Türkiye’de sansürün kaldırılışının yıldönümü, '24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü' olarak kutlanıyor. Bu yıl da başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere birçok kurum, siyasetçiler, belediye başkanları, şirketler yayınladıkları mesajlarla gazetecilerin ‘Basın Bayramı’nı kutladılar.
Gazetecilerin meslek örgütleri ise, yayınladıkları mesajlarla ‘ortada kutlanacak bir durumun olmadığını’ belirtiler.
Basın çalışanlarının içerisinde bulunduğu duruma dikkat çeken meslek örgütleri arasında en sert tepkiyi, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) verdi.
Sendika, ‘24 Temmuz Basın Bayramı’nı kutlamıyoruz’ başlıklı açıklamasına, ‘Sansürün kaldırılışının 111. yıldönümünde sansüre daha fazla maruz kaldığımız bir dönemden geçiyoruz’ diyerek başladı.
Açıklamada, sansürünün kaldırışından 111 yıl sonra, Türk basının durumu şöyle sıralandı:
"134 gazeteci cezaevinde
Türkiye, Dünya basın özgürlüğü sıralamasında 157. sırada
10 bini aşkın işsiz gazeteci var
Yüzlerce basın kartı iptal edilmiş durumda
Medyanın yüzde 95’i iktidar kontrolünde
İnternet gazetecileri güvencesiz
Yerel gazeteler resmi ilân kıskacında
Medya çalışanlarının çoğu sendikasız, toplu sözleşmesiz"
Basın Bayaramı’nı kutlamanın ‘zul’ olduğunu belirten TGC açıklamasını şöyle bitirdi:
Bayram kutlayabildiğimiz günleri getirene kadar 24 Temmuz bizim için sadece tarihte bir gündür. Gazeteciler haklarına, toplum haberine sahip çıktığında 24 Temmuz bayram olacaktır.
‘Türkiye, en fazla profesyonel gazetecinin hapiste olduğu ülkeler arasında’
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nun (TGC) açıklamasında ise, 24 Temmuz’un 1971 yılından bu yana Basın Bayramı olarak kutlanılmasından vazgeçilmiştir. Gazetecilerin düşünceleri ve haberleri nedeniyle hedef gösterilmediği, işten atılmadığı, gözaltına alınmadığı, tutuklanmadığı bir Türkiye’de 24 Temmuz’u bayram olarak yaşamayı diliyoruz” denildi.
TGC, ‘Gazetecilerin cezaevinde olmadığı bir Türkiye istiyoruz’ başlığıyla yaptığı açıklamasında gazetecilerin karşılaştığı hak ihlallerini sıraladı:
24 Temmuz’da gazetecilik mesleği tarihin en güç döneminden geçerken, gazeteciler işsizlik, sansür, oto sansür, davalar ve gözaltılarla baskı altında tutulmaya devam ediyor. Gazetecilerin görevlerini özgürce yapmalarına müdahale edilerek halkın haber alma hakkı engelleniyor. Bugüne kadar 10 bini bulan işsiz gazeteci sayısına her gün yenileri ekleniyor.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hiçbir gerekçe açıklanmadan Basın Kartı, Sürekli Basın kartı verilmeyen meslektaşlarımızın sayısı her gün artıyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın açıklamasına göre bu sayı 2018 yılı sonunda bin 954’ü bulmuş durumda. Basın İş Kanunu’na göre çalıştırılan gazetecilerin dört katı kadar hukuksuz çalıştırılan gazeteci bulunuyor. Basın özgürlüğü endeksinde 157. sıradaki Türkiye, en fazla profesyonel gazetecinin hapiste olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Çalışabilen gazetecilere de iktidarın taleplerine uygun ‘tek tip haber yazmaları, tek tip gazeteci’ olmaları dayatılıyor.
'Meslektaşlarımız hedef haline getiriliyor'
DİSK Basın İş Sendikası da 24 Temmuz için bir mesaj yayınladı. Sendika mesajına ‘Sansürün kaldırılışının yıldönümü nedeniyle yine birçok açıklama yapılacak. DİSK Basın İş olarak sözümüz kısa ve net: Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü ayaklar altındadır!” diye başladı.
Cezaevindeki gazetecileri hatırlatan sendika, sansürün kaldırılış yıl dönümünde yayınladığı mesajda, ‘Sansür, otosansür devam ediyor. İş, iktidar partisinin bir hizbine mikrofon uzatmanın bile işten atılma nedeni sayılmasına kadar vardı. Koşulsuz ve tam biat isteniyor. Uluslararası yayın organlarında çalışan meslektaşlarımız hedef haline getiriliyor. Sivil iktidar eliyle ‘andıç’lar hazırlanıyor” ifadelerini kullandı.
Independent Türkçe