Birleşmiş Milletler'in (BM) Tunus'ta yapılacak Libya diyaloğuna katılacakların listesini yayımlamasının ardından ulusal seçkinlerin temsil ettiği Libyalılar ile BM misyonu arasında güven krizi yaşandı.
Çünkü tek bir spektrumun hâkim olduğu listede Müslüman Kardeşler'in destekçileri, temsilcileri, liderleri ve bağlılıklarını açıkça iddia edenler yer alıyor.
BM listesindeki taraflılık ve temsil dengesizliği, Libya'daki kabilelerin temsilcileri tarafından bile geniş çaplı itirazlarla karşılaştı.
Libya Aşiretleri ve Şehirleri Yüksek Konseyi, Müslüman Kardeşler'e ilişkin bir kayırmacılığın yapıldığını ifade ettiği bu durumun, kabileleri dışlama ve ötekileştirme hamlesi olarak değerlendirdi.
BM tarafından hazırlanan diyalog listesindeki geniş Müslüman Kardeşler temsili, atı arabanın önüne sürüyor.
Ayrıca Müslüman Kardeşler başta olmak üzere siyasal İslam gruplarının geniş bir şekilde temsil edilmesi karşılığında, listede Libya halkından önemli kesimlerden kimse yer almıyor.
Oysa terörizm ve kaosu açıkça destekleyen bazı tartışmalı isimler bile listede yer alıyor. Misyonun bu isimleri seçerken izlediği kriterler konusundaki sessizliği, seçimin güvenilirliğine ve şeffaflığına zarar veriyor.
Zira liste bir sır değil ve isimler ortada. Misyon bunu inkâr edemez. Bu durum Libyalı bir dizi figürün listenin bir kez daha gözden geçirilmesi ve geri çekilmesi talebinde bulunmasına yol açtı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Birleşmiş Milletler ile olan uzun tarihi geçmişe bakıldığında burada bir korku ve endişe halinin olduğu görülür ki zaman zaman Libyalıların bu durumundan şüphelendikleri de olur.
Öyle ki pek çoğu BM'nin kararlarına ve misyonlarına güvenmezler. 2011'de misyon başkanlarının değişmesine ve yenilenmesine rağmen asistan ve personel düzeyinde pek değişiklik yapılmamıştı.
Libyalı elitlerden bazısı bu isimlerin bazılarını Müslüman Kardeşler'in yanında yer almakla ve onu kayırmakla suçlamıştı.
Bu durum misyon tarafından hazırlanan listedeki isimlerde açıkça görülüyor. Nitekim Libya'dan seçilen 75 ismin çoğunun Müslüman Kardeşler'e ve projelerine bağlılık gösteren kimseler olmaları bunu gösteriyor.
Dolayısıyla böyle bir durumda alınacak kararların Müslüman Kardeşler'in lehine olacağını düşünen bazı isimler geri çekildiler.
BM misyonu ciddi bir sınavla karşı karşıya bulunuyor. Misyon tarafından seçilen diyalog listesindeki Müslüman Kardeşler'in geniş temsili, Libya nüfusunun yüzde 5'ini temsil etmeyen bir gruba yönelik bir kayırma durumu olduğunu gösteriyor ve doğruluyor.
Misyonun siyasi diyalog üyelerini seçerken, Libya halkını temsil etmeyen ve kayda değer bir varlığı olmayan 'siyasi' akımlara ve gruplara odaklanması, krizin çözümüne yardımcı olmayacak bir yanlıştır.
Bu durum, Libya halkının acılarını daha da artıracak ve uzatacaktır. Çünkü Müslüman Kardeşler'in iktidara bir ortak olarak empoze edilmesi amaçlanıyor.
Bunu ise devletin eklemlerini kontrolüne almasının ardından her zaman olduğu gibi tek yönetici olması takip edecek.
Libya, 1949'da modern bir devlet olarak kurulduğunun duyurulmasından beri Bevin-Sforza Anlaşması çerçevesinde 'ülkeyi üçe bölme girişimleri' ile karşı karşıya kaldı.
NATO'nun sivilleri korumakla sınırlı olan görevinin sınırlarını aşıp 2011'de yaptığı müdahale ise devletin düşmesiyle ve silah depolarının yok edilmesi bir kenara açılmasıyla sonuçlandı.
Libya'ya sızan gruplar ve örgütler arasında otuz milyondan fazla silahın yayılmasına neden olan şey buydu. Tüm bunlar Birleşmiş Milletler'in gözü önünde yaşandı.
Libya diyaloğu listesindeki kayırmacılık ve dengesizlik diyalogun herhangi bir çıktısı önünde büyük bir engel oluşturacaktır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu
© The Independentturkish