Demirtaş'tan hakime: Ara kararınıza 'Demirtaş'ın susturulmasına karar verilmiştir' yazarsanız söz veriyorum konuşmayacağım

Edirne F Tipi Hapishanesi'nde tutuklu bulunan Demirtaş, duruşmaya SEGBİS sistemi üzerinden yapılan bağlantıyla katıldı

Fotoğraf: Twitter

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davada savunma yaptı.

Edirne F Tipi Hapishanesi'nde tutuklu bulunan Demirtaş, duruşmaya SEGBİS sistemi üzerinden yapılan bağlantıyla katıldı.

Duruşmada avukatlar, mahkemeyi eleştirerek, tutanakların ve bazı evrakların UYAP sistemine yüklenmediğini belirtti.

Avukatların usüle ilişkin değerlendirmesi sonrası konuşan Demirtaş, savunmasında şunları söyledi:

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, benimle ilgili bütün dosyalara çok rahatça ulaşabilirken avukatlarıma kısıtlılık uygulanmaktadır. Bugün okuduğunuz evrakların hiçbiri UYAP'ta görünmüyordu. Örneğin, okuduğunuz bilirkişi raporları UYAP'a işlenmiş olsaydı avukatlarım çıktısını bana verirlerdi, hazırlığımı yapardım. Savcılık bütün dosyaya hakimken, avukatlarım dosyanın tamamına ulaşamamaktadır.

"Dosyama karartma uygulanıyor"

Siz bunu teknik bir sorun olarak tanımlamaktasınız, baştan beri. 'Çok rahat çözeriz' diyorsunuz ama iki duruşma arasında dosyama karartma uygulanıyor. Bunun, Adalet Bakanlığı tarafından yapıldığına dair şüphelerim var.

Görünen o ki, hem Saray'da hem Adalet Bakanlığı'nda kurulan Demirtaş-Yüksekdağ masası böylesi bir uygulama yürütüyor. Bu durum, açık bir adil yargılama ihlalidir.

Önceki celsede, savunmamın yapılmış sayılmasına karar verdiniz. Savunmama, kaldım yerden devam edeceğim. Dolayısıyla savunma hakkımı kısıtlamayacak şekilde ara karar almanızı umut ediyorum.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Ne söyleyeceğimi merak etmeden karar verecekseniz durum çok vahim"

Kalan fezlekelerle ilgili ne söyleyeceğimi merak etmeyen bir mahkeme heyetinin yargılama yapmasına gerek kalmaz. Ne söyleyeceğimi merak etmeden karar verecekseniz durum çok vahim.

Ben fiili olarak hakkımdaki her suçlamaya cevap veririm. Ara kararınıza 'Selahattin Demirtaş'ın susturulmasına karar verilmiştir' yazarsanız söz veriyorum konuşmayacağım ama onun dışında, savunma hakkımı kesmeyin.

Bırakın sözümüzü söyleyelim. Hakkımızda kamuoyunda, canlı yayınlarda bu kadar suçlama yapılırken biz de hiç değilse mahkeme salonunda cevap verelim.

Şu anda şu duruşma salonunda olmamızın nedeni bir yargılama değil, iktidarın ve özellikle de AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi emellerinin gerçekleşmesi amacıyla, önünün açılması için yapılmış çalışmalardan biridir.

Bu dava daha çok su kaldırır. Yargıtay aşamasında, Anayasa Mahkemesinde bu dosya çok tartışılacak. Anayasal düzen tasfiye ediliyor, de facto tek adam rejimi kuruluyor. Bunun önündeki engel ne? Muhalafet. Sadece HDP değil, karşı çıkan herkes hedefte.

Peki bu tek adam rejimi nasıl kurulabiliyor? Tarihte çok örneği var, 15 Temmuz darbe girişiminin yarattığı şok ve travma. 15 Temmuz sonrasında devlet kurumlarının donup kalması ve kurum olmaktan çıkması.

Devlet 15 Temmuz'dan sonra yeniden inşa edilmemiş, bütün kurumları tasfiye edilmiştir. Oluşan boşluğa da kaos düzeni ikame ediliyor.

Recep Tayyip Erdoğan'ın önüne engel olarak çıkan herkes; bu bir muhtar da olabilir, bir partinin eş genel başkanı olabilir, bir eski başbakan ya da cumhurbaşkanı da olabilir, üniversite öğrencisi olabilir, fark etmez. Sistem, tamamının bastırılması üzerine kuruludur.

Medya ayakları var. Her akşam televizyonda aynı tipleri görürsünüz. İdida ediyorum, yarın hukuk devleti işlemeye başladığında bir savcı bunları delilleriyle ortaya koyacak. Ve yine iddia ediyorum, aralarından pişmanlık belirtenler çıkacak.
Ki şimdiden başlamış pişmanlık belirtileri. Sadece, dilekçe verecek bir yargı makamı olmadığı için yargıya yansımıyor. Bu medya merkezinin yönetildiği yer, Saray'daki iletişim başkanlığıdır. Bu merkeze bağlı kişiler açık oturum programlarına çıkarılır.

Bunların telefonlarına mesaj gönderilir. Kanalları aynı anda değiştirirseniz görürsünüz, telefonlarına mesaj aynı anda gelir bunların. Hepsi hızla telefonlarına bakarlar. Bir dakika sonra, üç aynı kanalda olmalarına rağmen aynı şeyi söylemeye başlarlar.

Onlara gelen talimatlardan biri de 'Demirtaş'ı terörist ilan edin, katil ilan edin, onun tutuksuz yargılanması gerektiğini söyleyen herkesi düşman ilan edin' türü mesajlarıdır. Elimde belge yok ama emin olun, bir gün belgesi de çıkacak.
Bunun bir de yargı ayağı var. İçinde başsavcılar var. Cumhurbaşkanı'nın avukatları var. Özellikle de sulh ceza hakimleri var. Hepsini kast etmiyorum. Avukatlarımın şikayetleri var HSK'de. HSK dikkate almıyor, tabii ki almaz. Öyle safiyane bir beklentimiz yok.

Yarın bir gün, anayasal düzeni ortadan kaldırarak yerine otoriter tek adam rejiminin inşa edilmesi, karar ve denetim mekanizmalarının ortadan kaldırılması için çalışan çete ortaya çıktığında benim yargılamalarımın neden AİHS 18. maddeye girdiği daha iyi anlaşılacak.

En son Temmuz'da duruşma yaptık. O zamandan bu zamana Türkiye'de neler oldu bakın. Bizi halen cezaevinde tutuan yargı bakalım ne yaptı, Temmuz'dan bu yana. İleride 'O dönemde tutukluluk esastı, herkes tutuklanıyordu kardeşim' denilmesin diye anlatıyorum bunları.

Beyoğlu’nda İTÜ elektrik mühendisliği mezunu 23 yaşındaki Halit Ayar, bıçaklandı, katledildi. Katledenlerin, iyi halli oldukları için bir kaç gün önce cezaevinden salıverildikleri ortaya çıktı.

Bu tek adam rejiminin yarattığı ağır ekonomik kriz; plansızlıklatan, yolsuzluktan, talandan kaynaklı kriz nedeniyle insanlar toplu olarak intihar etmeye başladı. İstanbul Fatih'te 4 kardeş siyanürle intihar etti.

Antalya'da 4 kişilik Şimşek ailesi. Borçları sebebiyle baba, eşi ve çocuklarına da siyanür içirerek intihar etti. İstanbul Bakırköy'de Bahattin Belen isimli bir yurttaş, borçlarımı ödemeyemiyorum diye intihar etti.

Temmuz'dan bu yana Meclis'te iki intihar girişimi oldu. Toplu ya da bireysel, 50'den fazla intihar vakası oldu. Uşak'ta 13 Aralık'ta bir kişi açlıktan bayıldı, açlıktan. 2019 Türkiyesinde. Kurulmak istenen düzen bu.

Sibel Ünli, cebinde parası olmadığı için ekonomik krizle birlikte bunalıma girip intihar etti, gencecik. O üniversitenin karşısında öğrenciler işkenceden geçirildi. Kendi üniversitesinin kapısındaki öğrenciye bu kadar hınçla, öfkeyle nasıl vurulur?

İşte yaratmak istediğiniz sistem bu. Başka bir örnek. Sevgilisini darp etti, arabayla 9 kişiyi ezdi, pompalı tüfekle bir kişiyi yaraladı. Görkem Sertaç Göçmen. Dün tahliye edildi. Ne demiş mahkeme? "Tutukluluğu mağduriyete yol açabilir." Tabii. Niye mağdur olsun ki?

Çıkıp tacizlerine, tecavüzlerine devam etsinler. Çünkü onlar bu sistemin adamı. Biz değiliz.

27 Temmuz 2019. Rize’de Besim Güngör adlı bir kişi, Rabia T. isimli bir genç kadını sokak ortasında öldüresiye dövdü. Ne oldu? Serbest bıraktılar. Sosyal medyada kıyamet kopunca gerisin geri tutuklamak zorunda kaldılar.

4 Eylül 2019 Eskişehir’de, eşini 15 bıçak darbesiyle yaralayan kişi tutuksuz yargılanıyor. Halen. Kadın dedi ki 'Beni öldürdükten sonra mı ağır cezada yargılayacaksınız?' Çünkü hafif yaralamada asliye ceza mahkemesinde yargılanıyor.

17 Eylül 2019. İstanbul’da 16 yaşındaki bir çocuğu öldüren polis tutuksuz yargılandı, yedi buçuk yıl hapis cezası aldı. Dosyası tutuksuz olarak Yargıtay'a gönderildi.

20 Eylül 2019. İstanbul Kartal'da 21 kişinin hayatını kaybettiği Yeşilyurt Apartmanının çökmesine ilişkin davada tutuklu yargılanan sanıkların tamamı tahliye edildi. Tek bir tutuklu yok dosyada.

27 Eylül 2019. İzmir’de bir adam, boşanmak isteyen eşini 5 kez bıçakladı. Mahkeme Başkanı şunu sordu kadına: 'Seni öldürmek istediyse bıçak neden derine girmedi?' Mağduru sorguluyor, sanığı değil. Ve sanığın tahliyesine karar verdi.

"Tek dişi kalmış canavara döndün"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eleştirilerde bulunan Demirtaş, “Şunu demiştim, iyi hatırlıyorum. "Bizi başkalarıyla karıştırma. Biz demir leblebiyiz, bizi çiğnedikçe dişlerin dökülür." Çiğnemek istedi. Peki. Şimdilik İstanbul dişin döküldü, Ankara dişin döküldü, Adana, Mersin, Antalya dişlerin. Tek dişi kalmış canavara döndün” diye konuştu.

Söz konusu davadan daha önce tahliye edilen Demirtaş'ın dosyasının AİHM Büyük Daire'de görüşülmesine günler kala Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi oy birliğiyle tahliye kararı vermişti.

Avukatların, tutukluluk süresini kesinleşen cezadan mahsup etme ve tahliye talebinin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ana dava kapsamındaki farklı bir dosyayı gündeme getirerek Demirtaş ve Yüksekdağ hakkında ana davada hakkında yargılandıkları “6-8 Ekim olaylarından” tutuklama istemişti. Tutuklama talebinin ardından Demirtaş ve Yüksekdağ hakkında tutuklama kararı verilmişti.

Duruşmayı TBMM Başkanvekili Mithat Sancar, HDP Milletvekilleri Mehmet Rüştü Tiryaki, Züleyha Gülüm, Murat Çepni, Zeynel Özel ve HDP yöneticileri takip etti. 

Ne olmuştu?

Eski HDP Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ, dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından başka HDP'li milletvekilleriyle birlikte Kasım 2016'da "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "örgüt üyesi olmak", "örgüt adına suç işlemek" iddialarıyla gözaltına alınmış, ardından da tutuklanmıştı.

Hakkında 33 dava açılan ve 142 yıla kadar hapsi istenen Demirtaş'ın avukatlarının uzun tutukluluk süresini gerekçe göstererek yaptıkları başvuru, AİHM tarafından Kasım 2018'de kabul edilmiş ve Demirtaş'ın serbest bırakılması ve tutuksuz yargılanması gerektiği yönünde karar verilmişti.

 Bu kararın hemen ardından Demirtaş'ın İstanbul'da yargılandığı davadan aldığı 4 yıl 8 ay hapis cezası beklenmedik bir hızla 4 Aralık 2018 tarihinde onanmış ve Demirtaş'ın tutuklu statüsünden hükümlü statüsüne geçmesiyle AİHM kararı boşa çıkmıştı.

Türkiye ile Demirtaş'ın avukatlarının AİHM kararına itirazı sonrasında belirlenen Büyük Daire görüşmesine günler kala, 2 Eylül'de Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi oy birliğiyle yargılandığı ana davada HDP'li siyasetçi hakkında tahliye kararı vermişti. Savcılığın tahliyeye yaptığı itiraz da 20. ACM tarafından reddedilirken; avukatlar da tutukluluk süresini kesinleşen cezadan mahsup etme ve tahliye talebinde bulundu.

26. ACM 20 Eylül'de avukatların mahsup etme talebini kabul etse de, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ana dava kapsamındaki farklı bir dosyayı gündeme getirerek Demirtaş ve Yüksekdağ hakkında ana davada da hakkında yargılandıkları “6-8 Ekim olaylarından” tutuklama istedi.


Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU