Evvelki gecenin sabahı Kiev'de parıl parıl, masmavi bir gökyüzü ve altın rengi gün ışığı vardı. Ancak Vladimir Putin, Ukrayna'nın bir bölümünü ülkeden koparıp son derece gerçek bir savaş tehdidini yeniden alevlendirdiği için pek çok kişinin ruh hali karamsar ve endişeliydi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Rus birliklerinin sınıra yığıldığı ve ABD'nin, Britanya'nın ve Batı'nın muazzam can kayıpları verilebilecek çatışmanın yaklaştığına dair mütemadiyen uyarılarda bulunduğu bu dönem, Ukrayna halkı için çalkantılı geçiyor.
Ancak haftalar büyük çaplı çatışmalar patlak vermeden geçip giderken ve Devlet Başkanı Volodimir Zelenski liderliğindeki Ukraynalı politikacılar Batı'nın telaşına itirazlarda bulunurken atmosfer biraz daha rahatlamıştı. Başkentten ve Harkov gibi sınıra yakın diğer şehirlerden ayrılanların bir kısmı evlerine dönmeye başlamıştı. Aceleyle kapatılan dükkan ve kafeler yeniden açılıyordu.
Bu hafta diplomasinin o anki şartlarda galip gelebileceği umutlarıyla başlamıştı. Emmanuel Macron'un Putin'le telefon görüşmesinin olumlu geçtiği söyleniyordu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, sonraki günlerde Amerikalı ve Fransız mevkidaşları Antony Blinken ve Jean-Yves Le Drian'la görüşecekti. Hatta ertesi hafta ABD Başkanı Joe Biden ile Rusya Devlet Başkanı arasında başka bir zirve gerçekleşme olasılığı bile vardı.
Rusya Güvenlik Konseyi'nin Moskova'daki özel oturum çağrısını fark edenler biraz endişelenmiş olsa da bu muhtemelen Batılıların dikkatini çekme gayretiyle tertiplenmiş bir güç gösterisi olarak yorumlanmıştı. O oturumun ardından yaşananlar olağanüstü, zaman zaman da neredeyse şaşırtıcıydı: Putin mavi beyaz kubbeli bir çatıya ve birçok sütuna sahip bu devasa odada otururken Ukrayna'da yapılacaklar konusunda görüşlerini bildirmeleri için alabildiğine uzanan parke zeminin öteki tarafında oturan üst düzey yetkililerini çağırıyordu.
Esas mesele Donetsk ve Luhansk'taki ayrılıkçı "halk cumhuriyetlerini" bağımsız devletler olarak tanıyıp tanımamaktı. Bu, iki bölgenin 7 yıl önce ortaya çıkmasından bu yana Kremlin'in atmadığı bir adımdı ve çözüm müzakeresi girişimlerinin sona ermesi anlamına gelecekti.
Öne çıkan en şaşırtıcı ve önemli olaylardan biri, Putin'in görüşlerini bildirmesi için Rusya Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Narişkin'i çağırmasıydı. Genelde savaş yanlısı olarak bilinen Narişkin'e kararı destekleyip desteklemediği soruldu. Huzursuz görünen Narişkin, "Luhansk ve Donetsk halk cumhuriyetlerinin Rusya'nın parçası olmasını" desteklediğini adeta mırıldanarak söyledi. Birden fazla kez sinirli bir şekilde istihbarat şefinin "açık konuşmasını" talep eden Putin, Narişkin'e meselenin bu olmadığını ve sadece Luhansk ile Donetsk'i tanıyıp tanımama konusunun tartışıldığını söyleyerek onu tersledi.
Batılı yetkililer, Rusya Devlet Başkanı'nın planladığı askeri harekat karşısında Rus ordusu ve güvenlik teşkilatı içinde çekinceler olduğunu öne sürüyordu. Ancak anlaşılır bir şekilde bu çekinceler Güvenlik Konseyi'nde gün yüzüne çıkmadı. Sıkıntılı görünen birkaç kişi olsa da her biri desteğini sundu.
Kısa süre sonra ayrılıkçı cumhuriyetleri tanıma kararının alındığı netlik kazandı. Putin'in o akşamki konuşması, kendilerini bekleyen karanlık ve yıkıcı manzarayı tasvir ederken hararetli ve zaman zaman da öfkeliydi.
Putin, Ukrayna'nın hiçbir zaman "gerçek bir devlet" olmadığını, "yozlaşmış" rejiminin ABD'nin "kuklası" olduğunu ve ülkenin NATO üyesi olmasının "Rusya'nın güvenliği için doğrudan bir tehdit" oluşturacağını söyledi. Ukrayna ya "halk cumhuriyetlerindeki" şiddetini durduracak ya da "dökülecek kanın mesuliyetini" üstlenecekti.
Burada "şiddet" derken, Ukrayna devletini suçlamak amacıyla ayrılıkçıların düzenlediği yanıltma harekatlarını kastediyordu. Böylece, Ukrayna'ya yapmadığı şeyleri yapmayı bırakması için ültimatom verildi. Bununla birlikte geniş çaplı askeri harekatın zemini de hazırlanmış oldu: Yalnızca Donetsk ve Luhansk'taki ayrılıkçıların bölgeyi uzun süredir yeniden birleştirmekten bahsettiği Donbas'ta değil, daha geniş ölçekte de.
Batılı devletler, Kiev'i ele geçirip "rejim değişikliği" yapmanın Moskova'nın gerçek hedefi olduğunda ısrar etmeye devam ediyor. Kremlin, Rusya'nın harekete geçmek zorunda bıraktığını söyleyebilir; sonuçta Putin'in de konuşmasında belirttiği gibi, "Ukrayna'yı 'savaş alanı' haline getiren ABD ve NATO'dur".
Viktor Yanukoviç'in Moskova yanlısı hükümetini deviren ve şu anki kışkırtıcı krize yol açan süreci başlatan protestoların gerçekleştiği Kiev'deki Maidan'da duran Olena Semenyuk, gelecekte kötü şeylerin olacağına dair önsezisinden bahsetti. 22 yaşında bir öğrenciyken gösterilere katılan Semenyuk dövülmüş ve arkadaşlarının ciddi şekilde yaralanmasına tanık olmuştu. Semenyuk, "O günleri hatırlarsınız: Kavgalar, kurşunlanmalar, yaralanmalar, ölümler… Ülkemiz büyük bir travma yaşadı" diyor.
Ama sonunda buna değmiş gibi hissettik çünkü yeni bir ulus olmuştuk. O zamandan beri birçok şey yolunda gitmemiş olsa da hâlâ buna değdiğini düşünüyoruz. Ama şimdi Putin'i duymak, sözlerinin ne anlama gelebileceğini düşünmek… Çaresiz hissediyorum ama aynı zamanda da kızgınım.
Batı defalarca Rusya'nın saldırganlığı yüzünden "ağır bir bedel" ödeyeceğini söylemiş olsa da askeri harekatın cezasının kapsamının fiili ilhaktaki cezayla aynı olup olmayacağı konusunda şüpheler var. Britanya, Ruslara ait 5 bankaya ve yüksek net değerli üç Rus'a yaptırım uygulayarak bunun devamını getirmiş oldu. Almanya ise Rusya'dan gelen Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hattını askıya aldı. ABD de hedefli yeni yaptırımlar duyurmaya hazırlanıyor.
Bu Putin'i durduracak mı? Kiev sokaklarındakilerin bazılarına göre durdurmayacak. Yulya Şapoval, "Yıllar önce de Kırım'dan ve Donbas'tan sonra Rusya'ya yaptırımlar uyguladılar, bir şey değişti mi?" diyor. Şapoval ilk savaş uyarılarının ardından üç çocuğuyla birlikte ülkenin batısındaki bir kasabaya göçerken kocası başkentte kalıp çalışmaya devam etmiş.
"Ama çocuklar babalarını, babaları da onları özledi, o yüzden biz de geri döndük" diyor.
Burada kalacağız. Bu bizim şehrimiz, bizim Kiev'imiz. Bakın bu güzel havada ne kadar da hoş görünüyor. Yalnızca buranın ve buranın halkının başına bir şey gelmeyeceğini umabiliriz. Sanırım şimdi ne olacağına sadece tek bir kişi karar veriyor. Umarım harekete geçmeden önce ruhunun derinliklerine bakar.
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: Sevgi Aydoğan
© The Independent