Van’da definecilerin ortaya çıkardığı 2 bin 700 yıllık Urartu tapınağı, bu dönemle ilgilenen tarihçilerin, tarih araştırmacıların ve arkeologların ilgisini çekmeye devam ediyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İlk olarak Independent Türkçe’nin kamuoyuna duyurduğu gelişmenin ardından Van Valiliği de harekete geçti ve jandarma bu alanda nöbet tutmaya başladı.
Özel izinle girildi, freskler fotoğraf için sulandı
Alanın ortaya çıkmasının ardından yetkililer ve gazetecilerin kazı tüneline girdiği, burada fotoğraf çekmeden önce 2 bin 700 yıllık çok önemli fresklerin “daha iyi görünmesini sağlamak” amacıyla ıslatıldığı öne sürülüyor.
Tarihe ışık tutacak freskler üzerindeki ıslaklık, basının servis ettiği fotoğraflara da yansıdı.
“Su, bu duvar boyaları için intihar demektir”
Yıllardan bu yana Uraratularla ilgili akademik çalışmalar ve arkeolojik kazılar yapan Doç. Dr. Erkan Konyar, “Van İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün bizzat ilgilendiği ve güvenlik güçlerinin kontrolü altındaki bir alanda nasıl böyle bir tahribatın yapıldığını anlayamadım. Su, 2 bin 700 yıl önce yapılmış, çamur sıva üzerine işlenmiş bu duvar boyaları için intihar demektir” dedi.
“Defineciler, kaçak kazıyla bulmuştu”
Defineciler, yasadışı kazıda rastladıkları bu tapınağın bir kilise olduğunu zannetmelerinin ardından durumu Van Müze Müdürlüğü’ne bildirmişti.
Tarihe ışık tutan bu tapınak, bu bölgede definecilerin ortaya çıkardığı ilk tarihi hazine değil. Defineciler, 1993 yılına yine Garibin Tepe’de 3 adet bazalt aslan heykeli bulmuş ve bunları tahrip etmişlerdi. Aslan heykellerine ait parçalar ise Van Müzesi’ne taşınmıştı.
Heykellerin ortaya çıkarılmasının ardından, milattan önce 600’lü yıllarda yaşayan Urartu Kralı Argişti oğlu Rusa’ya ait önemli bir merkez olan Ayanis Kalesi’nde 1989’dan beri kazı çalışması yürüten Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu ve ekibi, aslan heykellerinin bulunduğu Garibin Tepe’de kısa süreli bir kazı çalışması da yapmıştı.
O alan, 29 yıl sonra tekrar hatırlandı
Bu olaydan sonra Garibin Tepe, Independent Türkçe’nin ortaya çıkardığı video kaydına kadar adeta unutulmuştu.
O kaydı detaylı şekilde inceleyen Doç. Dr. Konyar, duvarlarda mavi ve bordo renklerde freskler, Urartu din karakterli dağ keçisi ile bir elinde bakraç diğer elinde tomurcuk olan ve birbirine bakan, ortalarında ise büyük ihtimalle hayat ağaçlarının olduğu kişi figürlerinin göze çarptığını söylüyor.
Bu sahnelerin, Urartu görsel sanatında sıklıkla karşılaşılan “dölleme sahneleri” olduğunu belirten Konyar, söz konusu yerin Ayanis gibi yeni bir merkezden ziyade anıtsal bir yapı olduğunu düşünüyor.
“Urartu arkeolojisi açısından inanılmaz önem taşıyor”
Bölgenin Ayanis’e olan yakınlığına, açığa çıkan fresko üzerindeki dağ keçisi formuna ve aslan heykellerine bakarak bu alanın Urartu kabartma ve yontu sanatının daha çok uygulandığı Argişti oğlu Rusa dönemine işaret ettiğine vurgu yapan Konyar şunları söyledi:
Garibin Tepe’de bulunan tesis Urartu Kralı Rusa ve eşi kraliçe Qaquli için çok özel bir mekân olan Ayanis Kalesine varmadan bir ön karşılama yeri işlevinde.
Nitekim aslan heykellerini Urartu ile çağdaş Geç Hitit Devletlerine ait resmi ve dini yapılarda görmek mümkün.
Bu anlamda Garibin Tepe Urartu arkeolojisi açısından inanılmaz önem taşımaktadır.
© The Independentturkish