Brezilya'daki Lula karşıtı ayaklanmaların tek sebebi Bolsonaro değil

BM İnsan Hakları Komitesi'ne yaptığı başvuruda Lula'nın avukatlığını yaparken 6 yıl boyunca Brezilya mahkemelerindeki adalet parodilerini izledim; Lula'ya karşı nefret orada körüklendi

(Evaristo Sa/AFP)

Binlerce öfkeli sağcının parlamentoyu ve Yüksek Mahkeme'yi basarak kısa süreliğine işgal ettiği Brezilya'da, demokrasinin kırılganlığı bir kez daha gözler önüne serildi. Ayaklananlar çok geç kaldı çünkü bu kurumlar Lula'nın seçim zaferinin ardından yapılan yeni yıl kutlamalarından sonra tatile girmişti ama bazı yetkililerin, bu grubun hükümet karşıtı eylemine suç ortaklığı yaptığı açıkça ortadaydı.

20 milyon yurttaşı yoksulluktan kurtaran (eski bir siyasi kahraman) Luiz Inacio Lula da Silva'ya (Lula diye biliniyor) duydukları nefretin nedeni, yabancı basın yorumcularının iddia ettiği gibi Bolsonaro'nun ona ya da ülkenin seçim sistemine yönelik saldırıları değil. Bu nefreti birkaç yıl önce, masum olduğu yolsuzluk suçlarını Lula'nın üstüne yıkmak için makamlarını kullanan yargıçlar, gazeteciler ve savcılar körükledi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Son 6 yıl boyunca, Lula'nın BM İnsan Hakları Komitesi'ne yaptığı başvuruda (bu son ana kadar Lula'nın adilce yargılanabildiği tek mahkemeydi) Lula'nın avukatlığını yaparken, Brezilya mahkemelerinde yaşanan bu adalet parodilerini izledim. Onun için ücretsiz olarak çalıştım; beni tutan Lula Enstitüsü'nün tüm fonları kötü niyetli bir yargıç tarafından dondurulsa da sırf davasını dikkatle inceledikten sonra onun suçlu olmadığına ikna olduğum için devam etmeye karar verdim.

Kendisine yöneltilen iki suçlama da Britanya'daki bir mahkemenin önüne gelse reddedilirdi. Lula'nın merhum eşinin bir daire satın almak için sözleşmesi vardı ve kendisine daha iyi bir model teklif edilmişti; bu teklif hiçbir zaman kabul edilmedi ve bu mülk hiçbir zaman Lula'ya geçmedi. Ardından, birkaç yıllık bir zaman dilimindeki 5 hafta sonunda ailesinin, bir destekçisinin kır evinde kaldığı iddiası vardı.

Yolsuzluk için gereken quid pro quo'nun (siyasette mütekabiliyet ilkesini ifade etmek için kullanılan kısasa kısas anlamındaki Latince terim -ed.n.) gerçekleştiğine dair hiçbir kanıt yoktu ve iddiaları uyduran siyasi hırslı yargıç (Bolsonaro'nun ilk adalet bakanı olarak atanarak ödüllendirildi) sonunda Yüksek Mahkeme tarafından telafi edilemez derecede taraflı bulunsa da bu, Lula çoğu hücre hapsinde olmak üzere 590 gün haksız yere hapis yattıktan sonra gerçekleşti.

Lula'nın mücadelesi, adaletin yanlış tecelli etmesinin üstesinden gelmeye dair gerçekten dikkate değer bir öykü ve ironik olan, bugün onu mafyaya karşı savunan demokratik kurumların, başlangıçta ona karşı mafya nefretini körükleyen kurumlarla aynı olması. Şimdi bunu "faşist darbe girişimi" diye tanımlayan Globo medya tekeli bir zamanlar Lula'yı şeytanlaştırarak onu sürekli hapishane üniformasıyla resmetmişti.

Yargıçlar (onları izledim), gerçekleri çarpıtan ve temyiz argümanlarıyla ilgilenmeyi reddeden kararlar verirken, polis ve savcılar zulme varan son derece adaletsiz taktikler (geçen yıl BM mahkemesi tarafından şiddetle kınandı) uyguladı.
 


Bugün bu kurumlar, ortaya çıkardıkları durumdan utanmışçasına bir zamanlar haksızca tutuklayarak, yargılanmasından çok önce suçlu ilan ederek ve yasadışı şekilde kaydedilmiş telefon konuşmalarından alıntılar yayımlayarak aşağıladıkları adamı vaktinden sonra savunuyor.

Şimdi başkan olduğu için onun arkasına geçtiler (O aynı zamanda kendi toplumlarının da bir kalesi) ve zenginlerin tüm diş sıkmalarına rağmen başkanlığı artık güvende görünüyor.

Uluslararası konumu ve varlığı da öyle. Obama eskiden dünyanın en popüler politikacısı olduğu esprisini yapardı. Biden ve Blinken, ABD'nin ağırlığını Lula'nın arkasına koymakta acele etti; Macron ve diğer Avrupalı liderler de böyle yaptı (Birleşik Krallık hariç; James Cleverly şu ana kadar aptallık edip demokrasiyi savunmak için hiçbir şey söylemese de Sunak protestocuların saldırısından sonra konuştu ve başkanlığı geri kazanmasından 39 gün sonra Lula'yla gecikmiş bir telefon görüşmesi de yaptı).

Lula'nın 2022 seçimlerinden kısa bir süre öncesine kadar sol kesimden bile çok az uluslararası desteği vardı. "Y kelimesinden", yani yolsuzluktan korkuyorlardı ve yoksullara yardım ettiği için ona bayılıyormuş gibi davranan entelektüeller bile onun çalışmalarından bahsetmeyi bırakıp en çok ihtiyaç duyduğu zamanlarda bile; haksız yere atıldığı hapisteki uzun süre boyunca ve öncesinde herhangi bir destek sunmadılar.

Uluslarararası Sendikalar Konfederasyonu'nun Avustralyalı cesur başkanı Sharan Burrow ve Jeremy Corbyn gibi birkaç istisna vardı.

Brezilya'nın boş devlet dairelerine saldıran güruh; Lula'nın hükümeti için uluslararası alkış toplayarak, olağanüstü mücadelesi için tanıtım yaparak ve Brezilya'daki üst ve orta sınıfları korkutup şimdilik ve muhtemelen önümüzdeki 4 yıl boyunca bu hükümeti kabullenmelerini sağlayarak aslında Lula'ya bir iyilik yaptı.

Lula önceki başkanlığı sırasında yaptklarını yapacak: Amazon'u ormancılık endüstrisinden kurtaracak, yoksullara ve hastalara yardım edecek ve yerliler için bazı anayasal korumalar sağlayacak.

Ayrıca Lula, ülkenin İspanyol Engizisyonu'ndan kalan ve her şeye rağmen Brezilya'da demokrasiyi kurtarmak ve dünyada demokrasi lehine bir darbe vurmak için çıktığı hapishaneye koyan adalet sistemiyle ilgili de bir şeyler yapabilir.

Geoffrey Robertson KC, Lula'nın avukatıydı. Son kitabı Lawfare, bu hafta William Collins Yayınları tarafından yayımlandı



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU