrarı için de bir tehdittir. ABD'den beklentimiz, daha fazla gecikmeden ülkesindeki FETÖ mevcudiyetine ve faaliyetlerine son vermesi, FETÖ elebaşı dahil FETÖ mensuplarına melce sağlamaması, bu alanda Türkiye ile somut iş birliği yapmasıdır.
Bilgiç, Türkiye'nin, ABD ve müttefiklerinden terörle mücadelede tutarlı, kararlı ve etkili bir yaklaşım beklentisini muhafaza ettiğini belirterek, "Bunun dışında kalan tutum ve söylemlerin terörle mücadelede uluslararası iş birliğinin geliştirilmesi çabaları ve müttefiklik ilişkisinin ruhuyla bağdaşmamaktadır" ifadesini kullandı.
Independent Türkçe, VOA, AA