Ukrayna: Rusya ve ABD arasındaki itibar savaşı

Savaşın sürmesi, Doğu ve Batı'daki iki büyük süpergücün üstünlük arayışının bedelini canı ve malıyla ödemek zorunda kalan daha fazla kurbana mal olacaktır

Putin ve Biden, 16 Haziran'da Cenevre'de gerçekleştirdikleri zirve öncesinde el sıkışmıştı (AFP)

Ukrayna'daki savaş felaketi, şoka uğramış dünya halklarının gözü önünde her geçen gün daha da genişliyor. Ukrayna halkı, kentlerin yok edilmesinden iki haftadan kısa sürede bir milyon kişinin yerinden olup binlercesinin öldürülmesine devasa bir insanlık trajedisi yaşıyor: İki süpergücün, Rusya ve ABD'nin güçlü varlığından etkilenen bir trajedi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin açısından Ukrayna'daki savaş, NATO'nun genişlemesini kontrol altında tutmaktan daha fazla şey ifade ediyor. Putin için bu savaş, 20 yılda kazandığı prestiji, gücü ve güvenilirliği korumak demek. Artık bir haysiyet meselesi halini alan güvenilirliğini korumak için bu savaşta yapamayacağı hiçbir şey yok.

Çatışmanın diğer tarafındaki ABD içinse, son yıllarda sayısız sınamayla karşılaşmış ve yitirilmiş liderlik rolünü yeniden inşa fırsatı söz konusu. ABD haysiyetini ve itibarını geri kazanmak istiyor.

Son 20 yıldaki istikrarlı başarısızlık, ABD'ye onarılmaz hasarlar verdi. ABD teröre karşı savaşında başarısız oldu. Çin, Tayvan'ı istila etmeyi kovalıyor. Kuzey Kore nükleer savaş başlığı taşıma kapasitesine sahip balistik füzeleri test etmeye devam ediyor ve ABD'nin asla dizginleyemediği aktif bir nükleer silah programı yürütüyor. Tüm yaptırımlara karşın Kuzey Koreli liderler askeri nükleer programlarını henüz durdurmadı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İran İslam Cumhuriyeti, nükleer programı ve ayrıca bölgedeki terörist milisleri silahlandırması ve komşularını tehdit etme şekliyle, ABD'nin eski önleyici gücünden yoksun kaldığını gösteriyor. Rusya ve Çin gibi yeni güçlere karşı duramıyor.

ABD, Afganistan'daki savaşa terörizmi mağlup etme amacıyla girişmişti ama 20 yıl sonunda teröristlerle müzakereye başladı. ABD zamansız çıkışıyla ülkeyi Taliban'a terk ederken, terörizm sadece Afganistan'da değil, küresel ölçekte en büyük güvenlik tehdidi olmayı sürdürüyor.

ABD; Irak, Suriye ve Libya'daki diktatörlerle savaşmada başarısız oldu. Yemen'de Husi milislere karşı askeri faaliyetleri başarısızdı ve stratejik ortaklarını bütünüyle hayal kırıklığına uğrattı.

Yine de ABD'nin siyasi ve stratejik gücünü sınayan tüm mağlubiyet ve başarısızlıklara karşın; Ukrayna krizi, Biden yönetimine önceki zayıflıkların üstesinden gelme ve itibarını geri kazanma fırsatı sunmuş gibi görünüyor.

ABD'nin Ukrayna krizindeki aktif diplomasisi, onların stratejik değişimini ortaya koyuyor.

ABD'nin aktif diplomasisinin Putin'e meydan okuyabileceğini ve bunun boş bir iddia olmadığını göstermek isteyen Biden, Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'i dünyanın dört bir yanına yollamayı sürdürüyor.

Blinken, 5 Mart Cumartesi günü Ukrayna'yı ziyaret etti ve oranın Dışişleri Bakanı'yla görüştü. ABD böylelikle aktif diplomasisiyle Putin'e gövde gösterisi yaparak kriz durumlarında liderlik yapabileceğini dünyaya anlatıyordu.

Ukrayna halkına yardım için Kongre'den acil durum bütçesi istemek de aynı amaç doğrultusundaydı: Tıpkı 2001 sonrası Afganistan'a yapılan cömert yardım gibi.

Beyaz Saray Bütçe ve Yönetim Ofisi, Ukrayna'ya insani ve ekonomik yardımla güvenlik konusunda destek sağlamak için ABD Kongresi'nden 10 milyar dolarlık acil yardım talep etti. Bunun bir kısmı ABD'nin Doğu Avrupa'daki ortaklarına gidecek. Biden savaşı yönetmeyi hedefliyor.

Savaşın yeni oyuncuları... Her şey nasıl bitecek?

ABD ve Rusya artık bir haysiyet ve itibar savaşı verip, birbirlerinin askeri kabiliyetini Ukrayna topraklarında sınarken, küresel ölçekte topyekun bir savaştan korkmak için her neden mevcut. Nükleer çatışma korkusu sadece Ukrayna, Rusya ve ABD'ye özgü değil. Bu, tüm dünyayı güvensiz kılıyor ve Dünya'daki yaşamı doğrudan etkiliyor.

Dünya genelinde petrol fiyatlarının artışı, bu çatışmanın mali etkilerinden biri. Ancak savaş genişledikçe ABD veya Rusya saflarında yer alan ülkelere de güvenlik konusunda yeni tehditler yaratabilir.

 

Biz bir ülkenin çöküşünü ve mahvoluşunu izlerken, Ukrayna halkı ölüm ve yıkımı yaşarken, Batı'nın demokrasi ve insan haklarını ne kadar önemsediğine dair sloganlarını ciddiye alabilir miyiz, emin değilim.

Batı'nın Ukrayna'ya önerdiği ve getirmeyi istediği demokrasi eğer Afganistan, Irak, Suriye veya Libya'da kullanılanla aynı modelse, o zaman beraberinde sadece yıkım, sefalet, iç savaş ve terörizm getirecektir.

Batı, Saddam Hüseyin'i mağlup etmek için birleşmişti. Ancak Iraklılara verilen "demokrasi" gerçekte bir iç savaş ve terör gruplarının büyümesi, akabinde de ülkenin İran rejimine terk edilmesi oldu.

Suriye halkının "demokratik modeli" ise Rusya ve İran'ın müttefiki olan Beşar Esad'ın iktidarının yeniden tesisiydi.

Libya'nın durumu da pek iyi sayılmaz. Libya'da tek görebildiğimiz halkın yaşamını ve malını tehdit eden teröristler ve tehlikeli gruplar. Pek çok kimse eski diktatör Muammer Kaddafi'nin geri dönmesini diliyor.

Batı dünyası Ukrayna'da insani değerleri ve demokrasiyi mi savunmak istiyor? Bunu zaman gösterecek. Ancak savaşın sürmesi, Doğu ve Batı'daki iki büyük süpergücün üstünlük arayışının bedelini canı ve malıyla ödemek zorunda kalan daha fazla kurbana mal olacaktır.

Bu çatışmanın bir diğer kurbanı da Rusya halkı. Savaşta ölen askerlerin aileleri Putin'in saldırganlığını ve askeri operasyonunu desteklemiyor. Bu aileler, Putin'in imajını korumasının bedelini ciğerleriyle ödüyor ve ayrıca dört bir yandan uluslararası baskı altında kalıyor.

Putin elinden geleni yapıyor ve kendisine dair en iyi bilinen şey için tüm gücüyle savaşıyor: Güç, yenilmezlik, SSCB'nin etki alanıyla kabiliyetini geri kazanma hayali ve kendi güvenilirliği.

Biden sadece ABD'nin bölgesel savaşlardaki ve teröre karşı savaşındaki başarısızlığının telafisi için değil, aynı zamanda ABD'nin güvenirliğiyle itibarı ve kendi adına da biraz popülarite için de bir şeyler yapmalı.

Kendi halkı nazarında popülerlikten uzak bir başkan olması ve sosyal davranışı, fiziki zayıflığıyla ilerlemiş yaşı onu şimdilerde hem ABD içinde hem de yurtdışında şaka konusu haline getirdi. Artık Biden'ın elinde zayıflığını telafi etmek için büyük bir fırsat var. Amerikan halkı Rusya'ya karşı koymayı sevdi ve Biden'ın eylemleri kendini ve Demokratları bu dalganın zirvesine taşıyabilir.

Ukrayna belki Suriye, Afganistan, Libya ve hatta Yemen'le Irak'tan farklı olabilir. Ancak MSNBC temsilcisi Kelly Cobiella'nın dediği gibi, bu farklı bir halkı içerdiği için farklı bir savaş.

Cobiella, Ukraynalıların "Hristiyan ve beyaz" olmaları sebebiyle yerlerinden edilmiş Suriyelilerden farklı olduğunu söylemişti. Bir CBS yorumcusu da burasının "Irak veya Afganistan benzeri bir yer" olmadığını, "görece medeni ve görece Avrupalı" bir yer olduğunu ifade etmişti. Daha basit bir deyişle, Afganistan, Irak, Libya ve Suriye halklarıyla aynı kaderi yaşamalarını beklemiyorlardı.

Bu ifadeler Batılı hükümdarların fikrini de gösteriyor olabilir. Amerikalıların bu farklı Avrupa savaşını nasıl idare edeceğini, Ukrayna ve Ukraynalıların kaderinin Avrupalı olmayanlara ve Müslüman Ortadoğululara kıyasla nasıl farklı olacağını göreceğiz.

 

*Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independentpersian.com/node/220511

Independent Türkçe için çeviren: Ayşe Yıldız

DAHA FAZLA HABER OKU