Netanyahu: Filistinlilerle barış görüşmelerine fazla takılmayın, farklı bir yöntem deniyorum

İsrail Başbakanı, İran'a yönelik İHA saldırıları hakkındaysa "Belki sorumluyuzdur belki de değil" dedi

Birleşik Krallık merkezli Af Örgütü, geçen yılki raporunda İsrail'in Filistinlilere yönelik ayrımcı ve ırkçı politikasını insanlık suçu diye nitelemişti (Reuters)  

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, pek çok kişinin Filistinlilerle barış görüşmelerine "fazla takıldığını" savunarak, başka bir yöntem denediğini söyledi.

Netanyahu, ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN'e verdiği söyleşide, "Arap-İsrail çatışması bilfiil sonlandığında Filistinlilerle görüşmelere geri dönüp, uygulanabilir bir barış ortamı oluşturabileceğiz" dedi.

73 yaşındaki lider, eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde imzalanan İbrahim Anlaşmaları kapsamında önemli başarılar elde edildiğini savunarak, şunları söyledi:

Filistinlilerle görüşmek yerine doğrudan Arap ülkelerine gittim ve yeni bir barış yaklaşımıyla ilişkiler kurdum. Tarihi öneme sahip barış anlaşmalarımızı, İbrahim Anlaşmaları'nı imzaladım. Benden önce toplamda 70 yıl iktidarda kalan farklı başbakanlara kıyasla iki kat daha fazla barış anlaşmasına imza attım.

İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn arasındaki diplomatik ilişkileri normalleştiren İbrahim Anlaşmaları, Trump'ın Beyaz Saray'da 15 Eylül 2020'de düzenlediği törenle imzalanmıştı. Aynı yıl anlaşmalara Sudan ve Fas da katılmıştı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Anlaşmalar kapsamında İsrail, işgal altındaki Batı Şeria'da yeni yerleşim birimleri inşa etme projelerini askıya alacağını bildirmişti. Buna rağmen Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da 4 bin konutluk Yahudi yerleşim biriminin inşası için Mayıs 2022'de onay verilmişti.

Ayrıca İbrahim Anlaşmaları sayesinde İsrail'in Filistin meselesiyle ilgilenmek zorunda kalmadan doğrudan Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirebilmesi de eleştirilmişti.

ABD Başkanı Joe Biden da İsrail'in Batı Şeria'ya yönelik tutumuna sıkça karşı çıkmış, bunun barış sürecine zarar verdiğini savunmuştu.

Biden'ın bakış açısına katılmadığını belirten Netanyahu, Filistinlilerle ilişkilere dair şunları söyledi:

Kendi kendilerini yönetmek için ihtiyaç duydukları tüm yetkilere sahip olmalarını kesinlikle isterim. Ancak bize tehdit oluşturabilecek hiçbir unsur olmamalı. Bu da İsrail'in güvenlik sorumluluğunun öncelikli olduğu anlamına geliyor.

2005'ten beri Batı Şeria'daki çatışmaların kaydını tutan Birleşmiş Milletler'e göre 2022, bölgedeki en kanlı sene oldu.

Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail güçleri geçen yıl, 168'i işgal altındaki Batı Şeria'da, 52'si de abluka altındaki Gazze Şeridi'nde olmak üzere aralarında 48 çocuğun da bulunduğu 220 Filistinliyi öldürdü.

İsrail ordusunun, Batı Şeria'daki Cenin'e 26 Ocak'ta düzenlediği baskında da aralarında bir çocuğun yer aldığı 10 Filistinli hayatını kaybetmişti.

Filistinli militanlarsa misilleme olarak ertesi gün Doğu Kudüs'te 7 İsrailliyi öldürmüştü. İsrail polisi, iki saldırganın "etkisiz hale getirildiğini" bildirmişti.

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ise saldırıların ardından Kudüs'e düzenlediği ziyaretinde, taraflara artan gerilimi düşürme çağrısı yapmıştı.
 


Öte yandan ABD'nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal ve New York Times, İran'ın İshafan şehrindeki İran Uzay Araştırma Merkezi'ne 29 Ocak'ta insansız hava araçlarıyla düzenlenen saldırıların ardında İsrail'in olduğunu öne sürmüştü.

Netanyahu, söyleşisinde iddialara net yanıt vermekten kaçınarak şu ifadeleri kullandı:

Belirli operasyonlarla ilgili asla konuşmuyorum. Ortadoğu'da ne zaman patlama olsa İsrail suçlanıyor. Sorumlu taraf bazen biziz, bazen de değiliz.

Netanyahu'nun Likud Partisi liderliğindeki blokun 1 Kasım'daki seçimleri kazanmasıyla ülke tarihinin en sağcı hükümetlerinden biri kurulmuştu.

Ultra Ortodoks Yahudi partilerden Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği'yle radikal sağcı ve ırkçı politikalarıyla tanınan Dini Siyonizm ve Yahudi Gücü partilerinden oluşan blok, 120 sandalyeli Meclis'e 64 milletvekili göndererek açık zafer kazanmıştı.

Seçimlerde Netanyahu karşıtı blokta yer alan Gelecek Partisi lideri ve eski başbakan Yair Lapid de kabinenin "ülke tarihindeki en aşırılıkçı ve çılgın hükümet" olduğunu savunmuştu.



Independent Türkçe, CNN, Middle East Monitor, AA, Wall Street Journal 

DAHA FAZLA HABER OKU