"Kobani" soruşturması kapsamında tutuklanan ve yerine kayyım atanan Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, partisi HDP'ye yönelik eleştirilerde bulundu.
Sosyal medya hesabından yayımlanan açıklamasında Bilgen, HDP'nin tersine Türkiyelileşme yaşadığını ifade etti.
HDP'nin kuruluş amacına atıfta bulunan Bilgen, "HDP kurulurken planlanan Türkiyelileşme ile Türkiye toplumunun Kürtler dışındaki farklı mağduriyet sahibi kesimleriyle empati yapılması ve ortak mücadele yürütülmesi hedefleniyordu" dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bilgen şöyle devam etti:
Bu konuda başlangıç düzeyinde bir adım atılmış olsa da, istenen düzeyde mesafe alınmaması yeniden masaya yatırılmalıdır. Siyasi partilerde genişleme sorunları söylem, dil, algı, iletişim kaynaklı olabileceği gibi yapısal, örgütsel, çalışma tarzından kaynaklı da olabilir.
"HDP, çözüm sürecindeki genişlemeyi kişisel başarı öyküsü olarak yorumladı"
Bilgen, ittifak stratejilerine de değinerek, "Bugün itibariyle HDP'nin, kendi geleceğini ve ülkenin geleceğini ittifak stratejilerine endekslenmiş göründüğünü ifade eden Bilgen, hiçbir partinin HDP ile açık ittifak yapmayı göze alamamaktadır" ifadelerini kullandı.
Bilgen şöyle devam etti:
Bunun tek sebebi Cumhurbaşkanı’nın kurduğu dil ise, bu değişmeden denklemde hiç kimsenin pozisyonu değişmeyecektir. Peki bu durumda HDP neye odaklanmalı yani nereden tartışmaya başlamalı? Öncelikle ifade etmeliyiz ki, dönemsel koşulların değişimi siyasette hem dil, hem yapısal dönüşümü gerektirir. HDP, çözüm sürecindeki genişlemeyi kalıcı sanmış ve kişisel başarı öyküsü olarak yorumlamayı tercih etmiştir. Siyasette tartışma sağlıklı yönetilir ve toplumsal katılımla gerçekleşirse, yenilenmeyi getirir. Tartışmayı ertelemek ise dinamizmi bitirir ve kişisel hesaplarla hareket etmeyi beraberinde getirir.
"HDP’nin genişleme sorunları kendi yönetiliş biçiminden kaynaklanmaktadır"
HDP'nin genişleme sorunları olduğuna ve bunun nedenlerine vurgu yapan Bilgen, "Kamuoyundaki yaygın kanaatin aksine HDP’nin genişleme sorunları Kandil, İmralı ya da geçmişte sanıldığı gibi cezaevlerinden müdahaleden çok, kendi yönetiliş biçiminden kaynaklanmaktadır" dedi.
HDP’ye yönelik baskı ve tutuklamaların, partinin kendisini masaya yatırmasını zorlaştırdığını kaydeden Bilgen, "Açık toplumsal tartışmalar yapamadığı için içe kapanıyor, tabandan gelen talep ve eleştiriler dikkate alınmadığı gerekçesiyle özeleştiriler anlamsızlaşıyor" ifadelerini kullandı.
Bilgen şunları kaydetti:
Toplumsal sahiplenme zayıfladıkça söylemde hamasete yönelim gelişiyor ve parti dilinde sloganik tutuma sığınma arttıkça partiyi kriminalize etme girişimlerine zemin oluşuyor. Bu da yeni baskıları getiriyor. Bu gerilim halinin kısır döngüsünü kırmak için ise risk almak ve gerilimi boşa çıkaracak açılımlar için cesaretle siyaset geliştirmek gerekiyor.
"HDP'nin gerçekçi tek seçeneği vardır"
"İkinci önemli sorun alanı, çatışmalı süreç ile HDP ilişkisinin yanlış tartışılıyor olmasından kaynaklanmaktadır" diyen Bilgen, HDP’nin önünde çatışmalı sürecin bitmesini beklemek dışında gerçekçi tek seçeneği olduğunu belirtti.
Bilgen şöyle devam etti:
Kendine dönmek, kendi sorunlarını çözecek değişime yönelmek ve kendini yeniden inşa etmek, rutine binmiş siyaset yapma tarzını terketmek, ezber bozacak, ön yargıları boşa çıkaracak arayışların içine girmektir. Baştaki soruna yeniden dönelim. HDP Kürtlerin bir kısmı ile birlikte Türk kamuoyuna güven verecek adımları atmayı başardığında bunu engellemeye kimin gücü yetebilir? Sorun gerçekten vesayet ve müdahale sorunu ise, bunu aşabilmenin tek yolu kendi yetkinliğini artırıp rüştünü ispat etmektir.
Siyaset boşluk affetmez. Sorunlarıyla yüzleşip çözecek kapasiteyi sergileyemeyen organizmalara müdahale kaçınılmaz hale gelir. Hem müdahaleden şikayet edip hem Kandil ve İmralı için pozisyon belirlemeye kalkmak, kendi pozisyonunun gereğini yapamamakla ilgili bir handikaptır.
HDP’nin önündeki büyük handikap aynı zamanda tarihi fırsattır. HDP kendi pozisyonunu kişisel kapris ve hesaplarla sabote edilmeyecek netlikte tarif edebilirse, Türkiye siyasetindeki anahtar rolü hem iktidarla hem muhalefetle ilişkilerini yeniden şekillendirecek 3. yol zeminini geliştirecektir.
HDP TERSİNE TÜRKİYELİLEŞME YAŞIYOR
— Ayhan Bilgen (@ayhanbilgen) October 12, 2020
HDP kurulurken planlanan Türkiyelileşme ile Türkiye toplumunun Kürtler dışındaki farklı mağduriyet sahibi kesimleriyle empati yapılması ve ortak mücadele yürütülmesi hedefleniyordu.
"Ahbap-çavuş ilişkileri ile aday belirleme partiyi çürütür, müdahalelere açık hale getirir"
Partideki kongre ve aday belirleme süreçlerine ilişkin de yorumlarda bulunan Bilgen şunları kaydetti:
HDP kendi organları ve tabanı ile birlikte yönetildiğinde müdahale tartışmaları en aza inecek, aksi taktirde bunu başaramamanın faturası müdahale mazeretinin arkasına sığınma alışkanlığına kesilmeye devam edecektir. Sadece son 2 kongre süreci ve aday belirleme süreçlerine kimin, neden, hangi dayatmalarla müdahale ettiğine bakılırsa sorunun tam da benim “tersine Türkiyelileşme” diye tarif ettiğim kişisel hesaplarla bir siyasi mücadeleyi kontrol altında tutma eğiliminden kaynaklandığı görülür
Kişisel yeteneklerin bir hegemonya kurma çabasına alet edilmesinin, Türkiye siyasetindeki hastalıklı davranışlara zemin oluşturduğunu savunan Bilgen, "Parti içi demokrasinin en büyük güvencesi yatay halk partisi olunabilmesi ve isimsiz kahramanların emek ve fedakarlığı ile bugünlere gelindiğinin farkında olarak hareket edilmesidir. Ahbap-çavuş ilişkileri ile aday belirleme tercihi nasıl partiyi çürütürse müdahalelere de açık hale getirir" ifadelerini kullandı.
Independent Türkçe