Araplar, İsrail'in tahliye emrine karşı direniş başlattı: "Bizim başka yerimiz yok"

Yahudi yerleşimcilerin tarihi görünümlü sahte mezar taşları yerleştirmesi de protesto edildi

Yafa'da yaşayan Araplar, tahliye kararına karşı eylülde hukuki ve fiili mücadele başlatma kararı almıştı (Twitter/@WAFANewsEnglish)

İsrail vatandaşı Arap nüfusun en yoğun olduğu kentlerden Yafa'da devletin, 1950'den kalma Gaiplerin Mülkleri Kanunu çerçevesinde 1400 Filistinliye tahliye kararı göndermesine karşı oturma eylemleri devam ediyor.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin haber ajansı WAFA, Arap parti ve örgütlerinin temsilcilerinin karara karşı 18 Kasım'dan itibaren yeniden oturma eylemi başlattığını duyurdu. Habere göre, göstericiler "Yöre sakinlerini yerinden edip kenti Yahudileştirmek saatli bombadır" yazılı pankart açtı. Tahliye kararına karşı eylülde de eylemler düzenlenmişti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Söz konusu yasa, terk edilmiş mülklerin devlet tarafından kamulaştırılıp yeniden sahiplendirilmesini düzenliyor ama Filistinliler, yeri bilinmeyen anlamına gelen "gaip" tanımının, ülke içinde veya dışındaki yerlere göçe zorlanan bütün Filistinliler için kullanılmasını eleştiriyor.

Tarihi kentteki Arap nüfusun büyük bölümü İsrail'in kurulduğu 1948'de kenti terk etmesine rağmen, Yafa'nın yaklaşık 46 bin kişilik nüfusunun üçte birinden fazlasını Araplar oluşturuyor. Yaklaşık 400 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalan Yafa, bugün İsrail'in en kalabalık kenti Tel Aviv'le birleşmiş durumda.

Diğer yandan, Kudüs'ün en eski semtlerinden Vadi Rababa'da Filistinliler, Yahudi yerleşimcilerin tarihi görünümlü sahte mezar taşları yerleştirmesini protesto etti. Gazali Camisi'nde toplanan yöre halkına seslenen konuşmacılar, 1978'den beri Doğu Kudüs bölgesinde 935'i Vadi Rababa'da olmak üzere 12 bin 800 sahte Yahudi mezarı yerleştirildiğini söyledi.

Doğu Kudüs'te 30 Filistinli ailenin yaşadığı evler için de tahliye kararı gönderildi. Kudüs Sulh Mahkemesi'nin evlerin kamuya devredilmesi emriyle sonuçlanan davayla ilgili gizlilik kararı alındı.

Haaretz gazetesinin sorularını cevaplayan 68 yaşındaki Filistinli Naif Kunbar, büyükbabasının satın aldığı arazi üzerinde 60 yıldır yaşadıklarını, bölgedeki tarlaların sahibi olan Filistinlilerin çoğunun 1948'de Ürdün'e kaçmak zorunda kaldığını belirterek, yakındaki Yahudi yerleşimi Kidmat Siyon'u gösterdi ve şöyle dedi:

Biz onlardan önce buradaydık. Başka yerimiz yok bizim. Yıllardır buradayız ama hep gözardı ediliyoruz. Belediye vergisini veriyoruz ama evlerimizin yolunu kendimiz yaptık.

12 çocuk babası Kunbar, 2000'de ve 2010'da Yahudi yerleşimcilerin büyük para teklifine rağmen arazileri satmadığını söyledi.

Kidmat Siyon, bugün Kudüs Belediyesi sınırı dışında kalan arazilerin bir kısmının Amerikalı milyoner Irving Moskowitz'in satın almasıyla 2000'lerde kurulmuştu.

Sivil toplum kuruluşu İr Amim, Filistinlilerin çıkarılmak istendiği arazilerle ilgili 1982'de yapılan araştırmada, bölgenin Yahudilere ait olduğuna ilişkin hiçbir kayıt bulunmadığını hatırlattı. Kuruluşun araştırmacısı Aviv Tatarski, bölgeyle ilgili Osmanlı ve Birleşik Krallık kayıtlarında bilgi bulunamazken, 1965'ten kalan en eski kaydın mülk sahiplerinin Arap olduğunu gösterdiğini belirtti:

İsrail genelde Şeyh Cerrah veya Silvan gibi semtlerde Filistinlilere karşı tahliye kararlarının sadece yerleşimci örgütleriyle Filistinli aileler arasındaki emlak anlaşmazlıklarına dayandığını öne sürüyor. Bu dava açıkça gösteriyor ki bu aslında gözardı edilemeyecek kaynak aktarılan bir devlet girişimidir.

 

Independent Türkçe, Middle East Monitor, Haaretz

DAHA FAZLA HABER OKU