Ermenistan-Azerbaycan ihtilafında İran'ın rolü!

İran kendileriyle dini, kültürel ve ailesel olarak akraba olduğu varsayılan Azerilere karşı Ermenistan'ı desteklediği Dağlık Karabağ bölgesi üzerinde dönen Azerbaycan-Ermenistan çatışmasına da dahil oldu

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'yle birlikte / Fotoğraf: AFP

Kadının öfkesi ne kadar harikadır. İran rejimi son 8 hafta içinde 300'den fazla protestocuyu öldürdü, yaklaşık 15 bin kişiyi hapse attı ve yüzlercesini idam etmekle tehdit etti.

Buna rağmen İranlı kadınlar susturulamadı. Üniversiteli kız öğrencilerinin sloganı şu:

Ben özgür bir kadınım.


Kendi yaşlarındaki genç erkekler tarafından desteklenen genç kızlar, İranlı muhafazakarları ülke yargısına protestoculara "hoşgörü göstermeme" çağrısı yapmaya itti.

Ülke genelinde binlerce kişi protestolarına devam ediyor ve cesurca şunları tekrarlıyorlar:

Saçımızı gösteriyoruz, dans ediyoruz ve şarkı söylüyoruz. İran'da tüm bu bunlar sadece kadın olduğumuz için bize yasak. Bu ayrımcı yasaları her gün çiğniyoruz. Hayatlarımızı riske atıyoruz ama özgürlüğün bedelsiz olmadığını biliyoruz. Bunun için mücadele etmeliyiz.


Bölgede yaşanan önemli olayların ağırlıklı olarak İran rejimi ile ilgili olduğu aşikâr.

Bundan şüphe etmek, rejimin mükemmel derecede yıkıcı ve kasıtlı olan gerçek rolü konusunda bilgisizlik veya yanlış yönlendirmeden başka bir şey değil.

Mollaların zehirli kollarıyla kontrol altına aldıkları her ülkede meydana gelen siyasi, ekonomik, sosyal kargaşa ve çöküşün ne boyutta olduğu artık hiçbir objektif insan için sır değil.

Araplarla 70 yıldan fazla süren çatışmalarda İsrail devletinin başaramadığını başardılar ve Lübnan ile Irak bunun sadece iki canlı örneği.

Bazıları bu iki devletin çöküşünü İran ile ilgisi olmayan nedenlerle izah ediyorlar ama bu bazıları kesinlikle yanılıyorlar.

Neden mi?

Diğer bölgelerde İran'ın odak noktası olduğu ve bazılarının pek çoğunun bilmediği hadiseleri bir gözden geçirelim.

Örneğin salı akşamı ABD, Suriye'nin Irak sınırında Lübnan'a giden bir İran akaryakıt sevkiyatını vurdu. Çoğu sivil tır şoförü 30'dan fazla kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

14 Ağustos'ta İsrail, 2 saat süren 8 sorti düzenledi ve bunun sonucunda Şam Uluslararası Havalimanı hizmet dışı kaldı. Şam'ın eteklerinde İran Devrim Muhafızları’na ait bir kamp hedef alındı.

Tartus Limanı yakınlarındaki Abu Afsa köyünde bulunan bir füze fabrikası ile Rus güçlerinin bulunduğu Humeymim Üssü’nün yakınındaki bir başka Devrim Muhafızları kampı vuruldu.

O dönemde İsrail ordusu sözcüsü, hava saldırılarının binden fazla füze içeren büyük bir füze fabrikasını tahrip ettiğini açıkladı.

Sözlerini bombalama sürecinin video kaydı ve bu bombalamadan önce ve sonra fabrikanın yerini gösteren uydu görüntüleri ile kanıtladı.

İsrail saldırıları, 26 Ekim'de İsrail ordu sözcüsünün İran'ın Suriye'deki askeri kapasitesinin yüzde 90'ının tamamen yok edildiği açıklamasına kadar devam etti.

İsrail'in saldırganlığı konusunda İran tarafından hiçbir yorum yapılmadı. Bir zamanlar Genel Sekreteri İsrail'in Suriye'ye saldırması halinde eli kolu bağlı durmayacağı tehdidi savuran Hizbullah tam bir sessizliğe gömüldü.

Böylece, geçmişte bazı Mollaların iddia edip övündükleri gibi askeri güce İran’ın değil, İsrail’in sahip olduğu ortaya çıktı. Rusya'nın Ukrayna savaşı nedeniyle Suriye'den çekilmesi de buna katkıda bulundu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Öte yandan İran kendileriyle dini, kültürel ve ailesel olarak akraba olduğu varsayılan Azerilere karşı Ermenistan'ı desteklediği Dağlık Karabağ bölgesi üzerinde dönen Azerbaycan-Ermenistan çatışmasına da dahil oldu.

Analistler, İran'ın bu pozisyonuna, özellikle de İran'ın Azerbaycan ile 700 kilometre uzunluğunda olan sınırı ve iki ülke arasında bir çatışma yaşanması durumunda kontrolü zor olduğu için mantıklı bir açıklama bulamıyorlar.

İran'ın bu pozisyonu, İsrail'in Azerbaycan'daki güçlü varlığını pekiştirmesine yol açtı. Azeri ordusu İsrail tarafından silahlandırıldı ve eğitildi.

Bu da Ermenistan ve müttefikleri için aşağılayıcı bir yenilgiye yol açtı ve Azerbaycan Dağlık Karabağ bölgesinin büyük bir bölümünü geri aldı.

İran daha sonra sınır bölgesinde geniş çaplı askeri manevralar gerçekleştirdi ve "Kudüs Gücü"nden 25 bin savaşçıyı (yani Devrim Muhafızları kuvvetlerinin üçte birini) sınır boyunca konuşlandırmak için buraya sevk etti.

Bu adım, iki ülke arasındaki gerginliğin tırmanmasına ve aynı zamanda Azerbaycan’ın İsrail ile daha fazla yakınlaşmasına yol açtı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Haydar Aliyev, 3 Ekim'de İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz'ı kabulü sırasında, Azerbaycan'ın İsrail gibi dost ülkelerle iş birliği yaparak İran'ın kibrine son vereceğini ve gücünün kırılganlığını ortaya çıkaracağını vurguladı.


Molla rejimine karşı genç kız Mahsa Amini'nin polisler tarafından öldürülmesinin fitilini ateşlediği ve yanmaya devam eden kitlesel bir halk hareketinin yaşandığı bir dönemde, kendi iç krizinden kaçış gibi görünen bir adımla, İran Devrim Muhafızları 28 Ekim'de İHA’lar ile Irak Kürdistan bölgesine aniden bir dizi hava saldırısı düzenleyerek savunmasız insanların yaşadığı bölgelerde yıkıma neden oldu.

1 Kasım'da, üst düzey bir Kürt delegasyonu ile İsrail Savunma Bakanlığı’ndan yetkililer ve Mossad arasında Londra'nın bir banliyösünde görüşme gerçekleştiği bilgisi basına sızdırıldı.

Bilgiye göre görüşmede, İran insansız hava araçlarının saldırılarını püskürtmek için İsrail’in Irak Kürdistan bölgesini gelişmiş bir füze ağıyla donatması kararlaştırıldı.

Ağ kısa sürede kurulacak ve Kürtlerin eğitimi tamamlanana kadar ağı İsrailliler işletecek. İran İHA’larına karşı kurulacak füze savunma ağının, Kürdistan ile İsrail arasında şimdiye kadar sınırlı ve çekingen olan siyasi, ticari, endüstriyel ve kültürel ilişkiler ağlarıyla sonuçlanması muhtemel.


İran ile yaklaşık 540 kilometre uzunluğunda bir sınıra sahip olan Afganistan'da bile Devrim Muhafızları birlikleri, uyuşturucu kaçakçılığını önlemek ve Afgan göçmenleri durdurmak iddiasıyla Taliban'a boyun eğen Afgan ordusuna karşı bir dizi operasyon gerçekleştirdi.

Afganlar, İran'ın tacizine şiddetle karşılık verdiler ve bunun sonucunda İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ortamı yumuşatmak için Kabil'i ziyaret etti.

Ziyarete rağmen, iki ülke arasında gerilim devam ediyor ve her an patlak vermesine yol açabilecek nedenler çok, bunların başında ise mezhep ve kabile çatışmaları geliyor.

Bu da Afganlar arasında İran'ın emellerine karşı şüphe ve güvensizlik tohumu ekiyor. Kaynaklar, Taliban ile İsrail arasında yakınlaşma için mevcut bir arabuluculuk girişimi bulunduğunu ve Taliban'ın uluslararası alanda tanınmasının bu yakınlaşmanın sonucu olacağını söylüyorlar.


Salı akşamı, "Sky News" tarafından yayınlanan bir haber dosyası, İran'ın kendisini bütünüyle Rus tekerleklerinin altına attığını ortaya koydu.

Haberde, bir güvenlik kaynağından Rusya'nın son zamanlarda Ukrayna hedeflerine karşı kullanılan düzinelerce kamikaze uçağı karşılığında, 140 milyon avro nakit para ile Ukrayna'da ele geçirdiği çok sayıda İngiliz ve Amerikan silah ve mühimmatını İran'a aktardığı nakledildi. Kaynak, bir Rus askeri uçağının nakit para ve üç mühimmat örneğini gizlice İran’a taşıdığına dikkat çekti.

Aynı kaynak, Devrim Muhafızları'nın bu sayede artık Batı teknolojilerini inceleyebileceğini ve belki de kopyalayabileceğini, tersine mühendislik uygulamasının ve gelecekteki savaşlarda bu silahları kullanmasının mümkün olduğunu vurguladı.

Rusya'nın İran'dan gizli anlaşma karşılığında 160 insansız hava aracı aldığına ve bunların 100’nün tespit ettiği hedefe çarparak patlayan "Şahid" tipi kamikaze drone olduğuna dikkat çekti.

Ayrıca 200 milyon avro değerinde başka bir drone anlaşması üzerinde bir İran-Rus uzlaşısının varlığına da işaret etti.

Bir İngiliz gazeteci şöyle diyor:

Zaporijya nükleer tesisinde yakın zamanda Rusya’ya teslim edilen en az bir drone gördüğümü ve fotoğrafladığımı tekit edebilirim. İran ve Rusya arasındaki suç ortaklığı çok açık. Onu görmek istemeyenler ya sorumsuzdur ya da bu eylemin suç ortağıdır.


Askeri istihbarat yetkilileri, düşürülen İran İHA'larının bazı bölümlerinin Rusya'nın 24 Şubat'ta Ukrayna'yı işgalinden sonra üretildiğini, dolayısıyla İran’ın işgalden sonra Rusya'ya insansız hava araçları tedarik etmeye başladığını belirtiyor.

İran büyük oynuyor, ama İran halkı dünyaya, katı yaşlı din adamlarına ve aynı zamanda Devrim Muhafızlarına sesini ve isyanını duyurmakla meşgul.

İran liderliği halkını küçümsüyor, onun duygularına kulak vermek istemiyor. Oyunun tüm anahtarlarının kendi elinde olduğuna, sımsıkı kapadığı kapıların esiri olduğu, onu taksit taksit öldürüp istediğini elde edebileceği sürece bu halkın istediğini yapabileceğine inanarak uzun bir süre bu duygu, özlem ve beklentileri çiğnedi.

Gençlerin kanının sıcaklığı İran liderliğini hiç yakmıyordu ve kısa vadede onu rahatlatan da buydu. Şimdi bu liderliği allak bullak eden soru şu:

Bu gençler hangi türden?

Ne kan onları korkutuyor, ne de hapishanelerin karanlığı onları durduruyor.

Protestolarına mutlaka devam edecekler, devam etmeleri yolun sonuna ulaşmaları ve bu sırada önlerine çıkan her şeyi süpürüp götürmeleri demek. İran liderliği de bu her şey arasında.
 


Ne yazık ki İran'daki Mollalar, modern zaman makinesini yanlış bir şekilde yönettiler, bu nedenle dokundukları her şey zamanı geriye götürüyor.

Salı akşamı, İranlı yetkililer, sporcuların hükümet karşıtı protestocularla dayanışarak saçlarını kesmesinin ardından ülkenin sutopu takımını hakkında "gereğini" yapmakla tehdit etti.

Geçen hafta, Tahran'ın Sadabad bölgesinde Besic (paramiliter güçler) ile İran özel polis birimlerinin birbirleriyle çatıştığını (!) gösteren bir video yayıldı.

Çatışma, Besic unsurlarının yanlışlıkla (!)  bir polis kuvvetine göz yaşartıcı gaz bombası atmasından sonra başlıyor. Mezarların sessizliğini yenerek ne büyük bir iş başardın Mahsa Amini ve işte İran İstihbarat ve Güvenlik Bakanı protestocuları "Eylemleriniz karşılıksız kalmayacak" diye tehdit ediyor.

Onlar gelecek oldukları için onların yanında durmalı ve onlar hakkında yazmalıyız.

Şaşırtıcı bir şekilde, İslam Devrimi Mahkemesi, rejimi protesto ettikleri için protestocuları "Allah'a savaş açmakla" suçluyor!

İranlılar, İran'daki Mollalar rejimine yönelik protestolarında sanatı da kullanıyorlar. Bugünlerde İran şehirlerinde herkes köprülere asılan protesto afişlerini seyrediyor.


İran’ı andığınız her yerde ölülerin, yaralıların ve tutsakların görüntüleri gözünüzün önüne geliyor.

Ama katilleri artık özgürce dolaşamayacaklar, çünkü barışçıl göstericiler barış güvercini olması gereken sarıklıların saygınlıklarını zedelediler!

Son olarak, bu hafta içinde, bölgede Arap karşıtı çıkarlara şüpheli bir şekilde hizmet eden ve katkıda bulunan İran'ın rolü açıkça ortaya çıktı.

Bu rol, ona karşı devrimin nasıl başladığını ve kendisini nasıl devirdiğini bildiğimiz Şah Muhammed Rıza Pehlevi rejiminin rolünden farklı değil.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU