Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleriyle başlayan tartışma: Gazeteciler, siyasileri alkışlar mı?

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş'la gazetecilerin siyasileri alkışlamasının doğru olup olmadığını ele aldık

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın pazartesi günkü kabine toplantısının ardından "58 milyar metreküplük doğalgaz müjdesi" vermesinin yankıları sürüyor. 

Bu açıklamayı mutlulukla karşılayanlar kadar, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlığının azalmadığı ve keşiflerin faturalara yansımadığı gerekçesiyle "tarihi doğalgaz" açıklamalarına şüpheyle yaklaşanlar bulunuyor.

"Basın mensupları da hiç alkışlamıyor, yanlış iş mi yaptık?"

Bu tartışmanın gölgesinde süregelen bir de alkış polemiği var.

"Karadeniz'deki gaz rezervimiz Çaycuma-1'deki yeni keşfimizle birlikte 170 milyar metreküp artarak toplam 710 milyar metreküpe ulaştı. Karadeniz'de keşfettiğimiz doğalgazın bugünkü rakamla uluslararası piyasalardaki karşılığı 1 trilyon doları bulmaktadır" diyerek AK Parti'li isimler tarafından alkış yağmuruna tutulan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın salondaki gazetecilere sarf ettiği sözler gündemde:

"Basın mensupları da hiç alkışlamıyor, yanlış iş mi yaptık?"

Ülkeye ilişkin olumlu bir haberi alkışlamakta beis görmeyen gazeteciler var olsa da çoğunluk, basın etiği gereği siyasileri alkışlamayı doğru bulmuyor.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, bu konuyu Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

Basın meslek örgütü yöneticilerine göre gazeteciler, objektif bir şekilde haberlerini yapıp kamuoyuyla paylaşmakla yükümlü ancak iktidar-muhalefet fark etmeksizin hiçbir siyasiyi alkışlamamalı ve taraf olmamalılar.

"Alkışlamak gazetecinin işi değildir"

Bir gazetecinin karşısındaki ister cumhurbaşkanı ister başka bir isim olsun tarafsızlığını korumak zorunda olduğuna vurgu yapan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, aslolanın gelişmeleri iyi bir şekilde haberleştirmek olduğunu söyledi.

Gazetecilerin siyasilerle aralarında mesafe olması gerektiğini belirten Olcayto, aksi bir davranışın "siyasi tavır" anlamına geleceği uyarısını yaptı.

"Bazı arkadaşların muhalefete yönelik tezahüratları da hoşumuza gitmiyor"

Turgay Olcayto, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

Alkışlamak gazetecinin işi değildir. Genel olarak, kim olursa olsun alkışlanmamasından yanayım. Biz gazeteci olarak haberi yaparız, kamuoyuyla paylaşırız, sonrası bizi ilgilendirmez. Muhalefet için de bu böyle. Bazı arkadaşların muhalefete yönelik tezahüratları da hoşumuza gitmiyor ve yapılmaması gerektiğini düşünüyoruz."

 

Turgay Olcayto Türkiye Gazeteciler Cemiyeti.jpg
Turgay Olcayto / Fotoğraf: Türkiye Gazeteciler Cemiyeti

 

"Türkiye'de gazeteciliğin erozyona uğradığı bir dönem yaşıyoruz"

Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı gerekçesiyle Türkiye’de gazeteciliğin erozyona uğradığı bir dönemden geçildiğini savunan Olcayto, "OHAL'den beri temel hak ve özgürlükler askıda. Yazarlar, çizerler, gazeteciler basit nedenlerle gözaltına alınıyor, hapse atılıyor. Hem toplumun hem de özellikle gazetecilerin üzerinde tehdit oluşturuluyor. Korku iklimi yaratılıyor" ifadelerini kullandı.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"Siyasileri onore etmek, alkışlamak gazetecinin görevi değil"

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş da gazetecilerin siyasileri alkışlamaması gerektiğini savundu. 

Gazetecilerin etkinlikte yer almalarının esas amaçlarının haber yaparak kamuoyuna duyurmak olduğunu ifade eden Durmuş, "Gazeteciler, dinleyici, izleyici ve siyasi parti üyesi değil" dedi.

Bir gazeteci, görevi başındayken cumhurbaşkanı ya da başka birinin verdiği bilgi hoşuna gitse, onu mutlu etse dahî alkışlamaması gerektiğini savunan Gökhan Durmuş, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

"Biz gazetecilerin görevi siyasilerin verdikleri demeçleri onaylayıp onaylamamak değil, verilen bilgiyi kamuoyuna sunmak. Büyük bir müjde olarak sunmak başka bir şey, bilgi olarak sunmak başka."

Siyasileri onore etmenin, alkışlamanın gazetecinin görevi olmadığını vurgulayan Durmuş, bu davranışta bulunulduğunda basın mensubunun taraf haline geldiğine dikkati çekti ve basının müjdeli haberi duymak için değil, onu kamuoyunun bilgisine sunmak için orada olduğunu ifade etti.

 

Gökhan Durmuş Türkiye Gazeteciler Sendikası.png
Gökhan Durmuş / Fotoğraf: Türkiye Gazeteciler Sendikası

 

"Ülkedeki kutuplaşma hali gazetecilere de yansıdı"

Türkiye'de basının çok yıpratıldığı ve ülke genelindeki kutuplaşma halinin gazetecilere yansıdığı eleştirisinde bulunan TGS Genel Başkanı Durmuş, siyasetin medyaya direkt müdahalesi nedeniyle gazetecilerin içinde kutuplaşma yaratıldığını, milletteki kutuplaşmanın bir yansımasının görüldüğünü iddia etti.

"Sorun, siyasetin medyaya müdahalesi" diyen Gökhan Durmuş, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

"Gazetecilerin elbette bir siyasi görüşü olacaktır. Ancak işlerini yaparken bu görüş üzerinden değil, basın meslek ilkeleri ve etik ilkeler ışığında hareket etmeleri gerekiyor."

"Ne yapılırsa yapılsın önyargıyla yaklaşmak da doğru değil"

Bir parti lideri ya da farklı bir siyasetçi alkışlandığı andan itibaren objektif olma yetisinin kaybedildiğine dikkati çeken Durmuş, "Ne yaparsa yapılsın önyargıyla yaklaşmak da doğru değil" ifadeleriyle iktidarın her adımını eleştiren gazetecilerin de doğru bir tutum sergilemediğini savundu.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU