Türkiye’nin farklı coğrafyalarından gelen jokey adayları, Türkiye Jokey Kulübü (TJK) Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezinde iki yıllık yoğun ve zorlu eğitimlerden geçiyor.
At yarışı denilince akıllara gelen ilk yer olan Veliefendi Hipodromu’ndaki eğitim merkezinde gün kursiyer ve eğitimciler için sabahın ilk ışıklarıyla başlıyor.
Ahırda atların yem ve sularını veren ve atları tımarlayan kursiyerlere mesleki derslerin yanında kültür, davranış bilimleri ve yabancı dil dersleri de veriliyor.
Jokey adaylarının tüm masrafları TJK tarafından karşılanıyor.
Kursa katılmak için eğitim, yaş, boy ve kilo şartı var
Bu kursa başvurmak için belirli şartlar var.
En az ortaokul mezunu olmak ve 13-17 yaş aralığında bulunmak o şartlardan biri.
Eğer jokey adayı 45 kilogramın üzerine çıkarsa ya da boyu 165 santimetreden fazla uzarsa jokey olma hakkını kaybediyor ve bundan sonraki hayatlarına ise antrenör olarak devam edebiliyorlar.
Jokey eğitimi 2 yıl sürüyor.
Eğitim bittikten sonra 150 yarış kazanmayı başaran kursiyerler jokey unvanını da elde edebiliyor.
Bu kurs 35 yılda 800’e yakın jokey yetiştirdi.
1985'ten beri jokey yetiştiriyor
Eğitim merkezinin müdürü Zeynep Haldan Postalcı, Türkiye'de jokey yamağı yetiştiren tek kurum olan merkezin 1985 yılından bu yana hizmet verdiğini söylüyor.
Postalcı, "Jokeylik prestijli bir meslek” diyen Postalcı, şartları taşıyan, sporu ve hayvanları seven tüm adayları eğitim merkezine davet ediyor.
Başvuruları haziran ve temmuzda alınan eğitim merkezinde, ağustosta yapılan yazılı ve sözlü sınavlarda başarı elde edenler eylül ayında eğitim öğretime başlıyor.
Merkezin ve kursiyerlerin danışmanlığını, geçmişte kazandığı başarılarla Türk yarışçılığının efsane jokeyleri arasına giren ve "imparator" lakabıyla bilinen Süleyman Akdı yapıyor.
Akdı, jokeyliğin püf noktalarını şu sözlerle anlatıyor:
Boy ve kilosunun bu işe elverişli olması lazım. Pratik zekası olması lazım. Yarışta 15-20 atla koşuyorsunuz, vereceğiniz kararlar çok önemli. Saniyenin çok küçük bir noktası kadar sürede karar vermesi lazım jokeyin. Çok soğukkanlı olması lazım. Mesleğini sevmesi lazım.
Büyük fedekarlık istiyor
Akdı’ya göre jokey olmak isteyenler bazı fedakarlıklarda bulunmalı: "Tatili çok az. Kilosu iyi değilse yemesi içmesi çok kısıtlı. Çok çalışması lazım. Hayatı boyunca çok programlı bir hayat yaşaması lazım. Biz 50 sene böyle yaşadık."
Kurs yetkilileri bu merkezden mezun olan kimsenin işsiz kalmadığını söylüyor. Kursiyerler jokey olamasa bile iyi bir kazançla çalıştırıcı olabiliyor.
Binicilik Antrenörü Ömer Ay ise iki canlının yaptığı tek sporun atçılık olduğunu belirtiyor. Atların çocuklar gibi olduğunu söyleyen Ay, "Bebekler bizim ne dediğimizi anlamaz ama ses tonumuzdan nasıl davrandığımızı anlar, at da öyle" diyor.
"Başarabilirim" dedi, 8 kilo verdi
İzmir'in Tire ilçesinden gelen kursiyer İsmail Bayakı, yarış atı Bold Pilot ve jokeyi Halis Karataş'ın hikayesinin anlatıldığı, "Bizim İçin Şampiyon" filminden etkilenerek jokey olma arayışına girdiğini anlatıyor:
Biraz kilom vardı. Ama 'başarabilirim' dedim ve kilo verdim. Ben 49 kilogramdım, 8 kilo verdim. Ailem ‘İstanbul çok uzak, orada tek başına ne yapacaksın' demişti. Sonra, kararlığımı gördüler 'sonuna kadar arkandayız' dediler.
Halit Gökçe, atlarla 10 yıl kaldıkları Ardahan’da tanışmış. Şimdi buradaki eğitimlerden geçiyor. Gökçe’nin en büyük hayali Gazi Koşusu'nu kazanmak.
AA