HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında konuştu.

Konuşmasında partisi hakkında Anayasa Mahkemesi'nde görülen kapatma davasına değinen Sancar, "Katkı sunan değerli hukukçulara, akademisyenlere teşekkür ediyoruz. Bu davanın sadece HDP’ye yönelik operasyon olmadığını Türkiye’de demokrasi güçlerini sindirmeye çalışan bir darbe hamlesi olduğunu vurguluyoruz" ifadelerini kullandı.

Sancar savunmada, Anayasa Mahkemesi'nden esasa girmeden bundan sonraki aşamaları işletmeden davayı reddetmesini talep ettiklerini aktardı.

"İnsanlık onuru işkenceyi yenecek deyişimizin bir karşılığı olmalıydı"

Eski MİT yönetici Mehmet Eymür'ün basına yasnıyan "Başka türlü konuşma imkanı yoksa işkence olabilir" ifadesini hatırlatan Sancar, "Bugünkü iktidarın zihniyeti de aynıdır. Eğer o gün o anlayışa karşı etkili bir mücadele yürütülebilseydi bugün bu iktidar bu kadar pervasızca aynı yöntemleri uygulamaya devam edemezdi. İnsanlık onuru işkenceyi yenecek deyişimizin bir karşılığı olmalıydı. Daha fazlasını yapmak gerektiğini buradan da görmek lazım" diye konuştu.

"Bir avuç oligarkın bu ülkede ekmeği de aşı da sözü de nefesi de gasp edeceğini görmemiz lazım"

Sancar şöyle devam etti:

Eğer devletten hukuku çıkarırsanız geriye devasa bir çete kalır. Şimdiye kadar çetelerin iktidar eliyle kullanılması sözkonusuydu. Şimdi yapılmak istenen bizatihi devletin bir çete haline getirilmesidir. Böylesine güçlü silahlı aygıta, bürokratik yapıya sahip bir kuruluşun bir birimin çeteleşmesinin yaratacağı sonuçlarıysa tahayyül etmek bile ürkütücüdür. Halkın sürekli daha fazla ezilmesi ve yoksullaşması demektir.

O nedenle devleti çeteleştirme çabasında olanlara karşı hep birlikte bütün ezilenler bütün emekçiler halkın yüzde 99'unu oluşturan mazlumlarla birlikte karşı durma mecburiyetimiz vardır. Aksi takdirde bir avuç oligarkın bu ülkede ekmeği de aşı da sözü de nefesi de gasp edeceğini görmemiz lazım.

Cezaevlerinde yaşandığı iddia edilen hak ihlallerine de konuşmasında yer veren Sancar, "Cezaevlerinde uyguladığı düzen faşizmin özünü en çıplak biçimde ortaya koyar. İşte 12 Eylül faşizmin yaptıkları ortada. Cezaevlerine baktığınızda o düzen kendini orada inşa etti. 82 anayasası denen  ucubeyi, sonraki neoliberal dizginsiz soygun düzenini tam da cezaevlerinde pişirdi sonra bu ülkenin her tarafına yaydı. O yüzden cezaevlerindeki hak ihlallerine, işkencelere duyarlılığı artırmalıyız. Cezaevlerinde pişen düzenin Türkiye'nin tamamına faşizmi daha da ağır bir şekilde, iyice kurumsallaştırarak yerleştirme provaları olduğunu unutmayalım" dedi.

Independent Türkçe