The Last of Us, video oyunu uyarlamalarının temel kuralını bozmuş olabilir

Video oyunlarının canlı çekim uyarlamaları onlarca yıldır rezilce başarısız oldu. Beğenilen kıyamet sonrası PlayStation oyunundan uyarlanan yeni HBO dizisi, gerçekten izlenmeye değer olarak, televizyonun en sarsılmaz trendlerinden birine karşı geliyor

Miller zamanı: Pedro Pascal, HBO'nun "The Last of Us" dizisinde Joel Miller rolünde (HBO)

Bazen iyi bir şeyi mahvetmek için 4 kelime yeter. "Popüler video oyunundan uyarlanmıştır." Film ve televizyon söz konusu olduğunda, daha uğursuz birkaç kalıp vardır. Yine de oyunların ilk günlerinden bu yana, başarısızlığa mahkum canlı çekim uyarlamaları ortaya çıkmaya devam ediyor. Zaman zaman bu çabalar kötü şöhretle hafızalara kazındı: Bob Hoskins ve John Leguizamo'nun şaşırtıcı derecede yanlış tasarlanmış Süper Mario Kardeşler (Super Mario Bros.,1993) filmini düşünün. Ya da şatafatlı, anlaşılmaz Assassin's Creed'i (2016). Ya da Hitman; o kadar güzel bir oyun ki, iki kez uyarladılar (her ikisinde de gerçekten berbat sonuçlandı). Dolayısıyla, HBO'nun şimdiye kadar yapılmış en beğenilen video oyunlarından biri olan The Last of Us'ı büyük bütçeli yeni bir televizyon dizisine uyarlayacağı duyurulduğunda, en sıkı hayranların bile endişelenmek için nedene sahip olduğu söylenebilir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Görünürde, bıkkın, çok kederli bir kaçakçı (dizide Pedro Pascal tarafından canlandırılıyor) ve onun velayetini üstlendiği ergen çocuğu (Bella Ramsey) hakkında cesur bir kıyamet sonrası yol hikayesi olan The Last of Us, üst sınıf bir tür dizisi için mükemmel bir malzeme kaynağı. Eleştirmenlere inanmak gerekirse, ilk olarak PlayStation 3'te yayımlanan 2013 yapımı oyun, hikayesinin, senaryosunun ve hareket yakalamayla çekilmiş performanslarının gücü sayesinde zaten prestijli bir televizyon dizisi olma yolunu yarılamıştı. Elbette, HBO'nun 15 Ocak’ta Birleşik Krallık'ta Sky Atlantic kanalında gösterime giren dizisi, diyalog sekanslarının tamamını aşırıp sahnelerinin çoğunu benzer bir şekilde canlandırarak orijinal oyunlara dogmatik bir şekilde sadık kaldığını kanıtladı.Şimdiye kadar yapılmış en iyi video oyunu uyarlaması olduğunu söylemek, överken gömmek gibi görünse de aynı zamanda tartışmasız bir şekilde doğru. Nick Hilton 4 yıldız verdiği eleştirisinde diziyi "video oyunlarını uyarlamanın imkansız görünen görevinde şüphesiz yeni bir dönüm noktası" diye tanımlıyor. Bu düzgün bir TV dizisi, iyi yapılmış, sürükleyici bir drama ve hem oyunculardan hem de oynamayanlardan oluşan önemli bir izleyici kitlesini kendine çekme potansiyeline sahip. Büyük "lanet" kalkmış olabilir.

Video oyunların uyarlamaları neden bu kadar kötü olmaya meyilli? Bunun birkaç bariz nedeni var. Bunlardan ilki, yapı. Neredeyse tüm video oyunları "oynanabilirlik döngüsü" olarak adlandırılan ve sürekli tekrarlanan bir dizi eylemden oluşuyor: Oyunun özü. The Last of Us gibi hikaye merkezli oyunlar bile bu döngü fikri etrafında inşa edildi. Bir bölgeye gidin, etrafta gizlice dolaşın, birkaç düşman öldürün, devam edin. Tekrarlayın. Öte yandan filmler ve televizyon dizileri döngüler değil, tam tersi yolculuklar veya olay örgüleri üzerine inşa edilir. İyi bir hikayenin yalnızca tekrardan daha fazlasına ihtiyacı vardır. (Elbette, The Last of Us gibi anlatı merkezli oyunların olay örgüleri olsa da bunlar esasen oynanamayan ara sahneler aracılığıyla aktarılır.)

Video oyunlarının benzersiz cazibesi de her zaman ikinci şahısın onları yaşıyor olmasıdır. Filmlerin ya da televizyon dizilerinin aksine, oyunlar oyuncuya faillik ya da en azından faillik yanılsaması verir. Bunu film veya televizyonun pasif ortamlarına gerçekten uyarlamanın bir yolu yok. Geçmişte birçok video oyunu uyarlaması, karakterleri bu "oynanabilirlik" fikri etrafında tasarlandığı için zorlandı. Mario kardeşler, Tomb Raider'ın Lara Croft'u, Hitman'in isimsiz Ajan 47'si. Bunlar kişilikleri düşünülerek tasarlanmış karakterler değil. Onlar, sadece oyuncunun idare etmesi için yapılmış boş, renkli kaplardır ya da en azından başlangıçta öylelerdi. İnsan değil, kukla. Bu, The Last of Us'ın sahip olmadığı bir sorun. Hatta oyunun hayranları için görev aslında mevcut karakterlerin derinliğini ve insanlığını korumakla ilgiliydi.

Oyundan filme uyarlamaların ilk dönemlerinde, video oyunlarının öncelikle bir çocuk eğlencesi olarak düşünüldüğü zamanlarda, bu uyarlamalar genellikle ortamın kendisini çok az anlayan insanlar tarafından yapılıyordu. (Tekrar Süper Mario Kardeşler’in dibe vuruşuna dönüyoruz.) Artık durum her zaman böyle değil. Örneğin, Netflix'in The Witcher uyarlamasının hayranlarının Henry Cavill'in başrol performansından bu kadar etkilenmelerinin en önemli nedenlerinden biri, Cavill'in, yapıma esin kaynağı olan oyunlara alenen ve samimiyetle hayran olmasıydı. The Last of Us da benzer şekilde malzeme kaynağına yönelik saygısını açıkça ortaya koydu; oyunun orijinal yazarı Neil Druckmann diziyi Chernobyl'den Craig Mazin'le birlikte yarattı ve birlikte yazdı.

Bunu büyük bir dönüşüm olarak adlandırmak için çok erken olabilir. Geçen yıla baktığımızda bile Uncharted'tan Resident Evil'a ve Kirpi Sonic 2’ye (Sonic the Hedgehog 2) kadar bir sürü kalitesiz canlı çekim oyun uyarlaması yayımlandığını görüyoruz. The Last of Us sadece bir anomali, zamanın sınavından geçmiş bir kaideyi kanıtlayan bir istisna olabilir. Ama asla bilemezsiniz, bunun gelecek şeylerin bir habercisi olmadığını kim söyleyebilir? Belki de engeller düşündüğümüzden daha da azdır.



https://www.independent.co.uk/arts-entertainment

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU