Atatürk Kültür Merkezi'nden Sultan Abdülaziz ve Donizetti Paşa'ya çağrışımlar

Doç. Dr. Umut Hacıfevzioğlu Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Malum ikonik mimariye sahip yapılarımız arasında yer alan Atatürk Kültür Merkezi (AKM) 13 yıl aradan sonra Cumhuriyetimizin ilanının 98'inci yıl dönümünde yeni yüzüyle açıldı.

Açıkçası pek çok insan gibi ben de AKM'nin sanatseverlerle yeniden buluşmasını sabırsızlıkla beliyordum ki, açılışının ardından Can Okan'ın şefliğini üstlendiği ve dünyaca tanınmış Rus Balalayka virtüözü Andrey Gorbachev eşlik ettiği Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın bir konserini ve 19'uncu yüzyıl İtalyan opera ekolünün en bilinen ve sevilen bestecileri arasında yer alan Giuseppe Verdi'nin operalarından biri olan AIDA'nın temsilini izleme fırsatım oldu.

Öncelikle gerek Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nda gerekse de AIDA operasının temsilinde yer alan sanatçılarımızı yürekten kutlarım.

Ayrıca Atatürk Kültür Merkezi'nin yeni yüzünü çok beğendiğimi belirtmek isterim. Yalnız Taksim Meydanı'nın mevcut haline ilişkin estetik açıdan olumlu bir yorum yapmak mümkün değil.

Taksim'de İstanbul'a ve İstanbul halkına yaraşır bir meydan düzenlemesinin yapılması dileğimi buradan paylaşayım.

Opera ve klasik müzik konusuna dönecek olursak aslında bizde operanın tarihi Osmanlı dönemine kadar uzanır.

Gaetano Donizetti (1797-1848) çağının ünlü İtalyan opera bestecilerindendir. Üretken bir besteci olan Donizetti'nin 75'ten fazla opera, 16 senfoni, 19 yaylı sazlar kuarteti, 193 şarkı, 45 düet, 3 oratoryo, 28 kantat, enstrümantal konçerto, sonat ve oda müziği gibi klasik müziğin çeşitli formlarında eserleri bulunmaktadır.

İşte bu bestecinin ağabeyi olan Giuseppe Donizetti, 1828 yılında Sultan İkinci Mahmut tarafından İstanbul'a davet edilmiştir.

İstanbul'da Osmanlı Devleti'nin hizmetinde çalışırken pek çok beste yapan, birçok opera, operet ve bale eserinin sahnelenmesini sağlayan Donizetti'ye Sultan Abdülmecit tarafından "Paşa" unvanı verilmiştir.

Yani Giuseppe Donizetti, Donizetti Paşa olmuştur. Tarihimizde sahnelenen ilk opera da 1842 yılında temsil edilen Donizetti'nin Belisario isimli operasıdır.

Yalnız Belisario'nun bestecisi Donizetti Paşa değil, kardeşi Gaetano Donizetti'dir. Öyle görünüyor ki özellikle 19. yüzyılın ilk yarısından itibaren Osmanlı'da -belirli bir çevrede- klasik müzik ve operaya karşı ilgi uyanmaya başlamıştır.

Örneğin Sultan Abdülaziz'in 27 Temmuz 1867'de Viyana'da operaya gittiği bilinmektedir. Tarihimizde Batı müziği formunda beste yapan ilk padişah da Sultan Abdülaziz'dir.

Sultan Aziz'in Batı formunda bestelemiş olduğu; Invitation a la Valse (Valse Davet), La Harpe Caprice ve La Gondole Barcarolle (Gondol Şarkısı) gibi piyano parçalan, İtalya'da F. Lucca Yayınevi tarafından basılmıştır.

Emre Aracı'nın belirttiğine göre, Richard Wagner'in Beyrut opera binası projesine pek çok Avrupalı prens ilgisiz kalırken, Abdülaziz bağışta bulunmuştur.

Hatta 15 Temmuz 1867 tarihli The Times gazetesinin bildirdiğine göre Meyerbeer, Auber, Gounod ve Donizzetti'nin çeşitli eserlerinin yanında Sultan'ın bestelediği "La Gondole Barcarolle", Dan Godfrey yönetimindeki Grenadier Bandosu tarafından Abdülaziz onuruna Galler Prensi'nin Marlborough House'da 13 Temmuz gecesi verdiği yemekte seslendirilmiştir.

Yalnız Abdülaziz Klasik Türk müziği formunda da oldukça etkileyici besteler yapmıştır. Ülkemizde pek çok alanda olduğu gibi müzik alanında da zaman zaman Klasik Batı Müziği ve Klasik Türk Müziği bağlamında kutuplaşmalara tanıklık ediyoruz.

Bu durum bana klasik mantıkta hatalı akıl yürütme biçimleri arasında yer alan yanlış ikilem safsatasını çağrıştırıyor.

Sanki başka bir seçenek yokmuşçasına iki seçenekten birini seçmek zorunda olduğumuzu düşündüğümüz önermeler.

Ya Klasik Batı Müziği ya da Klasik Türk Müziği. Sanki ikisinden birini seçmek zorundaymışız gibi. Oysa bir insan hem Klasik Batı Müziğini hem de Klasik Türk Müziğini keyif alarak dinleyebilir. Tam da Sultan Abdülaziz örneğinde olduğu gibi. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU