35. Uluslararası Latin Amerika ve Karayip Müslümanları Kongresi Brezilya'da başladı

Kongre, Nefret Olgusuyla Yüzleşen Latin Amerika Müslümanları’ başlığıyla düzenleniyor

Fotoğraf: Şarku’l Avsat

Brezilya’nın Sao Paulo kentinde düzenlenen 35. Uluslararası Latin Amerika ve Karayip Müslümanları Kongresi, Cuma akşamı Brezilya ve Suudi Arabistan milli marşları eşliğinde başladı.

‘Nefret Olgusuyla Yüzleşen Latin Amerika Müslümanları’ başlığıyla düzenlenen kongreye, 30 ülkeden bakanlar, büyükelçiler ve resmi delegasyonlar ile dünya çapında 100 ülkeden araştırmacı ve uzmanlar katıldı.

Kongre, Suudi Arabistan İslami İşler Bakanı Dr. Abdullatif bin Abdulaziz Al eş-Şeyh’in mesajı ile başladı.

İslami İşler Bakanlığı Müsteşarı Şeyh Avad bin Sabti el-Anzi tarafından okunan mesajda, dünyayı kasıp kavuran hızlı değişimlerin, nefret ve şiddeti çağrıştıran radikal söylemlerin artmasına neden olduğu ifade edildi.

İslami mesajın taşıyıcıları, İslami makamlar, organlar, merkezler ve diğer eğitim kurumlarının, saf İslam dininin radikalizmden uzak olduğunu tanıtmadaki büyük sorumluluğunu vurgulayan bakan, mesajında sorunun boyutuyla orantılı ve uyumlu uluslararası çabalara dayanan ciddi bir yaklaşım gerektiğini ifade etti.

Brezilyalı siyasetçi Luis Marinho, Müslüman toplumun toplumdaki en entegre topluluklardan biri olduğuna işaret ederek, bu tür konferansların önemini, gerekliliğini ve nefretten vazgeçmek ve hoşgörü oluşturmak için işbirliğinin önemini vurguladı.

Marinho, bu kongreye sponsor olduğu için Suudi Arabistan’a da teşekkür etti.

Latin Amerika ve Karayipler İslami Çağrı Merkezi Başkanı Dr. Ahmed bin Ali es-Sayfi, nefret olgusunu yaymanın tehlikeleri ve bunun Latin Amerika’daki ve genel olarak dünyadaki Müslümanlar üzerindeki olumsuz etkileri konusunda uyarıda bulundu.

Sayfi, bununla yüzleşmenin tek yolunun sorunun kökeniyle yüzleşmekten, yanlış anlamaları düzeltmek için araçlar geliştirmekten, bilgi ve eylemle dalalet ve yanlış anlamaları ortaya çıkarmak için her türlü çabadan geçtiğini vurguladı.

Suudi Arabistan’ın bu konudaki deneyimlerini ve bu olguyla yüzleşerek istikrar, güvenlik ve emniyeti sağlama konusundaki büyük çabalarını hatırlatan Sayfi, Allah’a davette İslam İşleri Bakanlığı’nın uzmanlık ve tecrübesinden yararlanma çağrısında bulundu.

Sayfi, Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın İslam'a hizmet etmede, onun büyük ilkelerini yaymada, radikalizm ve nefretle yüzleşmede gösterdiği çabaları takdir etti.

Yüksek Alimler Konseyi üyesi, Mescid-i Haram imam ve vaizi Şeyh Dr. Salih bin Abdullah bin Humaid ise, “Nefret söyleminin hedef grupları genellikle zayıflar veya azınlıklardır. Herkes için güvence altına alınan düşünce özgürlüğü ile, en önemlisi başkalarının haklarına saygı ve kamu güvenliğinin korunması olan birçok denetime tabi tutulması gereken ifade özgürlüğü arasında ayrım yapmak önemlidir. Nefret söylemi tüm insanlar arasındaki hoşgörü ve bir arada yaşama değerleri ile tamamen çelişiyor” diye konuştu.

Uluslararası İslami Yardım Kuruluşu (IICO) Başkanı Dr. Abdullah Matuk, son yıllarda nefret söyleminde dikkat çekici artış ve bunun sonucunda dünyanın birçok bölgesini kasıp kavuran utanç verici soykırım konusunda uyarıda bulundu.

Matuk, “Bu tehlikeli fenomen, dünyanın çabaları birleştirmesini ve farklı dinler arasında diyaloğu teşvik etmek için çalışmasını gerektiriyor. Radikalizm ve cehalet, nefret söyleminin ortaya çıkmasına neden olan en önemli faktörler arasındadır. Bu nedenle İslam’ın ılımlılığını, hoşgörüsünü, adaletini ve merhametini göstermede, güzel ahlaka davetinde, sevgi ve şefkat değerlerini yerleştirmede Müslüman alimlere, düşünürlere ve vaizlere büyük sorumluluk düşmektedir” dedi.

Brezilya’daki Katolik cemaatinin Başpiskoposu Jose Bizon, inananlar arasında barış içinde bir arada yaşamayı teşvik etmede konferansın önemini vurguladı.

Başpiskopos, bir hoşgörü kültürünü teşvik edecek ve nefretle mücadele edecek olan bu kongre ve konferansları desteklemede Suudi Arabistan’ın rolünü takdir etti.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli Dünya Müslüman Topluluklar Konseyi Genel Sekreteri Dr. Muhammed Bişari, nefret söyleminin çeşitliliğe, çoğulculuğa, hoşgörüye, bir arada yaşamanın ve ulusal uyumun dayandığı değerlere yönelik bir saldırı olduğuna vurgu yaptı.

Bişari, “Dini radikalizm ve mezhepsel hoşgörüsüzlük nefrete yol açar ve bunlarla yüzleşme sorumluluğu, tüm devlet ve sivil toplum kuruluşları için toplumsal ve kültürel bir sorumluluk haline gelmiştir. Yüzleşme seçeneği, dünyayı bugün onu etkileyen kriz ve çatışmalardan kurtarabilecek tek seçenektir” ifadelerini de kullandı.

Latin Amerika ve Karayipler’deki İslami Davet Merkezi tarafından Suudi Arabistan İslami İşler Bakanlığı ile işbirliği içinde organize edilen kongre üç gün sürecek.

Kongrede, katılımcı delegasyonlar nefret olgusunu ele alarak, nefretin toplumlar ve ülkeler üzerindeki yıkıcı etkilerini önlemenin yollarını tartışacak.

Nihai bildiride, dünyanın tüm halkları arasında ayrım veya ayrımcılık olmaksızın yakınlık, hoşgörü ve bir arada yaşama çağrısı yapılacak.

 

Şarku’l Avsat

 

DAHA FAZLA HABER OKU