Almanya'nın yeni çehresi

Esedullah Oğuz Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Geçenlerde 8 yaşındaki kızımı yıllık kontrol için dişçiye götürdüm.

Modern bir diş kliniği. Resepsiyondaki kadın Sırp, hemşire Romanyalı ve diş doktoru olan kadın da Faslı. Hasta olarak biz de kökleri Orta Asya'ya uzanan Türküz. 

Almanya'nın en önemli kentlerinden biri olan Münih'in merkezinde modern bir diş kliniğindeyiz ama ortalıkta Alman yok, her tarafı -deyim yerindeyse yabancılar işgal etmiş durumda.
 

3.jpg
"21. Yüzyıl Almanları" adlı resim sergisinden

 

Bu arada Almanya'da yabancı (auslaender) kelimesi olumsuz, dışlayıcı bir ifade olarak görüldüğünden, Alman asıllı olmayanlara göçmen kökenli insanlar (menschen mit migrationshintergrund) deniyor. 

Eve dönerken bindiğimiz metrobüsün sürücüsü Afrikalı siyahi bir genç. Ön koltukta oturan sarışın yolcular da Rusça konuşuyor.

Kısacası, Münih'te safkan bir Alman veya Bavyeralıya rastlamak için epey bir dolanmanız gerekiyor. 
 

4.jpg
"21. Yüzyıl Almanları" adlı resim sergisinden

 

 

Bu, aslında Almanya'nın hemen her kentinde rastlanan bir manzara.

Çoktan bir göçmen ülkesine dönüşen Almanya'da yabancıların oranı yüzde 27'ye ulaşıyor.

Bu, 83 milyon nüfuslu ülkede sokakta gördüğünüz her dört kişiden birinin yabancı kökenli olduğu anlamına geliyor. 
 

5.jpg
Alman televizyonunda siyahi bir spiker

 

Televizyon ekranlarında, devlet kurumlarında, futbolda öne çıkan Türk asıllı insanları görmeye alışmıştık ama bu kez çekik gözlü, siyahi veya Hint kökenli insanlar değişik alanlarda öne çıkmaya başladı.

Mesela Alman devlet kanalı ZDF'in sunucularından biri, siyahi bir kadın. Çekik gözlü Asyalı bir kadın muhabir de geçenlerde akıcı bir Almanca ile Almanya cumhurbaşkanına sorular soruyordu. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Almanya başta sağlık ve bilişim olmak üzere hemen her alanda yetişmiş eleman eksikliği çekiyor.

Alman ekonomisindeki büyümeye paralel olarak kalifiye eleman açığı da büyüyor.

Bu durumun farkında olan Alman hükümeti alelacele bir şekilde vatandaşlık yasasını değiştirdi, çifte vatandaşlığa izin verdi ve kalifiye elemanların ülkeye girişini kolaylaştırmak için bürokratik engelleri kaldırdı. 

Bu şekilde giderse, önümüzdeki 10 yılda Berlin, Münih, Hamburg gibi büyük kentlerde Türk, Arap veya Afgan asıllı belediye başkanları görebiliriz.

Hatta daha da ileri gidersek, İngiltere'deki durum, Almanya'da da tekrarlanabilir. Türkçe veya Arapça ismi olan biri, Şansölye Scholz'un koltuğuna oturabilir. 
 

1.jpg
"21. Yüzyıl Almanları" adlı resim sergisinden

 

Geçenlerde bir Alman arkadaş grubuyla otururken onlara bu durumu soruyorum:

Yabancıların giderek artmasından her alanda zirveye yerleşmesinden tedirgin olmuyor musunuz?


Daha direkt bir soruyla; "Günün birinde Almanya'nın elinizden kayıp gidecek olmasından korkmuyor musunuz?" diye de soruyorum.

Biri kadın, ikisi erkek masadaki üç Alman, çok tuhaf bir şey sormuşum gibi yüzüme bakıyorlar ve şöyle diyorlar:

Hayır, neden korkalım ki, yabancılar sayesinde ekonomimiz daha da kalkınacak ve bundan en başta biz Almanlar fayda sağlayacağız.

 
Sonra içlerinden biri gülerek, "Bir yabancı olarak senin böyle bir soru sorman ilginç. Alman olsaydın, kesin AfD üyesi olurdun"  diyor. Gülüşüyoruz.

Parlamentoda grubu olan Alternative für Deutschland veya kısaca Afd, Almanya'nın en güçlü ırkçı partisi. 

Söz ırkçılıktan açılmışken, Almanya'da yabancıların hızla artmasını ve buna ırkçıların tepkisini hicveden değişik anekdotlar anlatılıyor.

Bunlardan biri şöyle:

Bir otobüs durağında araca binen ırkçı bir Alman "Auslaender raus" (Yabancılar dışarı) diye bağırıyor.

Bir iki kişi dışında herkes otobüsten iniyor. Bir de bakıyorlar ki, otobüs şoförü de araçtan inmiş. Zira o da yabancı. 


İlginçtir, Türkiye'de insanlar göçmenlerin ve yabancıların artmasından ne kadar rahatsızsa, Almanya'da Almanlar o derece rahat.

Tam aksine hükümet, meslek sahibi yabancıları ülkeye çekmek için yasal düzenlemeler yapıyor, mevcut kuralları gevşetiyor. 
 

2.jpg
"21. Yüzyıl Almanları" adlı resim sergisinden

 

Uzun vadede bundan kim yararlı çıkacak bilinmez ama şu anki durum, biz yabancıların işine yarıyor.

Biz de bize kucak açan, bizimle ekmeğini, demokrasisini ve özgürlüklerini paylaşan bir halkın ve devletin başarısı için canla başla çalışıyoruz.

Amacımız hem içinden çıkıp geldiğimiz hem de şu an içinde yaşadığımız ulusun gururu olmak. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU