Tunus’un güneyindeki Tatavin vilayetinde farklı alanlarda Tunus askeri ve güvenlik oluşumları güçlendirilirken, iki ülke sınırı boyunca güvenlik gücü konuşlandırıldı.
Libya sahasındaki gelişmeler ve çatışmaların tırmanışıyla eş zamanlı olarak herhangi bir acil durum beklentisiyle de güvenlik durumu had safhaya çıkarıldı.
Öte yandan Tunus Afetlerle Mücadele Yerel Komitesi ise İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları ve Mülteciler Yüksek Komiserliği ile işbirliği dahilinde sınırda 25 bin mülteci kapasiteli bir kampta Libya’dan mülteci kabul etmek için hazırlıklarını sürdürüyor.
Sözü pratiğe dökme
Eski İstihbarat Müdürü Ahmed Şubeyr, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, "Libya sınırındaki güvenlik alarmı, 2011 yılından bu yana geçerlidir. Ancak bu sefer yeni olan şey, komşu ülkedeki istikrarsızlık hali. Orada, neredeyse bir savaş hali yaşanıyor, kaçakçılık ve teröristlerin sızma faaliyetleri nedeniyle Tunus’un güvenliğini etkileyen bir güvensizlik hali mevcut" ifadelerini kullandı.
Tunus’un Libya’daki bölgesel çalışmaya ilişkin rolüne de değinen Şubeyr, ülkesinin rolünün son derece önemli olduğunu söylerken, bu rolü de askeri rolden daha çok tüzel bir rol olarak niteledi.
Ahmed Şubeyr, "Tunus, coğrafi ve toplumsal olarak Libya’ya en yakın ülkedir. Burası, Libyalılar açısından tek çıkış noktasıdır” dedi. 1992 yılında ABD tarafından Libya’ya uygulanan ambargoyu da hatırlatan yetkili, “O dönemde Mısır, Cezayir, Çad ve Nijer ile olan komşuluk ilişkilerine rağmen Tunus, Libyalıların tek çıkış noktasıydı" dedi.
Şubeyr, "Ayrıca Tunuslular, Libya ile önemli sosyal ve ekonomik bağlara sahip. Libya topraklarında yaşananlar Tunus’u da etkiler. Bu nedenle rolümüz tüzel olmalı. Savaşta bir tarafın yanında yer almak istemiyoruz. İki tarafla da aynı mesafede olmak, taraflara kan enjekte etmek ve onları bir araya getirmek için Serrac’a kapı açtığımız gibi, Kartaca’nın kapısını Halife Hafter’e de açmalıyız" değerlendirmesinde bulundu.
Eski İstihbarat Müdürü, "Bugüne kadar, bu resmi tavrın zeminde somutlaştığını görmedik" diyerek, Cumhurbaşkanına da söylemleri pratiğe dökme ve Libya’daki çatışma taraflarına tarafsız şekilde yaklaşma çağrısında bulundu. Şubeyr, “Tunus, 2011 yılında talep ettiğimiz rolü oynamalı. O zamanlarda Tunus, Kaddafi’yi devirmek amacıyla silahlar için bir geçiş bölgesi olmuştu” dedi.
Ahmed Şubeyr, Tunus’un Türkiye veya herhangi bir taraf için askeri bir platform olma ihtimalini uzak gördüğünü söylerken, "Tunus, ABD Afrika Komutanlığı’nın (AFRICOM) sınırlarımızda askeri bir platform oluşturma isteğini de daha önce reddetmişti. Tunus’un, Türkiye’nin istediği şeyi uygulayacağını sanmıyorum, tabi bunu eğer isterse" değerlendirmesinde bulundu.
Askeri yetkili Faysal eş-Şerif de Tunus’un askeri ideolojisinin, bağımsızlık yıllarından bu yana Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında askeri olmayan bir müdahaleye dayandığını ifade etti.
Tunus tarafından yurtdışında BM çatısı altında 30 askeri misyonun bulunduğunu söyleyen Şerif, Tunus- Libya sınırındaki güvenlik alarmı hakkında da Tunus sınırını savaş risklerinden, mülteci akınından veya teröristlerin sızma faaliyetlerinden korumak için olağanüstü önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı. Faysal eş-Şerif ayrıca, sınırın iki tarafında da yerleşimlerin olduğunu belirtirken, bu sebeple bu alanların güvenliğini sağlamanın zor olduğuna dikkati çekti.
Şerif, Tunus’un Türkiye’nin ardında yer almasının ve askeri bir platform haline dönüşmesinin zor olduğunu söylerken, “Libya’nın Misrata bölgesi, ideolojik açıdan Türkiye ve destekçilerine yakın bir konumda. Güvenlik açısından lojistik bir rol oynuyor. Türkiye'nin isterse silahsızlandırmak için kullanabileceği bir liman” ifadelerini kullandı.
Ütopik bir çağrı
Libya meselesinin çözümüne yönelik çeşitli çabalara ve Tunus’un güvenliğine yönelik etkilerine rağmen Tunus hala ılımlı bir rol oynuyor. Bu durum Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından kısaca, “Tunus, hiçbir tarafın arkasında yer almayacak ve krize barışçıl bir çözüm için destek verecektir” ifadeleriyle özetlendi.
Libya meselesiyle ilgilenen Libyalı gazeteci Bedr es-Selam el-Trablisi, Tunus’un Libya meselesine ilişkin rolünü yeniden kazanabileceğini söyledi. Trablisi, "Bu rol, önemli ve etkili bir siyasi aktör olmayacak, bu şu an için zor. Ancak çatışma taraflarının görüşlerini yakınlaştırmak için Suheyrat Anlaşması, Tunus Deklarasyonu sonuçları aracılığıyla ve BM çatısı altında bir çözüm sürecine destek verilecek" değerlendirmesinde bulundu.
Bedr es-Selam el-Trablisi’ye göre Libya krizinin çözümünde, Tunus çabası önemli bir konumda. Trablisi, Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’e de Libya kabilelerinin temsilcileriyle bir araya geldiğinde Kayd Said tarafından sunulan Tunus arabuluculuğu önerisini kabul etme koşullarını müzakere etme çağrısı yaptı.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Kübra Şahin