Dünya, tarihi bir dönüm noktasından mı geçiyor?

Platon'un diyaloglarındaki rolüyle tanınan Yunan sofisti Thrasymakhos'un söylediği gibi; neyin doğru olduğuna karar veren, gücü elinde tutan taraftır

Fotoğraf: Reuters

Bu yılki forumun etkinlikleri, ABD siyasetinin gurusu Henry Kissinger'in, Ukrayna savaşının bitişinden sonra dünyadaki jeopolitik durumun büyük değişikliklere uğrayacağını söylediği açıklamaları ile hız kazanan bu görüş üzerinde dönüyor.

Ukrayna savaşı sürerken Davos'ta yapılan Dünya Ekonomik Forumu'nu kastediyorum. Tıpkı Saddam'ın Kuveyt'i işgalinden ya da Berlin Duvarı'nın yıkılmasından veya 11 Eylül olaylarından sonra söylendiği gibi bazıları bu savaşın dünyanın şeklini değiştireceğini iddia ediyor. Tarih değişmedi.

Sadece insanlık, özellikle geleceğimizin ve gezegenimizin kaderinin tehlikeye girmesiyle beşeri trajedilerin yeni dönemlerine tanık oluyor. İnsanlık bir korku ve ölüm döngüsü başlatmayı başardı ancak buna son vermekte başarısız oldu.

WEF'in kurucusu Klaus Schwab, tarihi bir dönüm noktasında bu yıl yapılan forumun, 50 yıl önce kuruluşundan bu yana en uygun ve en önemli zamanda geldiğini ifade ediyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ancak Dünya Ekonomik Forumu'nun kurucusu Alman ekonomist ve mühendis, bize bunun kimin nazarından en uygun ve hangi düzeyde en önemli olduğunu söylemedi.

Gerçi cevap için çok da derinlemesine bir araştırma yapmaya gerek yok. Nitekim Davos, Noam Chomsky'nin birkaç gün önce günlerinin sayılı olduğunu ve derhal üçüncü bir yol gerektiğini söylediği Batı neoliberalizminin halkalarından biri olmaya devam ediyor.

Schwab "Rusya'nın saldırganlığı, II. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş sonrasında doğan sistemin çöküşünün başlangıcı olarak tarih kitaplarında yer alacak" diyor.

Peki bu tekrar bizi şu soruya itmez mi:

Bu, dünyayı insanlaştırmada bu kadar başarısız olan küreselleşmenin ilk aşamasından sonrası için örümcek ağları örme yolunda ilerleme kaydetme çabasındaki öznel tahminler mi?

Bu noktada şu soruyu sormamız yerinde olacaktır:

2022 Davos Forumu'nun resmi amacı Rusya karşısında Ukrayna'yı desteklemek mi?

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'e ilk gün konuk olarak konuşma fırsatı verilmesinden ve Ukrayna'nın başkenti Kiev'in Belediye Başkanı Vitaly Kliçko'nun katılımından bunu mu anlamalıyız?

Glasnost ve perestroyka politikalarının sahibi Mihail Gorbaçov döneminden beri Rusya ilk kez foruma katılmaktan men edildi.

Bu yüzden herhangi bir objektif ve rasyonel siyasi analist şöyle sormalı: "Acaba Rus heyetinin katılmamasının maliyeti katılmasının yol açacağı sorunlardan daha fazla olur mu?

Forum Batı demokrasisinin modern bir versiyonu ise neden Çar Putin'e ve yönetim tabakasına karşı kontrol etmeye değil de caydırıcı bir politikaya başvuruldu?

Forumun bu yılki başkanı Borge Brende cevap vermekte gecikmedi. Kendisi Rusya'nın dışlanmasının doğru bir karar olduğunu savundu. Tabi hiç şüphesiz batının bakış açısından bu doğru.

Sanki dünya, insan eliyle örülmüş en meşhur ve en tehlikeli duvarın yıkılmasından 30 yıl sonra bir engel ve sınır çekmek için akıllarda ve kalplerde tekrar bir duvar örüyor. Böylece acı içerisindeki Avrasya bir kez daha bölünüyor.

Dünya çapından yaklaşık 2 bin 500 siyasi lider, sivil toplum figürü ve medya kanalı Davos'ta bir araya geliyor. Bu da forumu, resmi bir şekilde olmasa da mevcut 10 yılın geri kalanı ve ötesi için stratejiler belirlemek üzere küresel bir platform konumuna taşıyor.

2022 Davos Zirvesi'nde kesin olan tek bir gerçek var: Herkes, yüzyıllardır var olan iki kutuplu sistemden çok kutuplu yeni dünya düzenine geçişin doğum sancılarından kaynaklı acı çığlıkları dinliyor.

Herkes, teknolojinin dünyanın dört bir yanına yayılmasıyla diplomasinin ve savaşın farklı yönlere evrilmeye ihtiyaç duyacağının, bunun bir meydan okuma teşkil edeceğinin ve soylu Bismarck'ın öğrencisi Kissinger'in sorumluluğunda olacağının farkında.

Yeryüzünü ve üzerindekileri neredeyse yok eden iklim krizinin çözümünden tutun, küresel gıda krizinin, milyonları kırıp geçiren açlık krizi korkusunun yayılmasının ve Rusya'nın petrol ve doğalgaz çeşmelerini kapatmasından ötürü başta Avrupa olmak üzere dünyayı etkileyen korkunç enerji krizinin çözümüne kadar tartışma masasındaki dosyalar neredeyse halledilmiş görünüyor.
 


Bunlara ek olarak başta mevcut ve yaklaşan küresel durgunluk ve enflasyon ile ilgili korkutucu ekonomik endişeler ve dahası siber güvenlik, 'Metaverse' dünyası ve buna benzer meseleler var.

Bununla birlikte Davos'un kulislerinde olup bitenler daha önemli ve tehlikeli görünüyor. Nitekim bazıları, İran nükleer dosyasının sonuçları, Çin'in büyüyen rolü ve Tayvan yüzünden küresel bir çatışmaya yol açabilecek başka bir savaşın patlak verme endişesi de dahil olmak üzere alenen söyleyemediklerini gizlice konuşuyorlar.

Avrupalılar, Avrupa birliği parçalanırken, aydınlanma kıtasının ve insanlığın, aşırı sağ kanadın fikirlerinin dünyanın geri kalanına ihraç edileceği bir bölge haline dönüşeceğinden oldukça korkuyor.

Davos'un sağduyulu adamları, toplumsal açıdan adaletsiz politikalar, yasadışı göçler ve Avrupa'yı cennet veya cehenneme çevirebilecek Afrika kıtası ile ilişkiler yüzünden ödenmesi gereken ağır bedelin ve dünyadaki eşitsizliğin farkındalar.

Davos'un özel toplantı odalarında söylenenler Bilderberg'ın küçük oturumlarına çok benziyor. Bu, dünyanın gizli eğilimler tarafından yönetildiği anlamına geliyor. Bu, komplo düşüncesini yayma kabilinden değil. Daha çok güce sahip yetişkinlerin stratejileridir.

Özetleyecek olursak, Platon'un diyaloglarındaki rolüyle tanınan Yunan sofisti Thrasymakhos'un söylediği gibi neyin doğru olduğuna karar veren, gücü elinde tutan taraftır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU