Yozlaşmış yöneticilerin değeri ve emperyal yönetimler arasında geçiş yapma seçeneği

ABD'nin yardım koşullarına öfkelenenler Çin'e ve onun Bir Kuşak Bir Yol projesi kapsamındaki yardım kampanyasına yöneldi

Nijer'deki Cumhuriyet Muhafızları Komutanı, Bazoum'un kendisini emekliye ayıracağını biliyordu. Bu yüzden cumhurbaşkanını emekliliğin ötesine gönderdi / Fotoğraf: Reuters

Ne iç durum değişkenlerinde ne de büyük güçlerin Soğuk Savaş dönemi ve sonrasındaki hesaplarında askeri darbelere ilişkin herhangi bir kural yoktur.

Afrika, Latin Amerika, Arap dünyası ve Güneydoğu Asya, darbeler için açık sahneler gibidir.

Avrupa'da ise bu tarz darbeler nadir görülmekle beraber başarısızlığa mahkumdur. 

Sovyetler Birliği'nin son günlerinde Komünist Parti içindeki radikallerin Mihail Gorbaçov'u devirme girişimi başarısız oldu.

Cezayir'de kalmaya kararlı Fransız generallerin girişimi ise General Charles de Gaulle tarafından engellendi.

Nehru'nun Hindistan'daki varisleri, bağımsızlık mücadelesindeki ortağı Muhammed Ali Cinnah'ın varislerinin aksine demokratik yolu devam ettirdiler.

Pakistan'daki darbeler ise Cinnah'ın yolunu selamladı. Irak'ta ilk darbe 1941'de Almanya'nın etkisiyle gerçekleşti ve başarısız oldu.

Suriye'de ise Hüsnü Zaim başarılı darbeler sahnesini başlattı. Abdülkerim Kasım, Irak'ta monarşiye karşı darbe girişimlerine öncülük etti. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Mısır'daki Hür Subaylar darbesi, Yemen'de Hamideddin ailesine karşı yapılan darbe ve sonrasında yapılanlar, Eylül'deki Libya Devrimi, Tunus'ta Zeynel Abidin bin Ali'nin Habib Burgiba'ya karşı yaptığı darbe, ardından Yasemin Devrimi ve sonrasında gerçekleşenler, Fas Skhirat'ta monarşiye karşı yapılan başarısız darbe girişimi, Huari Bumedyen'in Ahmed bin Bella'ya karşı darbesi ve sonrasında yaşananlar, Türkiye'de Mustafa Kemal Atatürk döneminden sonra her 10 yılda bir gerçekleşen darbeler, Şili'de General Augusto Pinochet'nin Başkan Salvador Allende'ye karşı darbesi, Latin Amerika'da CIA desteğiyle yapılan darbeler gerçekleşen bir dizi darbeden sadece bazılarıdır.

Etiyopya'da Haile Selassie'ye karşı yapılan darbeden Kongo'da Patrice Lumumba'ya karşı yapılan darbeye kadar, 1960'lı yıllardan bu yana Afrika'yı vuran sayısız darbe gerçekleşti.

Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra Latin Amerika ve Afrika'da demokrasinin ‘üçüncü dalgası' olarak adlandırılan şey hüküm sürdü.

Ancak en büyük Afrika ülkesi olan Nijerya'da bir dizi darbeden sonra rejim istikrara kavuşmasına rağmen dalga gerilemeye başladı.

Nihayet zincirin halkaları Sahel ülkelerinde çoğaldı. Gine Konakri'den Mali ve Burkina Faso'ya ardından Nijer'e kadar ve son olarak da Atlantik kıyısındaki Gabon'da zincirin halkaları çoğaldı.

Burada dikkat çekici olan şey, darbenin önderlerinin Cumhuriyet Muhafızları'nın liderleri olmasıdır. Hiç kimse başkanların, oğullarının ve destekçilerinin neler yaptığını bilemez ve iktidarın karanlık yüzünü Cumhuriyet Muhafızları liderleri kadar yakından göremez.

Çünkü onlar devlet başkanlarıyla doğrudan temas halindedirler. Anlaşmaların yapıldığı perdenin arkasında onları korurlar.

Nijer'deki Cumhuriyet Muhafızları Komutanı, Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum'un kendisini emekliye sevk edeceğini biliyordu.

Bu yüzden cumhurbaşkanını emekliliğin ötesine gönderdi. Arkasını döndü ve onun için nedenler ve hedefler aramaya başladı.

Gabon'daki Cumhuriyet Muhafızları Komutanı, 1967'den bu yana yarım asırlık Bongo ailesi yönetiminden kurtulma fırsatına sahipti.

Diğer darbe liderleri gibi dürüstlük, yolsuzlukla mücadele ve ‘daha iyi bir demokrasi' kurma konusunda sözler verdi.
 


Ancak Afrika'daki oyun iki yüzlüdür. Yatakta uyuyan bir insanın sağ ve sol tarafına dönmesini andıran bir tür siyasettir.

Büyük güçler ve onların çıkarları arasında hareket etmek zorunda kalan, sivil ve askerler arasında gidip gelen bir tür siyasettir.

Siviller, kabilesel faktörlerin rol oynadığı seçimlere hile karıştırır ve iktidara geldiklerinde ömür boyu başkan kalmakta da ısrar ederler. Aynı şekilde yoksul halka karşı kayıtsız kalmayı sürdürürler.

Bir asker yönetime geldiğinde ise başka bir subayın kendisine karşı bir darbe başlatması fikrine takıntılı olarak yaşar.

Bu yüzden ihtiyata, temkine ve iktidar için güç oyununa başvurur. Daha sonra yolsuzluk yapar ve harici koruma umuduyla ulusal servetin yabancı şirketler tarafından yağmalanmasını perdeler.

Sivil ve askeri bireyler seçimlerin demokratik olmadığını bilirler. Her ikisi de yani sivil ve askeri yöntem de ülkeye ve halkına karşı haksız seçimlerin mahkumudur, bağımsızlık ve egemenliği kullanmaktan uzaktır.

Herkesin nasıl düzenlendiğini bildiği halk gösterileri, Fransız güçlerinin ayrılmasını talep etmekle beraber Rus paralı asker grubu Wagner güçlerinin gelmesini istedi.

Rus bayrakları yükseltildi. ABD'nin yardım koşullarına kızanlar Çin'e ve onun Kuşak ve Yol projesi kapsamındaki yardımlarına yöneldi.

Bu durum, siviller ve asker arasında bir hareket ve büyük güçlerle ilişkilerdeki bir seçenek değişikliğidir. Ülkedeki insanların sorunları çözümsüz kalmaya devam ediyor.

Bu, Afrika'daki nüfuz ve doğal kaynaklar için rekabet eden emperyal güçler arasındaki bir çatışmadır.

Kaynaklar açısından zengin bir kıtada yoksul halklar ve zengin yöneticiler bulunması sadece bir tesadüf mü?

Uranyum üretiminde dördüncü sırada yer alan Nijer, yoksulluk sıralamasında 191 ülke arasında 189'uncu Sırada yer alıyor.

Bu gerçekten enteresan değil mi?!.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Muhammet Furkan Yeşil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU