ABD, Minneapolis şehrinde siyahi George Floyd'un beyaz bir polis tarafından öldürülmesini kınamak için derhal harekete geçti.
Başkan Donald Trump olayı federal düzeyde ele aldı ve Federal Soruşturma Bürosu'na (FBI) yönlendirdi.
Olayın FBI’a sevk edilmesi, üzücü hadisenin resmi olarak en üst seviyede ele alındığını gösteriyor.
Her ne suç işlemiş olursa olsun bir polis tarafından öldürülen kurbanın yanında olan vatandaşlar birkaç şehirde protestolar düzelendiler ve adalet talep ettiler.
Buradaki mesele Amerikan sivil geleneğinin bir parçasıdır. Amerikan toplumu daha önce de siyahi vatandaşların talepleri ve uğradıkları haksızlıklar için sokaklara dökülüştü.
Hikayede yeni olan şey, Obamacıların, yeni solcu kampların ve kaotik solcu grupların her seviyede bu olayı kullanmak için harekete geçmesidir.
Amaçları, Minneapolis kurbanından ziyade mevcut yönetimi yıkmaktır.
Garip olan şey ise Trump'a karşı aynı sol medyanın, karantina aşamasının ardından kademeli bir şekilde ekonomiyi açma politikasından dolayı ‘insan hayatı yerine para tercih ettiği’ bahanesiyle ona karşı olan saldırılarıdır.
Sanki iş ve çalışma insan hayatının bir parçası değilmiş gibi!
Bugün aynı medya, polis ve devlete karşı olan öfke saikiyle halkın gösterilere katılması ve sokaklara akın etmesi için teşvik ediyor.
Peki, iki gün önce Trump’ın çalışmalara geri dönülmesi yönündeki eğiliminin ardından başlatılan eleştiri kampanyası nereye gitti?
ABD’deki Obamacı medyanın derdinin insanları koronadan korumak ya da kurban için adalet talebinde bulunmak olmadığını anladığınız zaman çelişkiler ortadan kalkar.
Bilakis onların amacı, halihazırdaki yönetime son verecek ve sabote edecek herhangi bir meseleyi ön planda tutarak bunun üzerinden rant sağlamaktır. Bir Arap atasözünde denildiği gibi…
Başkan Trump, Floyd hadisesiyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, sokaklardaki şiddet ve vandallığın masumiyeti terörize eden Antifa ve diğer radikal sol gruplar tarafından yönlendirildiğini, bunun adalet ve barışla bir ilişkisi olmadığını söyledi.
Bu nitelendirme, Cumhuriyetçi Trump ile sınırlı değil.
Nitekim Minnesota Eyalet Valisi Demokrat Tim Walz’ı da gördük. Açıklamasında Ulusal Muhafız Birlikleri’ni konuşlandıracağını duyurdu.
Başkan Trump'ın bu önlemleri almakta ağır hareket etmesinden dolayı onu azarladığını biliyoruz.
Bu tür şeyler Amerika'da ilk kez mi oluyor?!
Başkan Obama döneminde de Amerikalı siyahilere karşı saldırılar olmadı mı?!
2012 yılında Florida'daki beyaz bir polis memuru, tatlı aldıktan sonra evine geri döndüğünü sırada siyahi 17 yaşındaki Michael Brown'u vurdu.
Obama o sıra ikinci dönem başkanlık için hazırlık yapıyordu.
Bu olayla ilgili herhangi bir gelişme olmadı ve beyaz polis memuru Darren Wilson'un davası düşürüldü.
O sıra New York Times Detroit başsavcısının şu sözüne yer verdi:
Başkan Barack Obama’nın seçilmesi sonrasında ırkçılık daha açık bir hale geldi.
Siyahilerin haklarını savunmak bahanesiyle meydana çıkanlar bu davalarında dürüst olsalardı, Obama döneminde de öfkelenir ve bugün olanlardan daha fazlasını o zamanda yaparlardı.
Bütün bunlar, solcu Amerikan medyasının politik bahanelerle çıkarmış oldukları bir anarşiden ibaret.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Adem İpekyüz
© The Independentturkish