Havacılık sektörü, Kovid-19 salgını sırasında uluslararası ve yurt içi seyahat durma noktasına geldiği için zor günlerden geçti.
Tahminler Kovid'in çoğu insanı tekrar seyahat etmekten caydıracağı, salgın geçse dahi havacılık sektörünün eski hareketliliğine erişemeyeceği yönündeydi.
Bu nedenle işten çıkarmalar yapıldı. Ancak ülkeler kısıtlamaları kaldırırken ve yolcu sayıları toparlanırken, dünyanın dört bir yanındaki havaalanları uçuş gecikmeleri, iptaller ve bagaj sorunları nedeniyle kaosa sürüklendi.
Çünkü sektörde bariz bir personel sıkıntısı yaşanmaktaydı ve açıkçası kimse bu ihtiyacın salgın öncesi seviyelere geri dönmesini beklemiyordu.
Mevcut durum hem havayolları hem de personel için yeni… Bu bozulma iki ucu keskin bir kılıç gibi.
Neden personel sıkıntısı yaşanıyor?
Pandemi kaynaklı kriz nedeniyle sektörde maaş kesintileri norm iken, iş kayıpları da beraberinde geldi.
Neden personel sıkıntısı yaşandı? Çünkü, enflasyonun yükseldiği bir dönemde pilotlar da dahil olmak üzere Avrupa'daki havayolu çalışanları, daha iyi ücretler ve çalışma koşulları ile iş-yaşam dengesi talep etti.
"Maaşlar şartlara göre yeterli değil" dendi. İşgücü açığı, mevcut personelin daha fazla çalışmasına neden oldu.
İş güvenliği konusundaki endişeler giderilemedi. İşlerin geç saatlere kadar devam etmesi, mutsuz eden vardiya sistemleri ile çalışma koşulları o kadar kötüleşti ki sektör çekici olmaktan çıktı.
Ayrıca, salgın döneminde işten çıkarılan havayolu personeli diğer kariyer seçeneklerini tercih etti.
Bir havayolu şirketindeki teknik personelin sektör dışında çok az seçeneği olsa da aynı durum kabin ekibi veya kurumsal roller için geçerli değildi. Bu alanlarda çalışanlar başka işlere yöneldi.
Avrupa'daki işçiler sesini yükseltiyor
Avrupa'da kıtanın en yoğun seyahat sezonunda havaalanlarında uzun kuyruklar ve iptal edilen uçuşlar söz konusu.
Sektördeki aksamaların bir kısmı personel eksikliğinden kaynaklansa da birçok havayolu şirketi, çalışanları daha yüksek ücret talep ettiği için de yaz boyunca grev tehdidiyle karşı karşıya.
Sendikalar havayolu şirketlerini eleştiriyor. Sendikalar pilotların ve uçuş görevlilerinin "kabul edilemez koşullar altında" çalıştıklarını ileri sürüyor.
Bazı havayolları, pilotları veya mürettebatı greve gittiği için doğrudan darbe alıyor; bazıları grevleri önlemek için rotalarda kesintiler yapıyor.
Örneğin; Danimarka, İsveç ve Finlandiya'nın ulusal havayolu şirketi SAS, pilot grevinin uçuşlarının yarısını iptal edebileceği uyarısının ardından iflas başvurusunda bulundu.
Alman hükümeti, başta Türkiye olmak üzere diğer ülkelerden binlerce havalimanı çalışanına vize ve çalışma izinlerini hızlandırarak işleri yumuşatmaya çalışıyor.
Dubai merkezli havayolu Emirates, kabin ekibini genişletmek için Türkiye'de aday değerlendirme günleri düzenliyor.
Emirates, çok uluslu kabin ekibine katılacak adayları belirlemek için 28 Temmuz tarihinde İstanbul, 30 Temmuz tarihinde ise Ankara'da aday değerlendirme günleri yapmayı planlıyor.
Kim suçlu?
Avrupa genelinde uçuş iptalleri ve gecikmeleri ABD'dekinden daha fazla…
Avrupa özellikle sert darbe aldı. Pandemi sırasında birçoğu çalışanlarını görmezden gelen havayolları ve havalimanları, aksama için büyük ölçüde personel seviyelerini ve işe alamamalarını suçluyor.
Sendikalara göre personel kıtlığının, iş kayıplarının bu denli yüksek olmasının nedeni, pandemi sırasında hükümet desteklerinin eksikliği…
Ayrıca havayolu endüstrisi, yüksek yakıt maliyetlerini dengelemek için çabalıyor.
Daha yüksek maliyetlerin havayolları tarafından karşılanması ve nihayetinde bilet fiyatları aracılığıyla yolculara yansıtılması muhtemel ancak daha pahalıya mal olabilecek daha fazla gecikme ve iptal…
Günlük yolcu sınırlaması mı gelecek?
Havalimanlarına günlük yolcu sınırlaması henüz gelmiş değil ancak kriz aşılamazsa yolcu sayılarını yönetilebilir seviyelerde tutmak için günlük yolcu üst sınırı koymak zorunda kalınacak.
Aksi takdirde hizmet yolcular için kabul edilemez bir düzeye düşecek, son dakika iptalleri artacak ve havalimanındaki uzun kuyruklar azalmayacak.
Türkiye'den örnekler
Bu tablo karşısında Türk havayolu şirketleri ve havalimanları daha iyi durumda.
Örneğin; İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı (İSG) pandemi sonrasında gerçekleşen uçuş ve yolcu sayısıyla yeni bir rekora daha imza attı.
Yaz sezonu ve bayram tatili yoğunluğunun birleştiği 17 Temmuz Pazar günü İSG, 582 sefer ve toplamda 101.804 yolcu sayısı ile 2022'nin en yoğun gününü yaşadı.
İSG, yolcu yoğunluğu bakımından 2022'nin rekorunu kırdı. İSG, pandemi sırasında gösterdiği hızlı toparlanma performansı bakımından Avrupa'nın en hızlı toparlanan ikinci havalimanı seçildi.
Havayollarının ve havaalanlarının yönetim şekli bölgeden bölgeye değişiyor. Kimi ülkeler yeniden planlama yapmak konusunda daha proaktif davranıyor.
Türkiye de bu ülkelerden biri… Ülkelerin bu krizle başa çıkmak için göçmenlik kurallarını gevşetmesi, havacılık çalışanlarına aksamayı hafifletmek için özel vizeler vermesi gündemde tutuluyor.
Yeni çalışanlar için güvenlik izinlerinin işlenmesi altı ayı buluyor, bu sürenin kısaltılması için çözüm yolları aranıyor.
Yer hizmetlerinde istikrarlı bir yetenek tabanını sürdürmeye odaklanmak gerekiyor.
Şu an güç, işgücü tarafında olsa da enflasyondaki artış, ekonomide beklenen durgunluk, okula ve işe dönüşün hızlanması ile talepteki normal mevsimsel düşüşün birleşimi şimdilik canlı olan seyahat talebini ve harcama eğilimini azaltabilir.
Bunu da hesaba katmak gerekiyor. Yeni zorluklar baş göstererek firmaların dayanıklılığını test ediyor.
Kovid-19 sonrası durum için hazırlanmamanın önemini gördüğümüz gibi yetkililerin yeni zorluklar için de hazırlık yapması, paydaşların, politika yapıcıların tüm sorunları çözmek için birlikte çalışması gerekiyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish