Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nün dünyaca ünlü ekonomi profesörü Daron Acemoğlu, Birleşik Krallık merkezli Financial Times'a bir röportaj verdi.
Acemoğlu, Rana Foroohar imzalı röportajda Türkiye'de geçen çocukluğundan, son kitabı Güç ve İlerleme'ye (Power and Progress) kadar birçok önemli konuda açıklamalarda bulundu.
1967'de İstanbul'da doğan Acemoğlu, Türkiye'de bir Ermeni olarak büyümeyle ilgili gelen soruya, "Birçok farklı düzeyde ayrımcılık vardı ama kendimi asla tehlikede veya güvensiz hissetmedim. Farklısınız ve bunu kabul ediyorsunuz" ifadelerini kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Türkiye'de büyümesinin ekonomiye yönlenmesinde etkili olduğunu belirten Acemoğlu, "Bu sadece tarih ve mekanla ilgili. Türkiye'deki askeri rejimin sonlarında okuldaydım. Demokrasinin işlemediğini ve ekonominin kötü gittiğini görüyordum. Çok da gelişmiş olmayan 16 yaşındaki aklım, 'Bunlar arasındaki bağlantı ne?' diye merak ediyordu. Sonra ekonomi okuyup, bunu ortaya çıkarmaya karar verdim" diye konuştu.
2019'da yayımlanan kitabı Dar Koridor'da devletin gücü ve toplumun gücü arasındaki dengeyi sivil örgütler, kollektif eylemler ve medya üzerinden inceleyen Acemoğlu, "Bunlar Türkiye'de her zaman zayıftı çünkü Osmanlı İmparatorluğu en tepeden yönetiliyordu. Tabandan yükselen siyaset de Mustafa Kemal Atatürk tarafından hızlı şekilde merkezileştirildi" dedi.
Türkiye'deki ilk tur seçimleri hakkındaki görüşü sorulan ünlü ekonomist, "Türkiye için üzücü bir gündü" demekle yetindi.
Yeni kitabı ve teknoloji
Bir diğer MIT profesörü Simon Johnson'la birlikte yazdığı yeni kitabı Güç ve İlerleme'de teknolojik gelişmi ele alan Acemoğlu, neden bu konu üzerine çalışmayı tercih ettiği sorusuna şu şekilde yanıt verdi:
Teknoloji hakkında 30 yılı aşkın bir süredir düşünüyorum. Mezuniyet araştırmam teknolojinin istihdam ve maaşlara etkisi üzerineydi. Daha sonra bunu politika, ekonomi, demokrasi, çatışmalar ve benzeri konulara da uyarlayabileceğimi fark ettiğim. Akademik çalışmam ondan sonra iki farklı yönde ilerledi.
Sanayi Devrimi gibi büyük teknolojik değişikliklerin çalışan tüm insanların kazançlarını ezebileceğine dikkat çeken Acemoğlu, "Evet ilerleyebilirsiniz ama bunun devasa ve çok uzun süreli bedelleri olur. Çalışan insanlar için yüzlerce yıl sürecek daha sert koşullar, daha düşük maaşlar, çok daha kötü sağlık ve yaşam koşullar, daha az otonomi daha çok hiyerarşi. Ve bunun üzerinde çalışmamızın nedeni bir çeşit iktisat kanunu değildi. Bunun yerine sendikalarda, ilerici siyasette ve nihai olarak daha iyi kurumlarda kökleşmiş sosyal mücadelenin bir sonucuydu. Teknolojik gelişimin, saf otomatikleşmeden uzaklaşarak yeni bir yön kazanması da buna katkı sağladı" dedi.
Ekonomi politikalarını belirleyen en zeki kişilerin bile hatalar yapacağını söyleyen Acemoğlu, "Bu hatalar çok güçlü teknolojileri barındırdığında ve bu teknolojileri bazı kişiler kontrol ettiğinde, onları kendilerini daha da fazla güçlendirecek ve çıkar sağlayacak şekilde biçimlendirebilir. Bu da çok fazla sorununuz olduğu anlamına gelir" diye konuştu.
Ekonomistlerin aynı anda iki karşıt fikri aklında tutması gerektiğini belirten Acemoğlu, "Teknoloji, büyüme sağlarken aynı zamanda kitlelere refah sunmayabilir. Teknolojik ilerleme insanlığın gelişiminde en önemli faktördür ancak bu sürecin otomatik olmadığını unutma eğilimindeyiz" ifadelerini kullandı.
Teknolojik ilerlemeden en çok fayda sağlayan sermayeyle emek arasındaki mücadeleyi matematiksel olarak modellemenin kolay olmadığını belirten Acemoğlu, teknoloji temelli eşitsizlikle mücadele için "evrensel temel gelir" gibi çözümlere de sıcak bakmadığını söyledi.
Acemoğlu, "Bu çözüm, altta yatan güç dağılımı sorununu aynı şekilde bırakıyor. Kazanan insanları yükseltirken, diğerlerine kırıntılar veriyor. Sistemi bazı yönlerden çok daha hiyerarşik bir hale getiriyor" dedi.
"Biden yönetimi Çin konusunda büyük bir kumar oynuyor"
Güncel siyasi konularla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Daron Acemoğlu, Joe Biden yönetiminin önemli işler yaptığını söyledi.
Acemoğlu, "Bence harika işler yapıyorlar. Hatalar yapabilirler ama kendilerinden önceki 5 yılda gündeme getirilmeyen iklim, küreselleşme ve işçiler gibi bazı kilit konularla yüzleşiyorlar. Tüm cephelerde doğru şeyler mi yapıyorlar? Bilmiyorum. Çin konusundaki çok agresif yaklaşımlarıyla büyük bir kumar oynuyorlar. Ancak yerlerinde olsa ben de aynı şeyi yapabilirdim" diye konuştu.
ABD'de daha güçlü işçi hareketleri olması gerektiğini söyleyen Acemoğlu, "İşçilerin sesinin duyulduğu bir ortam yaratmaya ihtiyacımız var. Bunun şu anki mevcut sendika yapılanması şeklinde olmasına gerek yok" dedi.
Acemoğlu, ABD'deki şirketten şirkete değişen sendika modeli yerine, kamu ve özel sektörle iş gücünün bir arada olduğu Alman modelini tercih edeceğini belirtti.
ABD'deki Donald Trump dönemiyle ilgili de konuşan Acemoğlu, herkes gibi kendisinin de ilk başta Trump'ı ciddiye almadığını ve 2016'daki seçim döneminde haberleri izlemeyi bıraktığını söyledi.
Buna karşın Trump'ın geri döndüğünü belirten Acemoğlu, "Ondan nefret ediyorum ve merkez soldaki biri olarak ondan nefret edebileceğinizi düşünüyorum. Ancak benim görüşüme göre Trump destekçilerinden nefret etmek korkunç bir suç. İnsanların farklı görüşleri ve bunları açıklamak için farklı yaklaşımları olur. Bunlardan bazıları ırkçı, bazıları kadın düşmanı olabilir. Ancak onlar da gerçek acılar çekiyor ve gerçek dertleri var. Biz bunu kabul etmek zorundayız. Solun bunu kabul etmekte başarısız olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.
"Teknoloji mesleklerin yerini almamalı"
Gelişmekte olan teknolojilerin ve yapay zekanın mesleklerin yerini almaması gerektiğini belirten Acemoğlu şu ifadeleri kullandı:
Bir marangozun, bahçıvanın, elektrikçinin veya bir yazarın sahip oldukları yeteneklerin insanlığın en önemli başarılarından biri olduğunu düşünüyorum. Bu yetenekleri ve burdan alınan katkıyı artırmayı denemeliyiz. Teknoloji bunu yapabilir. Ancak teknoloji bu insanların yerine geçmemeli, bu işleri otomatikleştirmek için kullanılmamalı. Onlara daha iyi araçlar, daha iyi bilgi ve daha iyi organizasyon vererek onların üreticiliğini artırmalı.
Öğretmenlerin her öğrenciye ayrı ders planları çıkarmak için yapay zekayı kullandığı, hemşirelerin hastalıkları teşhis için daha büyük roller üstlendiği bir gelecek hayal ettiğini söyleyen Acemoğlu, "Hemşireler neden ilaç reçeteleri yazamıyor? Neden bunun için doktorları aradığımız çok hiyerarşik bir yaklaşımla her şeyi yapıyoruz? Bugün itibariyle hastalarla en çok vakti doktorlar değil hemşireler geçiriyor ama en az kazanan ve değer gören onlar. Bu tip çalışanları güçlendirmek için teknolojiyi kullanmak üretkenliği ve kaliteyi artırırken, maaşları da yükseltecek" diye konuştu.
Independent Türkçe, Financial Times