Türkiye A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş, FourFourTwo'ya gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Futbolculara sadece popüler olduklarında değil her zaman destek olunması gerektiğini belirten Güneş, kulüpler ile oyuncular arasında yaşanan iletişimsizlikle ilgili şöyle konuştu:
Mevcut dengeyi biz bozuyoruz. Futbolcu takımında başarılıysa buna aldırmıyor ama forma şansı bulamayacağını düşündüğü an, parasını almanın yollarını arıyor. Oyuncu futbol yerine parayı, yönetici ise para vermemeyi düşünmek zorunda kalıyor. Burada dengeleri hepimiz bozuyoruz. Oyuncuların iletişiminde bu sorunu da konuşmamız lazım. Birinin haksızlığa uğraması durumunu diğerinin de sahiplenmesi gerekiyor ve bunun para odaklı değil, yanlışa düşmemek için ele alınması gerekir. Bu sebeple iletişimi sadece 'merhaba, nasılsın' demekten ziyade, konu başlıklarını belirleyip köprülerin bu şekilde kurulmasından yanayım.
"Bana değil konuya saldırıp tartışalım"
Türkiye'nin sık sık gündeminde yer alan "yabancı oyuncu kuralı" tartışmaları hakkında konuşan Güneş, şu eleştiriyi yaptı:
Yaşlı oyuncuları transfer eden bir ülkeyiz ve bu durumdan rahatsız olduğumuz kadar büyük paralar verdiğimizi söylüyoruz. Gelip gittikten sonra para kazandıran oyuncular yok. Yerli oyuncular için de geçerli bu durum, anlayacağınız fark etmiyor. Ben bu tartışmayı yaparken hemen bana tepki gösteriyorlar, oysa bana değil konuya saldırıp tartışalım. Burada yabancı olsun olmasın meselesini konuşmuyorum. İlk defa bir durum oldu Türkiye'de. Ben Burak Yılmaz’a inandığım için hayal kırıklığına uğramadım çok mutlu ve gururluyum ama daha iyi olmalıydı. 35 yaşında Fransa'ya gidiyor ve kulübü kendisinden memnun kalıyor. Bize bu anlamda bir şeyler yapılabileceğini gösteren bir durum bu. Eksik olan düzlemimizde bile üretebiliyoruz. İşte bu yapıyı düzeltmek bu anlayışı değiştirmek için konuşmaya, ilişki kurmaya ihtiyacımız var.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Burak Yılmaz'ın başarısız olmasını bekleyenler vardı"
Başarı ve şöhretin peşinde koşmak yerine desteğin önemini vurgulayan deneyimli teknik adam, "Bu örneği Arda için de vermiştim. Arda, Atletico Madrid’e gittiğinde misafiri eksik olmuyordu ama başarısız olduğu zaman kimse yanında olmadı. Her zaman başarı ve şöhreti kovalıyoruz. Hayır, biz konuları, desteği kovalayacağız. Bu kültürü yerleştirmeden oyuncularımızın kalitesini, becerisini ve ilişkisini geliştiremeyiz" ifadelerini kullandı.
Beşiktaş'ta ve A Milli Takım'da birlikte çalıştığı ve sezon başında Fransa temsilcisi Lille'e transfer olan Burak Yılmaz ile ilgili de konuşan Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü:
Burak gittiği zaman gördüğümü söylüyorum; bilmiyorum siz nasıl gördünüz ama genelde Burak Yılmaz'ın başarısız olmasını bekleyenler, hatta bunu dile getirenler vardı. Şimdi iyi gittiği için susuyorlar ama bir süre sonra yine aynı şeyleri söyleyecekler biliyorum. Çünkü bu durum yerleşmiş artık. Bu şekilde bekliyorlar. 'Bak işte Şenol Güneş başarısız olur demiştim, on sene önce de aynı şeyi söylüyordum dediğim çıktı' diyorlar. Hayatta kimse sürekli başarılı olamaz ki işte iletişim bunun için gerekli. Yanlış düşünceleri ortadan kaldırmak, onları toplumdan yok edecek iletişimler kurmamız gerekiyor.
"Webo’ya yapılan hareket çok yanlıştı"
UEFA Şampiyonlar Ligi'ndeki PSG-Başakşehir maçında yardımcı antrenör Pierre Webo'ya, Rumen 4. hakem Sebastian Nicolescu tarafından yapılan ırkçı saldırıyla ilgili de konuşan Güneş, şunları kaydetti:
Çocukluğumda ırkçılık nedir bilmezdim. Size sarı benekli kelebek düşünmeyin desem düşünmeye başlarsınız. Ayrımcılığın her türlüsüne karşıyım. İnsan insandır. Kötü insan ve iyi insan vardır. Bu mantıkla hareket etmez ve zihnimizi açık tutmazsak kendimizi kavganın içinde buluruz. Webo’ya yapılan hareket çok yanlıştı ama sonra düşündüm, acaba bu hakem kötü mü? Evet, çok kızdık ama bu kişiyi öldürmek de doğru değil. Özür dilese ve hatasını fark etse hoşgörülü olmamız lazım ama sürekli hale geliyorsa en ağır cezayı verelim. Ortak yaşamı kuralım. Zengin-fakir, kadın-erkek, beyaz-siyah diye ayrım yapmak gerçekten bize iyiliği getirmeyecektir. Bir toplumda böyle sorunlar varsa halledilmesi gerekir ve kime iş düşüyorsa bunun fazlasıyla çalışmalıdır.
Independent Türkçe, FourFourTwo