Davutoğlu’ndan "doğalgaz" yorumu: Liyakatsiz bir bakanı önce iktidar partisinin sonra Türkiye'nin başına getirmek için PR kampanyası yapılıyor

Kocaeli'nde konuşan Davutoğlu'nun hedefinde ekonomi ve sağlık politikaları vardı. Erdoğan'a seslenen Davutoğlu, "İstediğinizi partinizin başına getirebilirsiniz ama milletin tek kuruşunu böyle bir kampanya için kullanma hakkınız yok" dedi

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin Kocaeli kongresinde konuştu.

Davutoğlu, partililere Genel Merkez'den telekonferans yöntemiyle katıldı. 

Son günlerde yoğun programlara çıkan Davutoğlu'nun kolunda doku zedelenmesi meydana geldi.

Doktorların, muayene sonrasında istirahat gerektiğini söylediğini aktaran Davutoğlu, 2 hafta içinde yapılacak kongrelerde bu yöntemle konuşma yapacağını belirtti.

Konuşmasında Karadeniz'de bulunduğu açıklanan doğalgaz rezervine değinen Davutoğlu, ''Vaveyla ile büyük bir törenle dünyanın eksenini değiştirecek bir doğalgaz kaynağı bulunduğu ilan edildi. Türkiye'nin menfaatine olan her şeyi saygıyla karşılar başımızın üstüne koyarız. Açıklamanın yapıldığı gün 68 milyar dolarlık rezervden bahsedildi. 3 yıl sonra devreye girecek, 8 yılda tükenecek bir 68 milyar dolar. O da bugünkü Türkiye'nin kullandığı doğalgaz rakamlarıyla 68 milyar dolar. Karşılığında 40 milyar döviz pozisyon açığı olan bir Merkez Bankası var bu Hazine ve Maliye Bakanı'nın ürettiği. Son 2,5 senede 200 milyar dolarlık milli gelir kaybı var. Biz başbakanlığı bıraktığımızda 10970 dolar olan milli gelirimiz 8 bin dolarlara gerilemiş, 30 büyük şirketin borsa değeri 30 milyar dolar kaybetmiş. Delik o kadar büyük ki, yama çok küçük'' dedi.

Cumhurbaşkanı'na seslendi: İstediğiniz kişiyi partinizin başına getirebilirsiniz ama...

Yapılanların bir "PR kampanyası" olduğunu savınan Davutoğlu, ''Liyakatsiz bir yönetimin başıda bulunan liyakatsiz bir bakanı önce iktidar partisinin başına sonra Türkiye'nin başına getirmek için bir PR kampanyası yapılıyor. Buradan Sayın Cumhurbaşkanına ve ilgililere de sesleniyorum: İstediğiniz kişiyi kendi partinizin başına getirebilirsiniz, bu bizi ilgilendirmez. Ama milletin tek bir kuruşunu böyle bir PR kampanyasına harcama hakkınız yoktur bir bunun hesabını sorarız. Bir Başbakanlıktan bu nepotizme, bu liyakatsizliğe karşı çıktığımız için ayrıldık. Şeffaflık dediğimiz için yolarımız ayrıldı'' ifadelerini kullandı.

Türkiye şeffaflık sınavından geçiyor

Pandemi sürecinde Türkiye'nin bir şeffaflık sınavından geçtiğine değinen Davutoğlu, ''Verilen rakamlarla yaşanan realite arasında büyük bir uçurum olduğu kanaati hemen hemen her yerde hakim. Pandeminin ilk döneminde Bilim Kurulu öncülüğünde güzel bir sağlık politikası takip edildi, Sağlık Bakanına, Bilim Kuruluna destek verdik. Çünkü sağlık söz konusu olduğunda bütün diğer konular ikincil hale gelir. Şu anda en derin, en köklü eleştirilerimiz doğrudan sağlık politikalarına yöneliktir'' şeklinde konuştu.

Son 48 saat içinde 5 uzman hekimin Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Davutoğlu, şunları söyledi:

''Ankara Tabip Odası'nın verdiği rakamlar var, farklı illerden gelen bilgiler var, Doğu-Güneydoğu'da duyduklarımız var. Ankara'da pandemi hastanesine dönüştürülen hastanelerde ne kadar yoğunluk olduğuyla ilgili bilgiler geliyor. Ama Sağlık Bakanlığının açıklamalarında sanki stabil bir çizgi halinde ilerleyen bir sorun varmış gibi bir intiba var. Buradan Sağlık Bakanı'na sesleniyorum; siyasetin en önemli değeri şeffaflıktır. Sorunları şeffaf bir şekilde halkla paylaşan siyasiler ve devlet adamları o sorunları aşabilecek gücü ve kudretli kendilerinde bulurlar. Bugün maalesef bilgiler üzerine bir karartma olduğu kanaati hakim. Bu, otoriter rejimlerin tipik göstergesidir. Halk artık televizyonda çıkan habere inanmamaya ve etrafında dolaşan söylentilere inanmaya başladığında bilin ki otoriter bir iletişim anlayışı hakim demektir."

Pandemi verileri TÜİK rakamlarına benzedi

TÜİK rakamları gibi Sağlık Bakanlığının verilerine olan inancın kaybolduğunu öne süren Davutoğlu, ''İnanç kaybolursa panik yayılır. Sağlık Bakanlığının çıkıp çok açık ve dürüst bilgi aktarımı yapması lazım. Anlaşılan Bilim Kurulu tümden devredışı. Devre içinde olup karar verenler sektörel temsilcilikleri üstlenen bazı bakanlıklar. Meselemiz herhangi bir sektörü kısa dönemde nasıl kurtaracağımız meselesi değil sağlığımızı nasıl teminat altına alacağımız meselesidir'' ifadelerini kullandı.

Konuşmasında Muharrem ayı, Kerbela olayı ve 30 Ağustos'tan bahseden Davutoğlu şöyle konuştu: 

Kerbela'da Yezid'in ordusu kazandı görünür, Hz. Hüseyin kaybetti görünür. Aslında siyaset felsefesi açısından hepimize bir ders vardır. Bugün Yezid, ismi dahi anılmayacak, çocuklara konulmayacak şekilde olumsuz görülürken, Hüseyni tavır bütün bir tarihin adalet, özgürlük ve insan onuru tavrının adı oldu. Hz. Hüseyin şehid edildi ama düşüncelere, fikirlere kılıç işlemez, kurşun işlemez, füze, top, atom bombası dahi işlemez. Bedenlere işler, başlar bedenden koparılır ama ruhlar düşüncelerden arındırılamaz. Nitekim Kerbela'nın gerçek galibi Hz. Hüseyin ve Hz. Hüseyin'in yolundan gidenlerdir.

30 Ağustos, tükendi denilen, artık ayağa kalkamaz denilen bir milletin Gazi Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde bütün senaryoları, planları, oyunları çıplak elleriyle, nasırlı ayaklarıyla ama kocaman yürekleriyle yenen bir milletin destanının adı. 

Biz öyle bir dünya istiyoruz ki Hz. Hüseyin'in adaleti ile şenlensin. Öyle bir dünya istiyoruz k, öyle bir hareket kuruyoruz ki, bütün bir dünya karşısında olsa, bütün güçler karşısında olsa korkmadan Kerbela meydanına çıkabilsin, baş versin ama asla onur vermesin. İşte Gelecek Partisi bu düşüncelerden hareketle yola çıkan cesur insanların partisidir. Gelecek Partisi, Malazgirt Zaferi'yle birlikte harmanlanan Anadolu medeniyetinin bütün unsurlarına eşit şekilde yaklaşanların partisidir.



Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU