Gazze savaşından sonraki ihtimaller

Yaşananlar, sarf edilen çabayı kriz yönetiminden çözüme doğru kaydıracak mı?

Fotoğraf: İbrahim Ebu Mustafa/Reuters

Saldırı ve savunma da doğrudan yer alan taraflar da dahil olmak üzere hiç kimse bu savaşın ne zaman duracağını bilmiyor.

Ancak yaşam yasası, bu savaşın durması gerektiğini söylüyor.

'Siyasi ufuk' terimi ve 'iki devletli çözüm' önerisi savaş esnasında dikkat çekici bir şekilde gelişti.

Çünkü ister İsrail'in askerî harekât seçeneğini destekleyenler olsun isterse bu konuda çekinceleri olanlar olsun, gelişmeler hakkında görüş bildiren hiç kimse siyasi bir ufuk bulma zorunluluğu fikrini benimsemedi.

Bu konuda ve iki devletli çözüm hakkında en çok konuşan ABD Başkanı Joe Biden oldu.

Savaşın sonuçları herhangi bir şekilde bile netleşmemişken, siyasi yol için ayrıntılı senaryolar önermek mantıklı ve belki de yararlı değildir.

Bu nedenle savaştan sonra ne olacağından bahsetmek olasılıkların ötesine geçmez.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Spontane aksiyomlar seviyesine yükselen ilk olasılık, mevcut ABD yönetiminin, Camp David Sözleşmesi'nden Oslo Anlaşması'na kadar önceki tüm girişimlerden daha adil ve etkili olduğu varsayılan bir siyasi girişimle Ortadoğu'daki yanan ve gizlenen ateşleri söndürmek için ciddi bir çaba sarf edeceğidir.

Zira ABD'nin iki devletli çözümden bahsetmesi, bu yönde somut bir çabayla desteklenmez ve İsrail'in pozisyonu üzerinde olumlu etkisi görülmezse otomatik olarak ikinci ihtimale yol açacaktır.

Yani Filistin-İsrail müzakerelerine kapı kalıcı olarak kapandıktan sonra yönetimlerin yöneldiği ve üzerinde çalıştığı kriz yönetimine sebep olacaktır.

Bunun sonucunda Filistin yönetimi ciddi bir zayıflık yaşayacak, halkı ve ona güvenenler için bir yüke dönüşecektir.

Sabit kurala göre barış şansı ne kadar uzaksa, sağ cenahın İsrail'i yönetme şansı o kadar artar. İşte İsrail'deki aşırı sağcıları iktidara getiren de budur.

Washington yönetimi, Filistinlilerin refahı için yapılması gereken yardımlardan çokça söz ederek Filistinliler arasında davalarının sadece ekonomik bir kolaylaştırmaya dönüştüğü hissini yaratan bir kriz yönetimi politikasına yöneldi.

Daha sonra ABD'nin, iki taraf arasındaki güvenlik anlaşmaları çatısı altında birçok faaliyete sponsor olmasıyla bu durum bir temenniye dönüştü.

Son olarak 'insani çözüm kavramı', Gazze'deki yıkıcı savaşın etkisi ve ordu ile yerleşimciler arasında Batı Şeria'yı boğan savaşın ışığında, özellikle Gazze'de gerekli olmasına rağmen Filistinlilerin talep ettiği siyasi çözümden uzak bir şekilde ortaya çıktı.

Filistinlilerin, krizi çözüme götürecek şekilde ele almak yerine krizi yönetme politikasına ilişkin kaygılarını artıran şey, bu politikanın uzun bir süre boyunca bu noktaya yerleşmiş olması ve birbirini izleyen birkaç yönetimin de bu politikaya bağlı kalmasıdır.

Eski ABD Başkanı Barack Obama ve Dışişleri Bakanı John Kerry, siyasi çözüm için son bir girişimde bulunarak İsrail'i suçladı ve başarısızlıklarını ilan etti.

Ardından Trump yönetimi; Filistinlilerin, Arapların ve uluslararası toplumun itirazları nedeniyle ölü doğan bir girişime imza attı.

Daha sonra Biden yönetimi, seçim kampanyası sırasında yöntemleri değiştirme sözü verdi, ancak bu sözünü yerine getiremedi.

Gazze ve Batı Şeria'daki savaş, Filistinliler için son derece acımasız bir hal aldı.

Ancak siyasi açıdan daha korkutucu olan, İsrail'in, çözümün ve Oslo'nun vaftiz babası ABD'nin, kriz yönetimi politikasına geri dönmesidir

Bu durum sadece Filistin-İsrail hattında değil, tüm bölge düzeyinde tehlikeli bir boşluk yaratacaktır.
 


Biden yönetimi Gazze'ye yönelik savaşın doğrudan bir ortağı haline geldi ve tüm bölgeyi ateşe atacak savaşın kapsamının genişlemesi korkusuyla bölgedeki filolarını harekete geçirdi.

Askeri çabanın en önemli sonucu, siyasi yolda herhangi bir ilerlemenin önündeki ana engel olan İsrail kararı üzerindeki ABD etkisinin güçlenmesi oldu.

İsrail'deki aşırı sağcı hükümet, ABD politikasının birçok yönüne karşı isyankâr tavrının kapsamını genişlettikten sonra böyle bir gelişme yaşandı.

Mevcut savaşın seyri, ABD ile müttefikleri demesek de dostu olması gerekenler arasında derin bir fark olduğunu ortaya koydu.

Hepsi, sadece Gazze'ye yönelik yıkıcı savaşı kınamakla kalmadılar; aynı zamanda kalıcı ve adil bir barışın yokluğunda sürmekte olan savaşlara son verecek etkili bir siyasi yolun kaçınılmaz olduğunu ilan ederek kararlı bir tutum sergilediler.

Yaşananlar, sarf edilen çabayı kriz yönetiminden çözüme doğru kaydıracak mı?

Savaş durmadan önce bir önkoşul ve savaş durduktan sonra da siyasi bir yol olarak ortaya çıkacak olan budur.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU