İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, lüks araçta uyuşturucu kullanırken görüntülenen ve yeniden gözaltına alınan AK Parti Genel Merkezi büro personeli Kürşat Ayvatoğlu'na ilişkin yaptığı açıklamada, görevi icabı pek çok mahrem bilgiye sahip olduğunu belirterek "Bu meseleyi milletvekili olup da paylaşanlarla ilgili sadece üzülüyorum. Allah muhafaza, en yakınlarında böyle bir şey çıkarsa ne diyeceğiz? O kişiyi mi sorgulayacağız?" diye konuştu.
Sözcü'den İsmail Saymaz'a konuşan Soylu "Satıcılığı ile ilgili henüz bir bulgumuz yok. Dönem dönem kullanıyormuş. Arkadaşlarının ifadelerine göre bu bir yerden satın almış ve temin etmiş. Bu ifade yüzde yüz doğru olmayabilir. Arkadaşları da pudra şekeri gibi kendilerini aklamak istiyor. Şöyle bir boyutu var: Birlikte kullandığı arkadaşlarıyla alacak verecek meseleleri var. Meselenin içerisine şantaj girince kamuoyuna veriliyor. Dört mesele var burada: Bir, kullanıcılık var. İki, özendirme mi yapılıyor? Üç, yoksa şantaj olarak mı piyasaya sürdüler? Dördüncüsü de temin. Dördünden biri veya birkaçı" dedi.
"Gazetenizde kullanan biri olsa suçlu siz mi olacaksınız?"
Soylu "AK Parti’ye nasıl girmiş?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
Şunu söyleyeyim: Sizin yanınızda çalışan birisi eroin kullanırsa suçlu siz mi olacaksınız? Peki, gazetenizde kullanan biri olsa suçlu siz mi olacaksınız? Mesele belli olur olmaz devlet gereğini yerine getirdi mi? Getirdi. Gözaltına alındı. Mahkemeye çıktı. Mahkeme adli kontrol kararı verdi. Sonra diğerleri gözaltına alındı. O, “Ben kulanmadım” dedi. Bu başka bir şey dedi. Şeker diyebilir, pudra şekeri diyebilir, isterse kahve ve kolonya diyebilir, ne derse desin, umurumuzda değil. Bizim görevimiz ne? İşin doğrusunu bulmak. Diğer dört kişiyi de gözaltına aldı arkadaşlarımız.
"Ben kamuoyunda çok şey bilen bir adamım"
Soylu, Kürşat Ayvatoğlu'nun kumar oynadığı araba alıp sattığı ve kokain kullandığı hatırlatılarak "Büro çalışanı maaşıyla bunları yapamaz. Bu paranın suyu nereden geliyor? Bir tespitiniz oldu mu?" sorusuna "Eğer haksız bir kazanç varsa mahkeme orada, hukuk orada. Burada başka bir iş mi yapıyor? Ya da daha önce yaptı mı? Derinlemesine değerlendirmenin yapılmadığı bir yerde hüküm ortaya koymak çok yanlış olur. Hiçbir şey gizli kalmaz. Ama bunun partiyle ne ilgisi var? Netice itibarıyla partinin çalışanları var. Bu yapılarla karşılaştığımız zaman kendi kurumlarımızda da gereğini yerine getiriyoruz. Anladığım kadarıyla bu mesele siyasallaştırılmak isteniyor. “Buradan siyasal sonuç elde edebilir miyim?” deniliyor. Özellikle bazı milletvekilleri yapıyor. Onlara acıyorum. Ben kamuoyunda çok şey bilen bir adamım. Ama dikkat edersiniz bu tip meselelerde hiç konuşmam. Bugün sadece bir partinin çalışanı üzerinden ve hiç birimizin tahammül ve müsade etmeyeceği, gereğini yapmaktan çekinmeyeceğimiz bir mesele ile ilgili tepiniyorlar" diye yanıt verdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"En yakınlarında böyle bir şey çıkarsa ne diyeceğiz?"
Soylu ifadelerine şöyle devam etti:
Ama başka bir şey daha ifade edeyim. O tweet atanları görüyorum. Bazı milletvekilllerini görüyorum. Meseleyi bu noktaya taşımak son derece ayıp. Bunu parti bilse gereğini yerine getirirdi. Bildiği andan itibaren de getirdi. Güvenlik güçleri ve hukuk yerine getirdi mi? Getirdi. Görevim icabıyla bir çok mahrem bilgiye sahibim, doğru mu? Bu meseleyi milletvekili olup da paylaşanlarla ilgili sadece üzülüyorum. Allah muhafaza, en yakınlarında böyle bir şey çıkarsa ne diyeceğiz? O kişiyi mi sorgulayacağız?
"GBT mi alacağız fotoğraf çektirmeden önce?"
Kürşat Ayvatoğlu'nun kendisiye birlikte fotoğrafı olduğu hatırlatılan Soylu, "Ben dün dayımı ziyarete gittim Samsun’da. Sabahleyin Çakallı’da kahvaltı yaptım. Tanımadığım, bilmediğim onlarca insanla fotoğraf çektirdim. Allah’ınızı severseniz kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz? Partiye gitmişim, genel merkeze, genel merkezde benimle fotoğraf çektirmiş. Ben bu işlerin hiçbir karşılığının olduğunu düşünmüyorum. Herkes çektirebilir. Siz çektirmiyor musunuz? Kimle çektirdiğinizi biliyor musunuz? Adam bugün sizinle fotoğraf çektirir, yarın cinnet geçirir, adam öldürür, sorumlusu siz misiniz? Veya adam geçmişte bir iş yapmıştır, GBT (Genişletilmiş Bilgi Taraması) mi alacağız fotoğraf çektirmeden önce?" diye konuştu.
Soylu açıklamalarına şu ifadelerle devam etti:
Biz burnu büyüklük yapmıyoruz. Vatandaşımız geliyor, “Fotoğraf çektirebilir miyiz?” diyor, “Buyurun” diyoruz. “Hayır, çektirmem” desek karşılığı ne olacak? Siyasetçi değil, topluma mal olmuş insanların yüzde 99’u bunu diyemez. “Prensibim değildir, çektirmiyorum” diyeni görmedim. Netice itibariyle insanlar ne istiyor? Para pul istemiyor. Bir tane foroğraf çektirmek istiyorlar, çektiriyoruz.
Çektirdiğimiz fotoğrafa bakmasınlar. Ya da fotoğraf çektirenlere bakmasınlar. Yaptığımız işe baksınlar. Biz ne yapmışız? Cumhuriyet tarihinde uyuşturucu ile ilgili en büyük operasyonların yapıldığı dönemdeyiz. Sadece bu ayın bir haftasında 4600 kişi uyuşturucu satıcılığından alındı. Şu anda 80 bin kişi uyuşturucu satıcılığından cezaevinde. Az bir rakam mı? Tek kişi çıksın desin ki “Türkiye’de uyuşturucu ile mücadeleyi hükümet yerine getirmiyor.” Bir tek kişi çıksın ya!
Daha bu sabah 2 bin litre asetik andhidrit yakaladık. Bir ton eroin yapıyor. Geçen hafta 7.5 ton yakalandı. Bonzaisinden esrarına kadar bütün narkotik birimlerimiz olağanüstü mücadele ortaya koyuyor. Hala birtakım muhalif milletvekillerinin sevindirik şekilde bu meseleyi paylaşması ayıptır. Burada yapılması gereken şudur. Elbette çürük elma çıkar. Çürük elmayı ayıklarız. Çürük elmanın başkalarını çürütmesini durdururuz. Çürük elmaları ayıklamayanları da toplum görür ve yargılar.
Sözcü, Independent Türkçe