Türkiye'de yayın yapan internet haber siteleri, her gün onlarca "erişim engeli" kararıyla yüz yüze kalıyor.
Bu kararlar, herhangi bir savunma istenmeden, Erişim Sağlayıcıları Birliği (ESB) vasıtasıyla gönderiliyor.
ESB, "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" kapsamında kuruldu ve erişime engel kararlarını iletme yetkisini de bu kanundan aldığı yetkiyle yapıyor.
Bir "Özel hukuk tüzel kişiliği" olan ESB'ye erişim engeli başvuruları e-devlet üzerinden yapılıyor.
Dernek statüsündeki ESB'nin gönderdiği mahkeme kararlarıyla gazetecilerin belki de günlerce uğraşarak ortaya çıkardığı haberlere erişimler engelleniyor.
Kimilerinin "Sosyal Medya Yasası" kimilerinin de "Sansür Yasası" dediği, Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la birlikte bu erişim engeli kararlarının artması bekleniyor.
Bu kararlardan, Independent Türkçe de nasibini aldı.
Karartılar haber ve yorumlar...
Haber ajanslarının Independent Türkçe dahil bütün abonelerine geçtiği haberler, köşe yazılarından yapılan alıntılar, muhabirlerimizin yaptığı bazı özel haberler de bu kararlarla "karartılmış" oldu.
Karartılan haberler arasında, GDO'lu pirinçlere yem evrakı düzenleyip vergiden kaçıran iş adamlarının Yargıtay'da nasıl ceza almaktan kurtarıldıklarına ilişkin haber ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK)'ün ihraç ettiği ilahiyat profesörü İsa Doğan ile yaptığımız röportaj da engellenen içeriklerimiz arasında.
İfade Özgürlüğü Derneği'nin (İFÖD) verilerine göre 2019'da 61 bin, 2020'de 58 bin, 2021'de ise 107 binden fazla sayfa erişime engellendi. Sosyal medya yasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte 2022 sonuna kadar bu sayının çok daha fazla olması bekleniyor.
Bu karar gazeteciliği dijital medyada yapmaya çalışan gazetecileri bunaltmış durumda.
Dijital Gaste Genel Yayın Yönetmeni Veysel Karahan, ESB'nin müdahalelerinden mustarip olduklarını belirtiyor.
"Mahkemeler, Sermayeye dokunduğunuz zaman gözünüzün yaşına bakmıyor"
Haftada ortalama 4 haberlerine yayın yasağı geldiğine değinen Karahan şunları söyledi:
"Bu durum gerçekten sinir bozucu olmaya başladı. 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) aracında uyuşturucu çıktı' haberine ESB'den yasak geldi. Fakat bu yasak, araçta uyuşturucu bulunduğunun duyurulduğu habere gelmedi. Bu aracı belediyeye kiralayan şirketin adını verdiğimiz habere erişim engellendi. Söz konusu durum sermayeye sirayet ettiği zaman maalesef sulh ceza mahkemeleri gözümüzün yaşına bakmıyor."
Anadolu'nun birçok yerinde AK Parti'li meclis üyesi, belediye başkanı ve milletvekilleriyle ilgili yaptıkları haberlerin, somut delil olsa dahi sulh ceza mahkemeleri tarafından engellendiğine işaret eden Karahan, "ESB'lerin kararlarına bakıyorum; AK Parti'li meclis üyesiyse anında ESB gelir mi? Sulh ceza tetikte mi bekliyorsun be mübarek? Nasıl yapıyorsun? Hakimler somut delile, söz konusu yayının ilke ve etik kurallarına uygun olup olmadığına bakmıyor ve direkt habere erişim yasağı getiriyor. Biz bundan çok sıkıldık" dedi.
FETÖ'cü işadamlarıyla ilgili yapılan haberlere dahi erişim engeli gelirken fakir FETÖ sanıklarının talepleri reddediliyor
10 yıldır aktif gazetecilik yapan birisi olarak dahi tweet atarken 2 defa düşündüğünü vurgulayan Karahan, "Fikirlerimi net bir şekilde beyan edemiyorum. Aktaramıyorum. 'Gazeteciler korkmaz' hamaseti var ya, hayır biz de korkuyoruz, biz de insanız, bizim de çocuğumuz, eşlerimiz var. 'Kendini nasıl tanımlarsın' diye sorarsanız 'Vatansever bir gazeteciyim' derim. Ama geçtiğimiz gün eşime 'Biz pasaportlarımızı yenileyelim' dedim. Artık boğuluyorum" şeklinde konuştu.
FETÖ dosyalarından tutuklanan ya da gözaltına alınan işadamlarının haberlerini yaptığını fakat bir yıl sonra "FETÖ borsası" iddialarıyla birlikte zengin işadamlarıyla ilgili haberlerinin erişim engeli getirildiğini kaydeden Karahan, "Fakir FETÖ'cünün haberini yapıyorsun, hiçbir şey olmuyor. O adamlar şikayette bulunsa bile pek de sulh ceza habere erişim yasağı getirmiyor. Bakın bu çok garip bir olay. Zenginin haberi ise hakim tarafından kaldırılıyor. Böyle bir mantık olur mu" ifadelerini kullandı.
"Altyapının yeni oluştuğu bir ülkede bunlar normal"
Avukat Cüneyt Altıparmak, sosyal medyanın bu kadar yoğun kullanıldığı, internet medyası konusunda da hukuki altyapının henüz oluştuğu bir ülkede bu tip olayların normal karşılanması görüşünde.
Yeni yasal düzenlemeden önce şikayete konu haberi yayınlayan bütün siteler için ayrı ayrı erişim engeli kararı alındığını ancak yeni dönemde bir kararın yettiğini ve ESB'nin bunu otomatik olarak uygulayabildiğini belirten Altıparmak şunları söyledi:
"Neyin hakaret, neyin basın özgürlüğü, neyin eleştiri, neyin haber olma mahiyeti hep tartışmalıdır. Bu, gri bir alan. Bu tartışmalar devamlı çıkacaktır. Ama suç içeren yayınları şu aşamada başka türlü engelleme, çözme söz konusu maalesef söz konusu değil."
Altıparmak, mahkemelerin erişim engeli kararı almadan önce haberi yapan gazetecilerin beyanlarını neden almadıklarını ise şöyle anlattı:
"Haberi veren kişi taraf değildir. Bilgi ya da beyan alınması için hukuki olarak ortada bir husumetin olması lazım. Neticede yaptığımız haberin 3 temel unsuru var: Görünürde gerçeklik, güncel olması ve kamuyu ilgilendirmesi. Bunları sağlamışsanız ve bu şekilde haber yapmışsanız siz haberin içeriğini ortadan kaldırmakla beraber bu haberin sonucunda doğabilecek haksız fiillerden de kurtulmuş oluyorsunuz. Güncel olma, gerçek olma ve kamuyu bilgilendirme sınırlarını aşıp bir başka şekilde haber vermişseniz bu defa cevap ve düzeltme hakkı, tazminat veya yeni yasal düzenlemeyle yasal sonuçları oluşursa yanıltıcı bilgiyi yayma suçlarının faili olabiliyorsunuz."
© The Independentturkish