Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, sadece bir ulus devlet olarak ayakta kalamayacağına dair korkuyu değil, çatışmanın yayılabileceği korkusunu da tetikledi. Özellikle Doğu ve Orta Avrupa'da, Rusya'nın Ukrayna'da durmayacağına ancak NATO'nun Soğuk Savaş sonrası ilerlemesine meydan okumak için batıya doğru ilerleyebileceğine dair anlaşılabilir bir endişe vardı.
Savaşın ilk aşamalarında, ABD ve Avrupalı müttefiklerinin Ukrayna'ya askeri destek vermekte ihtiyatlı göründüğü, Rusya'yı kışkırtmaktan korktuğu belirtiliyordu. ABD ve Avrupalı müttefikleri, egemen bir devlet olarak Ukrayna'nın savunmasında dış destek çağrısında bulunma hakkına sahip olduğunu kabul etti ancak Batı ittifakında bu desteğin nasıl olması ve nasıl sağlanması gerektiğine dair net ayrışmalar vardı.
Baltık Devletleri ve Polonya, kısmen Rusya'nın gözünde bir sonraki hedef olabilecekleri inancıyla daha girişkendi ve hâlâ da öyleler. Birleşik Krallık (BK) onların amigosu gibi davranırken Fransa, Almanya ve ABD daha isteksizdi. ABD'nin veya aslında NATO'nun kendisinin yapmak istediği son şey, Rusya'yı bu savaşı NATO'yla mücadele olarak ele almaya davet etmekti. Bu, elbette, Rusya'nın çatışmayı sonraki aşamalarında NATO tarafından yürütülen bir "vekalet savaşı" olarak tanımlamasını engellemedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Olan biten de (en azından teknik terimiyle) budur. Batı'nın askeri desteği Ukrayna'ya akarken Rusya'dan buna neredeyse hiçbir düşmanca engelleme gelmedi. Bunun Rusya'nın elinde bulundurduğu topraklar üzerinden bu ikmal hatlarına saldırma yeteneğinden yoksun olmasından mı yoksa NATO'nun 5. maddesine dayanan bir tepkiyi tetikleyebilecek bir hatadan korkmasından mı kaynaklandığı tam olarak açık değil.
Bu (ve Rus ordusunun savaşın açık ettiği aşikar başarısızlıkları) III. Dünya Savaşı, hatta Avrupa'da nükleer savaşa dair uyarıların savaş devam ettikçe neden azaldığını açıklayabilir. En azından şimdilik. Ukrayna (Batı'nın yardımıyla), birçok kişinin düşündüğünden daha güçlü ve Rusya da daha zayıf olduğunu kanıtladı.
Bununla birlikte, savaşın şimdiye dek Avrupa'da bir yangına dönüşmemesi veya NATO'nun Avrupalı üyelerine yayılmaması gerçeği, hiç yayılmadığı veya daha fazla sonuç doğurmayacağı anlamına gelmez. Savaş yayıldı; sadece, çoğunlukla öngörüldüğü şekilde değil.
Olan ve büyük ölçüde Ukrayna'daki savaş ve onun komuta ettiği haklı politik ilgiyle medya ilgisi tarafından gizlenen şey, daha geniş bölgedeki Ukrayna - Rusya savaşı gibi kökleri Sovyetler Birliği'nin çöküşüne dayanan birkaç küçük çatışmanın yeniden canlanmasıdır.
Bununla birlikte, Ukrayna'nın aksine bu çatışmaların yeniden başlaması çoğunlukla Rusya'nın saldırgan niyetini değil, daha ziyade Rusya'nın yokluğunu veya zayıflığını yansıtmaktadır.
En acil endişe kaynağı, Sovyetler Birliği'nin sona ermesiyle ortaya çıkan en acı çatışmalardan olan Dağlık Karabağ'a dair Ermenistan'la Azerbaycan arasındaki çatışmanın yeniden alevlenmesidir. Bu aynı zamanda Rusya faktörünün en çok göze çarptığı anlaşmazlıktır. Rusya, 2020'de 6 binden fazla kişinin öldüğü mini savaştan sonra iki taraf arasındaki ateşkese aracılık etmiş ve barış güçlerini göndermişti. Daha sonra Azerbaycan Ermenistan'ın elindeki Dağlık Karabağ'dan önemli miktarda toprağı geri (en azından Bakü'nün iddiasına göre) aldı.
Geçen ay, Azerbaycan'ın (belki de enerji tedariğinde AB'nin yeni gözde ülkesi olma statüsüne yükselmenin ve Türkiye'nin devamlı desteğinden yararlanmanın verdiği cesaretle) daha fazla ilerleme kaydederek Ermenistan Dağlık Karabağ'ının sınır ihlali olarak nitelediği şeye cevap verince sorun tekrar alevlendi. Rusya, Ukrayna'da daha fazla hapsoldukça ve Türkiye destekli Azerbaycan onun zayıflığını sezdikçe burada tansiyonun yükselmesi muhtemel görünüyor.
Kafkasya'da kalırsak, Rusların zayıflığı Gürcistan'daki Rusya yanlısı iki yerleşim yeri üzerinde de etkilere yol açtı. Güney Osetya, Rusya'ya katılma konusunda bir referandum planlamıştı ancak diğer yerleşim bölgesi Abhazya bile Rusya'ya katılma ülküsünü reddederken, mayısta yeni bir hükümet yönetiminde referandumu iptal etmek zorunda kaldı. Bu, Rusya'nın, Gürcistan'a zorla entegrasyonlarını önlemek için girdiği 2008'deki savaştan sonra bağımsızlıklarını tanıdığı bu yerleşim yerlerinin artık Rusya'yı öncesine göre daha zayıf ve daha az arzu edilen bir koruyucu olarak görebileceğini gösteriyor. Ya da Rusya ilgisini kaybediyor. Bundan sonra ne olursa olsun, gerginliğin azalması pek olası değil.
Altı hafta önce, daha doğuda, Özbekistan'ın Karakalpakstan bölgesinde bir şiddet salgını vardı; birkaç düzine kişi öldü, yüzlercesi yaralandı. Şiddetin, Özbek hükümetinin bölgenin özerkliğini azaltma ve ayrılma hakkını sona erdirme amaçlı anayasa değişikliği önerilerine karşı düzenlenen protestoları sona erdirmek için güç kullanmasıyla patlak verdiği söyleniyor.
Şimdi değişikliklerden vazgeçildi. Ancak bazıları kaçınılmaz olarak Karakalpakistan protestolarının arkasında Rusya'nın uzaktaki elini gördü çünkü çatışmalar Özbekistan'ın kendisini Sovyet dönemi egemenlik alanından uzaklaştırma girişimlerinin son aşaması olarak yorumlandı ve Sovyetlerin çöküşüyle bağımsız olan Orta Asya devletleri arasındaki üçlü gerilimi ve Rusya'yla Çin arasındaki bölgesel nüfuz rekabetini yansıtıyordu.
Daha büyük noktaysa bu tür parlamaların tek seferlik olaylar olma eğiliminde olmaktan çok bölgesel güç dengesinde meydana gelen değişiklikleri yansıtmasıdır. Bu kadar çok Rus ilgisinin Ukrayna'ya yönelmesi de böyle bir an olabilir.
Benzer bir şey, etnik Sırpların arabalarını yeni plakalarla (Kosova'nın bağımsız devlet olarak konumunu pekiştirme çabalarının son aşaması) donatmayı reddettikleri Kosova çevresindeki son çatışma olayları için de geçerli olabilir. Rusya'nın Sırbistan'a verdiği cömert destek göz önüne alındığında, asıl soru Rus zayıflığının Kosova'ya AB ve NATO desteğiyle kendini savunma fırsatı mı sağladığı yoksa Rusya'nın Ukrayna'da yaşadığı zorlukları telafi etmek amacıyla Sovyet dönemi propagandasında söylendiği gibi sorunlu sularda nispeten ucuza balık avlamaya mı çalışacağı sorusu olabilir.
Bu bambaşka ve genellikle bulanık konulardan ortaya çıkan bir örüntü var: Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra tartışmalı veya başıboş kalan yerlerde huzursuzluğun yeniden canlanması. İster Balkanlarda, ister Kafkaslarda, ister Orta Asya'da olsun, daha büyük bir fay hattındaki küçük bir çatışma bile daha geniş etkiler oluşturma tehdidini barındırıyor. SSCB'nin çöküşü 30 yıldan fazla bir süredir hâlâ spazmlar üretiyor ve Ukrayna'da Rusya'ya her ne olursa olsun, bu spazmlar bununla kalmayacak.
https://www.independent.co.uk/independentpremium/voices
Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken
© The Independent