Madonna ve Cher'in yarı yaşında erkek arkadaşları mı var? Aferin onlara

Ünlü erkekler bunu hep yapıyor. Peki aynısını bir kadın yaptığında neden bu kadar şaşırıyoruz?

(Reuters/AFP)

Anlaşılan Madonna ve Cher'in kendilerinin yarı yaşından daha küçük erkek arkadaşları var. Yani?

Beni hiç şaşırtmadı çünkü bu, iki kadın ikonun muhtemelen yapabileceği en rock'n roll hareket. Fakat... bir pürüz var, değil mi? Çünkü onlar kadın. Yaptıkları şey kesinlikle şaşkınlık yaratıyor ama bu sadece boş ünlü dedikoduları yüzünden değil. Kadın düşmanlığı yüzünden.

Cher 76, erkek arkadaşı Alexander Edwards 37 yaşında. İkili birbirlerinin çocuklarıyla tanıştı ve birlikte iki albüm üzerinde çalışıyorlar. Öte yandan 64 yaşındaki Madonna, boksör Josh Popper'la olan gönül ilişkisini, ikilinin öpüşürken çekilmiş bir özçekimini Instagram hikayesinde paylaşarak doğrulamış görünüyor. Popper 29 yaşında ve Madonna'nın yarı yaşından daha küçük. Ne olmuş yani?

Mutlular (ya da kesinlikle öyle görünüyorlar), öyleyse neden onları bu yüzden yargılamakta bu kadar acele ediyoruz?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Size teorimi söyleyeyim: Şoke olduk çünkü yaşlı bir kadının cinsellikle ilgisi olmadığına (ya da olmaması gerektiğine); "anneliği" ya da "büyükanneliği" tek hedef ve arzusu diye görmesi gerektiğine; ebeveynliğin ve sessiz kadınlığın onları, aynı zamanda baba olan erkeklerin asla özel olarak tanımlanmadığı bir şekilde tanımlaması gerektiğine inanmaya başladık.

Yaşlı bir kadının genç bir erkekle romantik bir ilişki yaşadığını gördüğümüzde iki kere düşünmeye toplumsal olarak şartlandırılmış durumdayız. Bu son derece isyankar görülüyor.

Neler oluyor? Sanırım bu tür ilişki ifşalarına sosyal medyada verilen tepkilerden başka bir şeye bakmamıza gerek yok. Bu, kendi gizli önyargılarımızla yüzleştiğimizde neler olabileceğinin mükemmel bir örneğini sunuyor. Arzuyla yüz yüze geliyoruz ve bununla nasıl başa çıkacağımızı bilmiyoruz çünkü ikiyüzlüyüz.

Bir erkek daha genç bir kadınla çıktığında, evet, kendisinden 20 küsür yaş küçük biriyle bile (burada gözler sana dönüyor, Leonardo DiCaprio), "öfkeli teyze" gibi iç çekeriz. Bu çok açık, diye düşünürüz. "Klasik bir erkek" der, göz deviririz. Eddie Murphy'den P. Diddy'ye, Johnny Depp'ten Jim Carrey'e, Joaquin Phoenix'ten Al Pacino'ya, Bruce Willis'ten Jeff Goldblum'a, Rod Stewart'tan Donald Trump'a kadar aynı şeyi yapan (ya da yapmış olan) ünlü erkeklerin uzun bir listesi var.

Fakat bunun biraz tatsız olduğunu düşünsek de yine de bundan dehşete düşmüyoruz. Aynı şekilde değil. Konuşma konusu ya da kayda değer nadir bir şey haline gelecek kadar değil; ta ki (bu bir "eğer" ve "ne zaman" meselesi) istikrarıyla dikkat çekene kadar (48 yaşındaki DiCaprio ve 25 yaşındaki Camila Morrone geçen yıl ayrıldı. DiCaprio daha sonra Londra'da yaşayan 22 yaşındaki Ukraynalı model Maria Beregova'yla çıktı ve şimdi de 28 yaşındaki Rose Bertram'la anılıyor. Leo'nun bu konuda formu yerinde).

Yine de erkekler bunu günlük hayatta yaptıklarında, dikkatimizi çekmeleri genellikle biraz zaman alıyor; oysa bu ünlü kadınlar gibi olanların ilişki durumları ortaya çıktığı anda, bu kendi başına son dakika haberi haline geliyor. Neden mi? Sadece "manşet olmaya değer" görüldükleri için değil. Bence bu daha karanlık bir şey. Daha sinsi ve yıkıcı. Kadınlar genç erkeklerle çıktıklarında, başka hiçbir şeyde olmadığı kadar kolektif hayal gücümüzü ele geçiriyor.

Brigitte Macron'un Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'la olan ilişkisine bir bakın, aralarında neredeyse 25 yaş var, 10 yıldır birlikteler ve bizi büyülüyorlar.

Geçen ekimde kendisinden 18 yaş küçük biriyle ilişki yaşadığını açıklayan televizyon sunucusu Ranvir Singh'e bakın. Tanıştıklarında bekarlardı ve her ikisi de rıza gösteren yetişkinler. Buna rağmen dünya şoke oldu.

45 yaşındaki Singh partneri Louis Church'le ilk kez, 2020'de yarıştığı Strictly Come Dancing setinde karşılaştı. 27 yaşındaki Church prodüksiyon asistanı olarak çalışıyordu. Singh, televizyon programında yer almadan kısa süre önce evliliğini bitirdiği için flört etmekte özgürdü. Çift yanlış bir şey yapmadı. Yine de bu yüzden Singh'i yargılamakta gecikmedik.

Ya da başrolünde Emma Thompson'ın oynadığı ve (tahmin edilebileceği üzere) tam da kadının yaşlı olduğu, yaş farklı ilişkiye doğrudan baktığı için "çığır açıcı" diye nitelenen İyi Şanslar Leo Grande'nin (Good Luck to You, Leo Grande) nasıl ele alındığına bakın. Aynı filmin kahramanı yine yaşlı bir erkek olsaydı bu kadar önem verilir miydi?

Hayır, çünkü sosyal normları aşan bu çiftlerden ne anlamamız gerektiğinden tamamen emin değiliz; tökezliyoruz ve bu biraz simülasyondaki bir aksaklık gibi hissettiriyor. Ve bunun nedenleri de karmaşık. Ve bunun nedenleri de karmaşık. Bana göre hepsi cinsiyetçiliğe dayanıyor ve güçle de çok ilgili.

Ataerkillik fikrini o kadar rahat bir şekilde benimsedik ki, bir erkeğin bir kadından daha yaşlı olduğu yaş farklı ilişkiler bizi o kadar da rahatsız etmiyor (aradaki fark açıkça uygunsuz olacak kadar fazla değilse). Güç dinamiğinin erkek lehine çarpık olmasını bekleriz, bunu (neredeyse) yüceltiriz. En azından, bu durum bizi pek de şaşırtmıyor. Göz yumuyoruz. Ve bir dizi başka duygu da var: Kayıtsızlık, kabullenme, hatta kıskançlık.

Ancak Cher'inki gibi bir durum bizi şaşırtıyor, çünkü o kendi yaşındaki kadınlardan beklediğimiz şeyi altüst ediyor; orta yaşlı kadınların yapması gerektiğini düşündüğümüz şey bu değil. Bu biraz da Dame (Erkekler için kullanılan Sör unvanına karşılık gelen, kadınlara özel bir hitap biçimi -ed.n.) Helen Mirren'ın 77 yaşında saçlarını uzatması üzerine halkın kopardığı yaygaraya benziyor. Yargılayarak bakıyoruz; şaşkınlıkla bakıyoruz, öfkeleniyoruz.

Ama öfkelenmemeliyiz, çünkü bunun konuyla ilgisi yok. Cinsiyet ayrımı devam ediyor. Yaş farkı ne olursa olsun, güç dinamiğinin hâlâ yerinde olduğunu biliyoruz; çünkü o bir kadın ve diğeri bir erkek. Ve bu aykırılıklar beklentilerimizi sarssa da sarsmasa da ataerkillik sabit kalıyor.

Bazıları Cher ve Madonna'yı asırlık güç oyununu tersine çevirdikleri için alkışlayacak ve biz de onlara izin vermeliyiz. Çünkü burada sorun onlarda değil. Sorun bizde.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU