PKK neden defaatle kimyasal silah kullanımı çarpıtmasına başvuruyor?

Gökçe Hubar Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Ouest-France

PKK terör örgütüne yakın yayın organları ve sosyal medya hesapları Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) hedef göstererek, herhangi bir somut delil öne sürmeksizin, Irak'ın kuzeyinde kimyasal silah kullanıldığını iddia ettiler.

Metina, Zap ve Avaşin'de son iki ayda 17 PKK mensubunun kimyasal saldırı sonucu öldürüldüğünü duyurdular.

Bu suçlamalar karşısında kimi şahıslar iddia sahiplerinin somut delil sunmasını, kimileri ise TSK'nın bağımsız bir soruşturmaya tâbi tutulmasını talep ettiler. 

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde kimyasal silah bulunmadığını hatırlatarak, şu açıklamayı yaptı:

Terör örgütü çöküş sürecine girdi, büyük kayıplar vermeye başladı. Bir çıkış yolu, yöntemi olarak iftira, karalama yoluna gitmeye çalıştılar. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başarısını karalamaya, insanların zihninde bulanıklık oluşturmaya çalışıyorlar. Özellikle yurt dışında bir algı oluşturmaya yönelik 'çamur at izi kalsın' anlayışından hareketle, ne ahlaki ne hukuki ne insani değerlere uymayacak söylemlerde bulunuyorlar, iftira atıyorlar. Bunların kabul edilmesi asla söz konusu değil. Bizim uluslararası hukuka saygımız, bunun da ötesinde inançlarımız, insani, manevi değerlerimiz var.


Esasen PKK daha önceleri de Türkiye'yi kimyasal gazların yanı sıra, taktik nükleer bomba, termobarik bomba ve fosfor bombası dâhil yasaklı bomba çeşitlerini de kullanmakla suçlamıştı.

Şüphesiz ki PKK'nın amacı Türkiye'nin 1997 Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme'yi ihlal ettiğine dair şüphe uyandırmak suretiyle yurtdışında Türkiye'nin prestijini zedelemektir.

Söz konusu sözleşmeye taraf olan devletler:

  • Kimyasal silah geliştirmemeyi, üretmemeyi, bir başka şekilde elde etmemeyi, stoklamayı ve elde tutmamayı, veya doğrudan doğruya veya dolaylı yoldan bir başkasına kimyasal silah devretmemeyi;
  • Kimyasal silah kullanmamayı;
  • Kimyasal silah kullanımı amacıyla herhangi bir askeri hazırlık içinde yer almamayı;
  • Hiç kimseye, bu Sözleşme çerçevesinde bir Taraf Devlete yasaklanmış bulunan herhangi bir faaliyetle iştigal etmekte yardımcı olmamayı, bu yönde cesaret vermemeyi veya teşvik etmemeyi taahhüt ederler.

"Zehirli kimyasal madde" tabiri sözleşmede "Yaşam süreçleri üzerindeki kimyasal etkisi yoluyla, insanlarda veya hayvanlarda ölüme, geçici sakatlığa veya daimi hasara neden olabilecek herhangi bir kimyasal madde" anlamında kullanılmıştır. 

TSK'nın PKK'ya karşı kimyasal silah kullandığına dair kanıt bulunmadığı halde, PKK sempatizanları özellikle Avrupa'da çeşitli gösteriler yaparak, bu ülkelerdeki kamuoyu ve politikacıları Türkiye'ye karşı harekete geçirmeye çabalamaktadırlar. 

Örneğin, Fransa'nın batısındaki Fougères'de (Ille-et-Vilaine), Edmond-Herbert Meydanı'nda toplanan örgüt sempatizanları 23 Ekim 2022 Pazar günü PKK'nın sarı-kırmızı-yeşil ve Özgürlükçü Komünist Birliği'nin (UCL) kırmızı-siyah renkleriyle, aynı zamanda Abdullah Öcalan posterleriyle gösteri düzenledi.

Bu gösteriye Fransız polisi engel olmadı. Zira PKK her ne kadar Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak tanınmakta ise de, bu tür yürüyüşlere, propaganda yayınlarına ve faaliyetlerine uzun yıllardan beri göz yumuluyor.

Şayet El Kaide veya IŞİD, Avrupa'nın göbeğinde yürüyüş düzenlese, propaganda kitapları ve gazetelerini dolaşıma soksa, eleman devşirse, insanlar ayağa kalkardı ve bürokratik elitler derhal bu duruma son verirlerdi.

Ne yazık ki PKK söz konusu olduğunda, karar alıcılar bambaşka bir tavır takınıyorlar.

Bu durumda Türkiye'de karar alıcıların yapması gereken; iftiraları öne sürenlerle ve onlarla doğrudan yahut dolaylı yollarla destek olanlarla hukuki ve diplomatik yollarla mücadele etmektir.

Şayet PKK'nın silah bırakması ve çöküş sürecine geçmesi amaçlanıyorsa, bu örgütün bel kemiğinin dış destek üzerine kurulu olduğu gerçeği artık dikkate alınmalı ve ona destek verenlere somut ve sert cevap verilmelidir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU