Doktorlar, kanserin son evresindeki kadınların yaşadığı duygusal sıkıntıları hafifletmede "sihirli mantar" ve diğer psikedeliklerin içindeki etkin maddelerin kullanılması çağrısında bulunuyor.
Son evredeki jinekolojik kanser gibi kötü huylu tümörlerden mustarip kadınları yatıştırmaya yönelik geleneksel yaklaşımlar arasında bilişsel davranışçı terapi (BDT) gibi psikoterapötik yaklaşımlar bulunuyor.
Ancak Houston'daki Texas Üniversitesi MD Anderson Kanser Merkezi'nden doktorlar, bu yaklaşımların eski alışkanlıkları değiştirmesinin çok uzun zaman aldığını ve çok fazla dayanıklılık gerektirdiğini belirtiyor.
Doktorlar, International Journal of Gynecological Cancer adlı bilimsel dergide yayımlanan makalede, "Jinekolojik kanser hastası kadınlar, tedavi yolculukları boyunca çeşitli fiziksel ve psikolojik zorluklar yaşıyor" diye yazdı.
Yazarlar şöyle ifade etti:
Tedavinin kronik yan etkilerinin yanı sıra yetersiz öngörüyle de bağlantılı son evreler genelde kadınları, hastalık gidişatının öngörülememesi ve süregelen ölüm korkusundan kaynaklanan varoluşsal bir belirsizlikle baş başa bırakıyor.
İleri evre yumurtalık kanseri hastası genç bir kadının yakın zamandaki vakasına atıfta bulunan doktorlar, kadının "geleceğine dair korkusunun gerçek ve boğucu olduğunu" fakat duygusal sıkıntısını hafifletecek mevcut seçenekler için ne zamanı ne de dayanma gücü bulunduğunu belirtti.
Makalede, yumurtalık kanseri hastalarının neredeyse 4'te birinin depresyon, anksiyete ve ölüm kaygısı yaşadığını bildirdiği ifade edildi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Yazarlar, "Bu durum yumurtalık kanserleriyle sınırlı değil. Genelde küçük çocukların annelerini kaybedebileceği gerçeğiyle bağlantılı kaygı ve korku yükü, maalesef jinekolojik kanser teşhisi alan çok sayıdaki genç kadında daha da fazla oluyor" diye belirtti.
Son çalışmalar psikedeliklerin (özellikle psilosibin) anksiyete, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu ve yaşamın son dönemindeki duygusal sıkıntılar gibi çeşitli psikolojik belirtilerin tedavisinde umut verici etkiler yaratabileceğini gösteriyor.
Doktorlar, psikedeliklerin diğer kanser türlerine yakalanmış kişiler üzerindeki etkilerine dair yapılan araştırmaların sonuçlarının da cesaret verici olduğunu belirtiyor.
Bugüne kadar psilosibinin çok az yan etkiyle ya da hiçbir yan etki doğurmadan, antidepresanlara benzer şekilde etkili biçimde işe yaradığı görüldü.
Maddenin, sadece bir-iki seans psikoterapiyle birleştirildiğinde faydalı etkiler sağladığı da ortaya kondu.
Doktorlar 10 klinik deneyin yakın zamanda yapılan analizinin, bir-iki doz psilosibinin 6 aya kadar "hızlı ve sürekli" antidepresan etkiler doğurabileceğini gösterdiğini söylüyor.
Araştırmacılar şöyle diyor:
Psilosibinin eğlence amaçlı kötüye kullanımı veya akıl hastalığına yol açma potansiyeline ilişkin endişeler gerçekleşmedi ve veriler, psilosibin kullanımının esasen psikolojik sıkıntı ve intihar eğilimine karşı koruyucu olabileceğine işaret ediyor.
Yazarlar, yumurtalık ve diğer jinekolojik kanser hastalarının duygusal sıkıntı içinde hissetmesinin yaygınlığı nedeniyle, psilosibin ve diğer psikedeliklerin güvenli kullanımına öncelik veren "daha iyi tasarlanmış protokollere açıkça ihtiyaç" duyulduğunu ifade etti.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news
Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik
© The Independent