BRICS genişleme süreci ve Güneydoğu Asya: Malezya ve BRICS

Doç. Dr. Ali Oğuz Diriöz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Gündemde olan BRICS meselesine son zamanlarda doğal olarak Türkiye açısından değerlendirdik.

Türkiye'nin başvurup başvurmaması meselesi bir yana, geçenlerde Türkiye ile Malezya arası diplomatik ilişkilerin 60. yıldönümü vesilesiyle düzenlenen resepsiyonda, Milli Savunma Bakanı Güler'in yaptığı konuşmada belirttiği gibi, Türkiye ile Malezya arası ilişkiler derinleşiyor.

Türkiye ile Malezya arası ilişkiler 2014 yılında "Stratejik Ortaklık" ve 2022 yılında ise "Kapsamlı Stratejik Ortaklık" düzeyindedir.

Güvenlik, Eğitim ve Ekonomik ilişkiler bakımından Türkiye'nin Asya-Pasifik bölgesindeki iyi ilişkilerinin olduğu ülkeler grubunun başında geliyor.

Türkiye ile din, kültür, ekonomi, eğitim gibi alanlarda benzerlikleri olan Malezya ve Endonezya, aynı zamanda D-8 Ekonomik İşbirliği Teşkilatı vesilesiyle de işbirliğine önem veriyor.

Ancak günümüzde Malezya ve Endonezya'nın belki de en önem verdikleri uluslararası kuruluş, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği'dir (ASEAN).

ASEAN, Avrupa Birliği (AB) kadar kapsamlı olmasa da üye ülkeler arası çeşitli ileri seviyede işbirliği, ortaklık ve se serbest ticaret ile akıllı önemli bir kuruluş.

Dolayısıyla Endonezya ve Malezya ile gündeme gelen belki de en önemli kuruluş ASEAN iken, ASEAN ülkelerinden Malezya ve Tayland dahil bazılarının BRICS'e ilgi duymaları da enteresan bir değerlendirmedir. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Malezya Başbakanı Anwar Ibrahim (Enver İbrahim), Temmuz 2024'te yaptığı açıklamayla, kamuoyuna Malezya'nın BRICS'e resmi olarak başvurduğunu duyurdu.

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika'dan oluşan BRICS grubu, 2023 sonunda 6 ülkeyi daha katılmaya davet etmişti; Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri -BAE, Etiyopya, İran, Mısır ve Suudi Arabistan.

Arjantin Devlet Başkanı Milei ise Arjantin'in bu davete icap etmeyeceklerini ve 2024 Ocak itibarıyla BRICS'e 5 ülkenin daha katıldığı duyurulmuştu.

Ancak Suudi Arabistan'dan gelen bazı kafa karıştırıcı açıklamalar sonucu bu ülkenin BRICS'e üye olup olmama statüsüyle alakalı belirsiz bir durum oluştu.

Suudi Arabistan'ın kafa karıştıran durumunun Ekim 2024'deki BRICS zirvesinde açıklığa kavuşacağı tahmin ediliyor.

Ekim 2024'te Kazan'da gerçekleşecek BRICS zirvesinde, Türkiye'nin de başvuru yapıp yapmadığı ya da davet alıp almayacağı da belli olacaktır.

Tabii ki Malezya'nın da durumu bu zirvede belli olacaktır. Ancak Malezya'nın neden başvuru yaptığını anlamak, aslında BRICS'e olan ilgiyi de anlamak bakımından da önemli.

2022'de göreve başlayan Malezya Başbakanı Anwar Ibrahim, ASEAN ülkeleriyle, Hindistan'la, Çin'le ve genel olarak Küresel Güney ülkelerinin, (eski adıyla üçüncü dünya ülkeleri), kendi aralarındaki işbirliklerinin geliştirilmesine önem veriyor.

Bu bağlamda Türkiye ile de ilişkilerin geliştirilmesine önem veriyor. Dolayısıyla, Küresel Güney'in sesi olarak ön plana çıkan BRICS grubuyla da ilişkilere önem veriliyor.

Malezya'nın ayrıca ticaretinin önemli bir bölümü diğer ASEAN ülkelerinin yanı sıra, Hindistan ve Çin'le.

Malezya'nın BRICS üyeliğine olan ilgisini dolayısıyla bir ekonomik strateji olarak okumak doğru olacaktır.

Hâlihazırda Güneydoğu Asya, Asya Pasifik ve Hint Pasifik olarak tanımladığımız bölgelerin kesişimin noktasında, hızla büyüyen bir ‘Asya Kaplanı' ekonomisine sahip.

Ayrıca, kültürel, dini ve etnik çeşitliliğin çok olduğu Malezya'da nüfusun yüzde 22,8'i Çinli ve yüzde 6,6'i Hintli olduğu düşünülürse, Malezya'nın bu iki BRICS ülkesiyle olan sosyokültürel, tarihi, ailevi ve ticari bağlarını daha da geliştirmek istemesi çok doğal.

Etnik, dini ve kültürel bakımdan çok-çeşitli bir ülke olan Malezya'nın yaklaşık yüzde 70'i Malay ve diğer yerli halklardan oluşmaktadır ve bölge ülkelerle çok boyutlu ilişkileri var.

Ayrıca, 1997 Asya finansal krizinin yaşanmışlığı da düşünülürse, Malezya'nın bölge ülkeleriyle ilişkisini geliştirme çabası ve hem Hindistan hem de Çin'in yer aldığı BRICS'e ilgi duyması gayet anlaşılır bir durum.

BRICS'e, özellikle de Hindistan ve Çin'le olan tarihi, ekonomik ve sosyokültürel bağların gelişmesinden dolayı da başvurmayı düşünen Malezya, bu ülkelerin hızlı büyüme hızları ve ekonomileriyle işbirliği yapmaya devam ediyor. 
 


Sonuç olarak, Malezya, Türkiye'yle de önemli savunma sanayi ve finans gibi farklı sektörlere ilaveten ulaşım ve altyapı sektörlerine yönelik işbirlikleri yapabiliyor.

Lakin Malezya'nın öncelikli tuttuğu kuruluş ASEAN'dır ve yakın bir gelecekte de öyle olmaya devam edecektir.

ASEAN ülkelerinin ortak bayrak seremonilerine katılıp, ASEAN ülkeleri gibi elçilik binalarında kendi bayraklarının yanı sıra ASEAN bayrağı bulunuyor.

Türkiye'nin de bir yandan Malezya gibi "kapsamlı stratejik ortaklık" ilişkileri olduğu ülkelerle ilişkilerini daha da ileriye taşıması önemli ve gereklidir.

Ancak nasıl ki Malezya bu ilişkilerini mevcut ASEAN ilişkilerinden daha öncelikli bir konumda görmüyorsa, Türkiye de BRICS ve diğer Küresel Güney ülkeleriyle ilişkilerinin geliştirilmesine rağmen görmemeli.

Aksine, Malezya gibi dost ve ortak ülkeler için, Avrupa ile iyi ilişkileri olan Türkiye'nin diğer dostlarına da katabilecekleri daha fazla olur.

Türkiye'nin de önceliği, üye olduğu NATO ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) ile aday ülke olduğu AB ile kurumsal mekanizmalarını ve dayanışmasını güçlü tutarken, BRICS ülkeleriyle ve diğer Küresel Güney ülkeleriyle ilişkilerini geliştirebilmektir.  

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU