Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "terör örgütü yöneticiliği", "terör örgütü propagandası yapmak", "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet", "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik", "halkı kanunlara uymamaya tahrik", "suç işlemeye tahrik", "suçu ve suçluyu övme" suçlarından yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, sanık Demirtaş, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Demirtaş'ın avukatlarından bir bölümüyle video konferans yöntemiyle bağlantı kurulurken, bazıları ise salonda hazır bulundu.
Duruşmayı bazı HDP milletvekilleri de takip etti.
Dosyaya giren belgelere ilişkin bilgi veren mahkeme başkanı, reddi hakim taleplerinin Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiğini iletti. Başkan, üst mahkemenin, hakimin reddi koşullarının oluşmaması gerekçesiyle talepleri reddettiğini bildirdi.
Mahkeme başkanı, dosyanın, Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin PKK'nın üst düzey yöneticilerinin yanı sıra eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da aralarında bulunduğu 108 sanığın yargılandığı dava dosyasıyla birleştirilmesinin, davaya bakan Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince uygun bulduğunu belirterek, konuya ilişkin cumhuriyet savcısının görüşünü sordu.
Cumhuriyet savcısı, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin muvafakati doğrultusunda dosyanın bu mahkemedeki dosya ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Cumhuriyet savcısının talebine karşı görüşü sorulan sanık Selahattin Demirtaş, mütalaaya katılmadığını bildirdi ve her 2 dosyanın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde birleştirilerek yargılamanın burada yapılmasını istedi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesindeki davada savunmasını tamamlamak üzere olduğunu ve dosyanın mütalaa aşamasına geldiğini belirten Demirtaş, "Dosyam, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nden tefrik edilip burada birleştirilsin. 22. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava yıllarca sürebilir. Bu mahkemede yargılamanın sürmesinin, heyetin dosyaya ve savunmalarıma hakimiyeti açısından daha uygun olduğunu düşünüyorum" dedi.
"HDP bakanlık pazarlığı yapıyormuş diyenlere sesleniyorum"
Beş yıldır tutuklu bulunduğunu, bu durumun artık cezaya dönüştüğünü savunan Demirtaş, "Bir milletvekili, cumhurbaşkanı adayının 5 yıl tutukluluğu olur mu? Tutukluluktan bahsediyoruz. Korkunç bir şey." diye konuştu.
Hakkında hiçbir delil bulunmadığını ileri süren Demirtaş, beraatini istedi. Demirtaş, şöyle devam etti:
"Talebimiz bellidir, demokrasi ve barış istiyoruz. Tüm Türkiye halkından adalet istiyorum. HDP'nin oyunu isteyen her cumhurbaşkanı adayı bize uygulanan kumpasların hesabını sorma sözünü vermezse tek bir HDP'li ona oy vermeyecek. Kim cumhurbaşkanı adayı olmak istiyorsa bugünden çıkıp açıklama yapacak, Kürt sorununun çözümünü nasıl yapacak, geçmişle nasıl yüzleşecek, yargı bağımsızlığını nasıl sağlayacak, bize kurulan kumpasların hesabını nasıl soracak? Bunu çıksın açıklasın. HDP bakanlık pazarlığı yapıyormuş diyenlere sesleniyorum, HDP gün gelecek bu ülkeyi tek başına yönetecek. Biz, bu tip pazarlıklara girmeyiz. Biz sadece demokrasi ve barış istiyoruz. Yere girsin bakanlık."
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) hakkındaki kararına değinen Demirtaş, mahkemenin bu karara uyması gerektiğini, mahkemelerin AİHM kararına uymamasının söz konusu olamayacağını söyledi. Demirtaş, "5 yıldır bana haksızlık yaptınız. Beni, ailemi ve partimi mağdur ettiniz. Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir parçası olarak görev yapıyordum. Benim için değil, Türkiye için bunu yapın." değerlendirmesinde bulundu.
"Bize ceza verecek heyet, ileride kendi alacağı cezayı ağırlaştırmış olur"
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı davadan tutuklu bulunduğunu dile getiren Demirtaş, AİHM kararı üzerine tahliye istediği mahkemenin, bu kararın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesindeki davayla ilgili olduğu gerekçesiyle talebini reddettiğini anlattı. Demirtaş, "Bu dosya er ya da geç beraatla sonuçlanacak. Bize ceza verecek heyet, ileride kendi alacağı cezayı ağırlaştırmış olur. Ben ölsem bile çocuklarım bunun hukuki takibini yapacak. Mahkemeniz bu suça dahil oldu, bugün istiyorum ki bu hataları görsün ve bu işin içinden çıksın." diye konuştu.
Sanık avukatları da Demirtaş hakkındaki davaların Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde birleştirilmesini istedi ve beraat talebinde bulundu.
Beyanların ardından ara karar açıklayan mahkeme, sevk maddeleri ve suç tarihi dikkate alındığında hukuku ve fiili bağlantı olduğu gerekçesiyle dosyanın Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyasıyla birleştirilmesine hükmetti ve dosyayı kapattı.
"HDP'ye bakanlık" tartışması
Eski CHP Milletvekili Dursun Çiçek 15 Mayıs'ta CNN Türk'te katıldığı programda "HDP’li bir isme bakanlık verilebileceği" yönünde açıklamalar yapmıştı.
Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Ahmet Hakan da konuyu köşesine taşıyarak şunları kaydetmişti:
Bu açıklamalardan benim anladığım şu: “HDP’li bir bakan” fikrine, toplumu alıştırmak istiyorlar. Şimdiden.
E diyelim ki oldu. Toplum, “HDP’li bir bakan” fikrine pek itiraz etmedi. Ve sicili temiz bir HDP’liye bir bakanlık sözü verildi.
Peki ama bu durumda... Babacan’a ne verilecek? Davutoğlu hangi makama getirilecek? Meral Akşener için nasıl bir makam bulunacak? Temel Bey için kaç bakanlık ayrılacak? Demokrat Parti “hani bana” derse ne olacak?
Selvi de yazdı
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi de 14 Mayıs’taki yazısında Demirtaş’ın “Ortak cumhurbaşkanı adayı ve üç cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Bize bir cumhurbaşkanı yardımcılığı ve üç bakanlık verilecek. İçişleri, Milli Savunma ve Milli Eğitim’i bize vermezler. Dışişlerini de vermezler ama AB ile ilgili bir bakanlık ya da Kültür Bakanlığı gibi bir bakanlık olabilir” şeklinde bir ifade kullandığını iddia etmişti.
HDP'den özür çağrısı
Selvi'nin yazısının ardından HDP Abdulkadir Selvi ve Hürriyet gazetesine "Yalanı düzeltip özür dileyin" çağrısında bulunmuştu.
HDP'den yapılan açıklamada şu ifadeler yer almıştı:
Demirtaş’ın hiçbir basın kurumuna, söz konusu yazıda belirtilen sözleri içeren herhangi bir demeci yoktur. Hürriyet gazetesinin ve gazetenin köşe yazarı Abdülkadir Selvi’nin bu yalanı düzeltmelerini, partimizden ve Sayın Demirtaş’tan özür dilemelerini bekliyoruz.
AA, ındependent Türkçe