Cezayir Genelkurmay Başkanlığı Pazar günü, bu hafta askeri mahkemede bir dizi politik ismin kovuşturulması gibi adli ve diğer birtakım siyasi meselelerle ilgili olarak bir toplantı düzenleyeceğini açıkladı.

Toplantı açıklaması, çeşitli tavizlerin tüketilmesinin ardından ‘halk hareketini tatmin etmek için ordunun önündeki seçeneklerin azaldığı’ bir zamanda geldi.

Başkentin 50 km güneyinde bulunan Buleyde kentindeki askeri mahkemenin, Said Buteflika, General Tevfik ve General Tartak gibi isimler hakkında devam eden "ordu ve devlet otoritesine karşı komplo kurma" soruşturmaları kapsamında, daha önce yürütmede üst düzey bir pozisyonda bulunmuş olan muhalif bir lideri çağırabileceğini belirtiyor.

Ayrıca kaynaklar, Avukat Meylud Brahimi’nin talebiyle birlikte Said, Tevfik ve Tartak’ın savunmalarının başladığını belirttiler. Uzun bir süre General Tevfik’in özel avukatlığını ve zaman zaman da sözcülüğünü yapan Brahimi, birkaç gün önce ulusal bir konferans meselesinin tartışılması üzerine planlanan fakat başarısız olan istişareler için Devlet Başkanı Abdülkadir bin Salih tarafından davet edilen isimler arasındaydı.

Siyasi çözüme dönüş

Üst düzey bir kaynağa göre, Cezayir Genelkurmay Başkanlığı tarafından gerçekleştirilecek toplantı, "siyasi sahnenin yeninden kurulması ve işadamlarını, politikacıları ve üst düzey yetkilileri içine alan "temiz eller" kampanyasına paralel çözümler sunulmasıyla bir sonraki aşamanın önceliklerine ilişkin düzenlemelerin başarılı olmasına" tahsis edilecek.

En büyükleri başkent Cezayir ve Burc Bu Ariric Vilayeti’nde gerçekleştirilen 12 numaralı yürüyüşler, üçüncü ayını tamamlamak üzere olan halk hareketi sürecinde "yeni bir dönüşüm" olarak nitelendirildi. Çünkü Savunma Bakanlığı’ndaki üst düzey yetkililer, bakanlık tarafından "halkın taleplerine eşlik etme" olarak isimlendirilen "Cezayirlilerin tepkisinin yapısını" kontrol ettiler.

Aslında askeri müessese, halk hareketindeki Fransız rolüyle takıntılı bir şekilde ilgileniyor. Bir kaynağın aktardığına göre, ordu istihbaratı söz konusu rol hakkında güçlü kanıtlara sahip. Bununla birlikte Paris ve onun desteğine güvenen bazı kimseler, ‘anayasa çalışmalarının dondurulması ve geçiş aşamasının başlaması ilanı’ ile ‘4 Temmuz'da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin iptal edilmesi’ gibi iki duruma odaklanıyor.

4B’yi (Bin Salih, Beşarib, Bedevi ve Belaiz) kurban eden anayasal çözüm

Askeri kuruluşun önündeki seçeneklerin azalması, daha önceki beklentilerin aşılmasına yol açabilir. Bundan önce ordunun önünde, çetenin başı Said Buteflika’yla birlikte iki general ve çeteye yakınlıklarıyla bilinen bir dizi iş adamının kovuşturulmasını kapsayan bir talepler paketi bulunuyordu. Ancak, sokağın "yolsuzlukla mücadeleye mukabil olarak siyasi çözüme de aynı hızda devam edilmesinde ısrar etmesi" 4B’nin halk hareketinin yolundan çekilmesi önerilerini gündeme getirebilir.

Ayrıca ordu, iptal edilen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Abdulaziz Buteflika için altı milyon imza toplamakla suçlanan Bedevi’yi etkisiz hale getirip bir ulusal yeterlilikler hükümeti atayabilir.

Öte yandan parlamento, özellikle Muhammed Cemii’nin Ulusal Kurtuluş Cephesi Partisi (FLN) Genel Sekreterliği’ne getirilmesinin ve bizzat parti milletvekillerinin Muhammed Meclis Başkanı Muaz Buşarib'in istifasını sunmasına dek oturumları boykot edeceklerini açıklamalarının ardından, Buşarib’in altından sandalyesini çekmek üzere işlemlere başladı.

Soruşturmaların fazlalığı

Independent Arabia kaynaklarına göre, önümüzdeki aylarda yolsuzlukla ilgili olarak yaklaşık 4 bin kişinin mahkemeye çağrılacağı bekleniyor.

Buna karşılık Ulusal Hakimler Birliği, yargı ile ‘birtakım talimatlarla hareket eden’ bir kurummuş gibi muamelede bulunulmasını reddettiğini dile getirerek, yargının bağımsız bir otorite olarak görevlerini meşruiyet ve eşitlik ilkelerine uygun olarak yerine getirdiğini vurguladı.

Yeni başkanın seçilmesinin ardından icra ofisi tarafından yapılan ilk açıklamada, yargının aleyhinde ‘yalnızca birtakım yönlendirmelerle hareket ettiği yönündeki suçlamalar’ bütünüyle reddedildi. Ayrıca açıklamada, adaletin ve hakimlerin himayesinin ‘yargı çatısı dışındaki herhangi bir dış kesim’ tarafından sağlanmadığı vurgulandı.

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independentarabia.com/node/23971

Independent Türkçe için çeviren: Adem İpekyüz