12 Eylül 1980 askeri darbesinin ürünü seçim barajı, Türkiye'de onlarca yıldır uygulanıyor.
Dünyanın birçok ülkesinde seçim barajı yüzde 0 ile 5 arasında değişirken Türkiye'de yüzde 10 olarak kabul edildi ve sürdürüldü.
Bugünün iktidar ortakları başta olmak üzere pek çok parti yüksek bulunmasına rağmen yüzde 10 seçim barajını savundu.
Özellikle de milliyetçi partiler, Halkları Demokratik Partisi (HDP) ve benzeri partilerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) temsil edilmemesi gerektiğini savunarak seçim barajının düşürülmesine karşı çıktı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), bazı konularda olduğu gibi seçim barajına da bir "beka" sorunu gözüyle baktı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Seçim barajı çok tartışıldı, tartışılmaya da devam ediyor ve son günlerde yine gündemde.
Ancak bu kez neredeyse herkes indirilmesi gerektiğinden yana tavır sergiliyor. Bu anlamda son günlerde seçim barajına ilişkin açıklamalar peş peşe geliyor.
Önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan açıklama geldi.
Erdoğan, "Barajla ilgili olarak şu anda belirgin hale gelen aslında yüzde 7 ama bu konuda Cumhur İttifakı olarak MHP'li arkadaşlarımızın nihai kararını bizim arkadaşlarımız henüz almış değiller" dedi.
Erdoğan'dan sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de adeta son noktayı koydu ve "Cumhur İttifakı'nın baraj kararı yüzde 7 olarak tescillenmiştir" dedi.
Peki daha önce düşürülmesi istenmeyen seçim barajı niye bu kadar konuşulur hale geldi.
Özellikle MHP, neden indirilmesini istedi. Partinin baraj sorunu mu var?
Ya da daha önce HDP için uygulanan seçim barajı bu kez de düşürülerek mi bu partinin engellenmesi isteniyor?
Konuyu siyasiler Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
Siyasetçiler, AK Parti ve MHP'nin seçim barajı çalışmasının daha çok kendilerine avantaj sağlayacak bir şekilde düzenleyeceği görüşünde.
"Kaybetmeye başlayan her iktidar sistem arayışı içerisine girer"
Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) eski Genel Başkanı Alper Taş, 12 Eylül rejimi ürünü seçim baraj sisteminin 2021'e kadar uygulanmasını ayıp olarak niteledi.
Barajın bütünüyle kaldırılarak nispi temsil sistemine geçişin sağlanması gerektiğini belirten Taş, AK Parti'nin mevcut sistem ile kazanamayacağını gördüğü için kendisine yarayacak bir sistem arayışına girdiğini söyledi.
Esasen kaybetmeye başlayan her iktidarın kendi lehine olabilecek bir sistem arayışı içerisine girdiğini ifade eden Taş, "AKP, 'Sandıkta kaybediyoruz. Nasıl bir seçim yasası getirebiliriz ki ayakta kalalım' düşüncesi içerisinde" dedi.
Üzerinde çalışılan sistemin demokratik bir arayıştan kaynaklı olmadığını kaydeden Taş, sözlerine şöyle devam etti:
Aksine mevcut tek partili iktidarı olan ucube başkanlık sistemini ayakta tutmak için bir yol bulmaya çalıştığı bir arayışın ürünüdür.
Burada demokrasi ve demokratik temsil gibi arayış asla söz konusu değildir ve AKP böyle bir mantığı yoktur. Amaç, ‘bir dönem daha iktidarımızı sürdürmek için ne yapabiliriz. Hangi seçim sistemi buna fırsat verir' arayışının bir parçasıdır diye düşünüyorum.
"Seçim çalışması MHP için yapılıyor"
Liberal Demokrat Parti'nin eski Genel Başkanı Cem Toker de seçim barajının indirilmesinin tamamen bir makyaj olduğu düşüncesinde.
Çalışmayla yeni kurulan partilere "gel gel" yapıldığını, "Millet İttifakı'na dahil olma tek başına barajı geçip TBMM'ye girebilirsin" denildiğini aktaran Toker, partilerin tuzağa düşmeyeceğini söyledi.
Yüzde 7 veya 5 seçim barajı kararının tamamen MHP için alınacağını vurgulayan Toker, "AKP ve MHP'den 'Türk demokrasisi gelişsin, katılımcı demokrasi ve temsili anayasal demokrasi güçlensin' diye bir karar alacağını mı zannediyorsunuz? Bunların derdi ve kaygıları daha az oyla ne kadar çok temsil edilebilirim. ‘İttifakın Meclis'te çoğunluğu nasıl garanti edebilir' derdindeler. Onun için bu katakullilere geliyorlar" diye konuştu.
İktidarın ittifaka girecek partilerin ittifak içinde milletvekili çıkarabilmeleri için bir baraj getirebileceğine değinen Toker, sözlerini şöyle sürdürdü:
En büyük tuzak da bu. Mesela DEVA veya Gelecek Partisi tek başına yüzde 5'i göremiyor. Ne yapacaklar? Doğal olarak bir ittifaka dahil olacaklar. İşte iktidar, bu partilerin ittifak içerisinde milletvekili çıkarabilmesi için yüzde 5 gibi bir baraj getireceğini düşünüyorum.
Diğer yandan yeni anayasa veya anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanı seçiliş sistemini değiştirebilirler. Yavaş yavaş bunu dillendirmeye başladılar.
Yüzde 50+1'i garanti göremedikleri için ‘tek turlu yapalım, en çok oy alan kazansın' şeklinde iktidarlarını sürdürecek katakullilere kafa yoruyorlar. Türk milletine bunu dayatıyorlar.
"Bizi parlamento dalavereleriyle daha yıllarca oyalayacaklar"
Demokrasi Partisi'nde (DEP) bir dönem Şırnak Milletvekiliği yapan Mahmut Alınak da AK Parti ve MHP'nin kendisine avantaj sağlayacak bir sistem üzerinde çalıştığını söyledi.
Çalışmanın MHP'yi baraj altından kurtarmak ve HDP'nin oyları azaltmak için yapıldığını dile getiren Alınak, "Baraj problemi olan MHP, Erdoğan aracılığıyla kendisini sağlama almaya çalışıyor. İkincisi de ‘barajı düşürürsek HDP'nin oyları azalır. Çünkü baraj 10 olunca Kürtler HDP'ye barajı aştırmak için çaba ve gayret harcıyor, çok sıkı ve dirençli duruyorlar. ‘Barajı indirelim ki Kürtler gevşesin, gevşesin ki HDP'nin oyları azalsın' diye düşünüyorlar. Bu iki ihtimalden seçim barajını düşürmeyi hedefliyor" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhur İttifakı'nın Kürtlere lütufta bulunmak için bir çalışma içerisine girmeyeceğini belirten Alınak, tek amaçlarının kazanç sağlamak olduğunu belirtti.
HDP'nin aldığı oyun yüzde 7-8'lerde olması durumunda MHP'yi kurtarmak için başka formül arayışına gireceklerini ve barajın indirilmesinin söz konusu bile olmayacağını kaydeden Alınak, sözlerini şöyle tamamladı:
Benim gördüğüm şu; bunlar parlamento dalavereleriyle bizi daha yıllarca oyalayacaklar. Ne yazık ki gördüğüm bu. Umarım yanılırım.
Kürtler ile ittifak halinde olan diğer demokrasi güçleri bir çare bulmalı. Ama mutlaka bir çare bulmaları gerekiyor.
Yoksa bu dalavereler sürüp gidecek ve Kürt meselesindeki çözümsüzlük ne yazık ki sürgit devam edecek.
“HDP’nin oy oranının azaltılması amaçlanıyor”
2007-2013 yılları arasında Kültür Bakanlığı görevini yürüten Ertuğrul Günay ise AK Parti - MHP ortaklığının seçim yasasında ittifakları zorlayacak yeni düzenlemeler yapma peşinde olduğunu söyledi.
Günay’a göre seçim barajının yüzde 7’ye indirileceğinin açıklanması da bunun ilk adımı.
“Başka değişiklikler de yapılacağını sanıyorum” diyen Günay, bu değişikliklerin muhalefetin seçim işbirliği yapmasını zorlaştıracak düzenlemeler olabileceğini aktardı.
Barajın yüzde 7’ye düşürülmesinin iki nedeni olduğunu söyleyen Günay, bu nedenleri şöyle sıraladı:
Birincisi MHP’nin buna ihtiyacıdır.
İkincisi, barajı geçmesi amacıyla HDP’ye verilen destek oylarının azalması ve böylelikle HDP’nin oranının azalmasıdır.
Hangi nedenle olursa olsun, abartılı baraj oranının azalması iyi bir gelişmedir.
Ama barajın düşürülmesi, en geniş anlamıyla ‘demokratik güç birliğine’ ihtiyaç olan bu dönemde, muhalefette dağılmaya, parçalanmaya yol açmamalı, birlikteliklerin gerekleri ihmal edilmemelidir.
"Siyasi konjonktüre göre barajla oynamak doğru değil"
Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) eski İstanbul Milletvekili Dr. Ufuk Uras ise siyasi konjonktüre göre seçim barajı sistemiyle oynamanın doğru olmadığı söyledi.
Barajın düşürülmesinin HDP'yi etkilemeyeceğini ifade eden Dr. Uras, "HDP'nin barajı geçmeme gibi bir riski olsaydı düşürmezlerdi" dedi.
Yüzde 50+1 Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin seçimde barajı anlamlı olmaktan çıkardığına değinen Uras, "Siyasi konjonktüre göre barajla oynamak doğru değildir. Doğrusu kim ne oy alıyorsa o kadar sandalye almasıdır" şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği seçim barajı ortalamasının da yüzde 5 olduğunu hatırlatan Dr. Uras, "Barajın düşürülmesi tabii ki iyidir ama bunu MHP'ye göre ayarlamak doğru değil. 12 Eylül rejimi barajları yüzde 10 yaptığında HDP yoktu. Bu muhalefet partilerine karşı yapılmış bir düzenlemeydi. Ama daha sonra HDP türevi partilerin Meclis'e girmemesi için kaldırmadılar. HDP oyunu bozdu. Düşürseler de anketlerde yüzde 10'u geçen HDP'yi etkileyecek bir durum yok."
© The Independentturkish