Teksas'dan Alaska'ya krizdeki ABD hakkında

Güneydeki Teksas'tan, en kuzeydeki Alaska'ya kadar, kanıt ve deliller ile desteklenen gerçeklerden ziyade propaganda ve siyasi reklam özelliklerine sahip olsalar bile, ABD'de üzerinde neredeyse tehlikeli soğuk rüzgarlar esiyor

İllüstrasyon: Anthony Gerace/The Guardian

ABD'nin en kuzeyinden en güneyine kadar, bu kritik ve hassas dönemde hem iç hem de dış rahatsız edici sorunlarla meşgul olması kader mi, yoksa nesnel bir tesadüf mü?

Cevap, felsefi açıdan günümüzde ABD'de patlak veren gerçekliği gözlemlemek kadar önemli değil.

Güneydeki sınır eyaleti Teksas'ta, bir anda birliğin domino taşlarının çöküşünün başlangıcını temsil edebilecek bir kriz patlak verirken, son dönemde Rusların gündeme getirdiği tarihi haklar fikri kuzeydeki Alaska eyaletinin peşini bırakmıyor.

ABD'nin yüzölçümü bakımından ikinci büyük eyaleti, ülkenin ana petrol kaynaklarından biri olmasının yanı sıra tarımsal, finansal, endüstriyel ve ticari nüfuza sahip en önemli eyaletlerinden biri olan güney eyaleti Teksas'ın krizi her geçen gün büyüyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu hikaye, ABD federalizminin temsilcisi Joe Biden ile eyalet valisi Greg Abbott'un Meksika'dan gelen yasa dışı göçmenleri engellemek için örmek istediği dikenli tellerle ilgili bir anlaşmazlık mı?

Elbette bu, hikayenin görünen kısmı.

Ama arkasında bir yanda zengin eyaletler, diğer yanda fakir eyaletler fikriyle bağlantılı başka bir konu gizli.

Zengin eyaletler uzun yıllardır neden yoksul eyaletlerin yükünü taşımak zorunda olduğunu sorguluyor ve buradan yola çıkarak bağımsızlık ve kendini bağımsız bir cumhuriyet olarak deklare etme fikrine kapılıyor.

Teksas'ın tarihi gerçekten ilginç. Zira bir zamanlar Meksika'dan bağımsız bir cumhuriyetti ve ABD onu yeni oluşan federalizmine katmadan önce 9 yıl boyunca bu şekilde kalmıştı.

Bugün, ayrılık virüsü neredeyse birçok büyük eyaletin damarlarında dolaşıyor ve özellikle yüzölçümü bakımından en büyük eyalet olan Kaliforniya, kısa olmayan bir süredir bu yola tek başına girmeye hazırlanıyor gibi görünüyor.

Teksas'ın GSYH'si 2,4 trilyon dolara, Kaliforniya'nınki ise 2,9 trilyon dolara ulaşıyor.

Bu da her birinin Latin Amerika, Asya, Afrika ve Avrupa'daki birçok bağımsız ülkeden daha büyük ve gelişmiş bir ekonomiye sahip olduğu anlamına geliyor.

Rakamlar neredeyse eyaletler arasında ekonomik temellere dayanan hararetli bir sınıf mücadelesine işaret ediyor.

Bu ise, Amerikan 'birliği' fikrinin dayandığı en önemli sütunlardan biri olan toplumsal uyum ve 50 eyaleti bir araya getiren sözleşmenin organik birliğine olan inancın uzun süremeyebileceği anlamına geliyor.

Yirmi beş eyaletin valilerinin Greg Abbott'a verdiği destek, özellikle bunu hedeflerine ulaşmak için iyi bir fırsat olarak gören sağcı gruplar aracılığıyla, silahlı şiddet işaretlerinin gün yüzüne çıkmasının ardından, kusurun organik olduğunu gösteriyor.
 


ABD yeniden iç savaş noktasına varacak mı?

Bugün bu soru biraz abartılı olabilir. Ancak özellikle Başkan Biden yönetimi Teksas Ulusal Muhafızları ile birlikte Abbott'un kararını destekleyen silahlı gruplar ile yüzleşmekte ısrar ederse, olasılıklar her senaryoya açık.

Diğer yandan Teksas'ın, Yüksek Mahkeme'nin kaçak göçmenlere karşı yüksek duvarlar örülmesi fikrine karşı çıkan kararını reddetmesinin ardından Teksas krizi, Amerikan yargı sisteminde de korkutucu bir durum yaratacak.

Teksas krizinde ABD'nin gerçekliğini, yani gelecek günlerden korkan ve "erime potası" fikrinden titreyen Beyaz Anglo-Sakson Protestanlar (WASP) olgusunu açığa çıkaran gizli bir dokunuş var mı?

Sözde ve eylemde durum tam olarak böyle; her ne kadar bu anlayış gerçek olmasa da kendisini ülkenin asıl sahibi olarak gören beyaz adam, Amerikan çalışma ve araştırma merkezlerinin türettiği ve kendisine 2040'ta çoğunluğu kaybedeceğini ve on yıllar içinde azınlık haline geleceğini kesin bir şekilde söyleyen istatistiksel verilere bakıyor.

İşte ABD'de var olan ve yaklaşmakta olan ırksal çatışma sorunu da buradan çıkıyor.

Güneydeki Teksas'tan, en kuzeydeki Alaska'ya kadar, kanıt ve deliller ile desteklenen gerçeklerden ziyade propaganda ve siyasi reklam özelliklerine sahip olsalar bile, ABD'de üzerinde neredeyse tehlikeli soğuk rüzgarlar esiyor.

Önümüzdeki mart ayında yapılacak Rusya başkanlık seçimlerine yakın, yani son birkaç hafta içinde Çar Putin, çarlar döneminden komünist yoldaşlar dönemi ve Mihail Gorbaçov'un liderliğindeki Glasnost ve Perestroyka sonrasına kadar Rusya'nın sahip olduğu mülklerin araştırılması konusunda yeni bir süreç başlattı.

Vladimir Putin, 2014 yılında komünizmin kanlı sembolü Joseph Stalin'in bir zamanlar Ukrayna'ya hediye ettiği Kırım Yarımadası'nı ilhak ettiğinde bu bağlamdaki arayışına zaten başlamıştı.

Yeni yılın başlarında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'nın yurtdışındaki tarihi mülklerine ilişkin yeni bir kararnameyi imzaladı.

Karar, Putin'in dış politikasını takip edenleri şu soruyu düşünmeye yöneltti: Çar, Avrupa ülkeleri ile ABD'nin kendisine yönelttiği ve mali yaptırımlar şeklinde cisim bulan, belki de yakın gelecekte Rusya Federasyonu'na ait dünya çapındaki gayrimenkullere ve topraklara el konulması biçimini alabilecek darbeleri püskürtmek mi istiyor?

Durum böyle olabilir ama her ne kadar Putin Alaska eyaletinden bahsetmese de pek çok kişi bu coğrafi bölgeyi tartışmaya ve Putin'in satış anlaşmasının yasa dışı olduğuna inandığına dair söylentiler dolaşmaya başladı.


Konu gerçekten Alaska mı?

Tam aksine konu daha geniş ve çok daha tehlikeli.

Burada kastedilen Alaska değil, nadir madenler, petrol ve gaz gibi doğal kaynaklara sahip Kuzey Kutbu bölgesidir.

Bu geniş toprakların altında askeri üslerin varlığına dair gizli konuşmalardır. Amerikalılar ile diğer gezegenlerden gelen uzaylılar arasındaki iş birliğine dair dolaşan söylentilerdir.


Burada şu soru aklımıza geliyor:

Teksas'taki krizler ve Alaska'da yaşananların işaretleri, şu anda ABD için kriz faktörlerini mi temsil ediyor?

Elbette, içerideki zayıflama dışarıdaki nüfuzu ve hegemonyayı da etkiliyor ve Washington'ın Ortadoğu'da ve Arap Körfezi'nde derin yaraları var.

Ukrayna krizinin sonuçları bir yana, bu satırların yazıldığı sırada sonu henüz yazılmamış olan bir intikam savaşı da bulunuyor.

Tüm bunlar arasında, Biden'ın Çin ekonomisine yönelik boğucu bir kuşatmayı temsil eden 14105 sayılı başkanlık kararnamesi sonucunda yaşanacak Çin'e yönelik ekonomik düşmanlık savaşı da var.

Dahası önümüzdeki kasım ayında yapılacak başkanlık seçimleri korkunç bir kıyamet örtüsüne bürünüyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU